SON DAKİKA
SON DAKİKA


Eblehlik
27.07.2022

Danıştay 10. Dairesi, İstanbul Sözleşmesinin feshine ilişkin, 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı kararının iptali istemini 2’ye karşı 3 oyla, 19 Temmuz 2022 tarihinde reddetti. TBMM’ni YOK SAYAN bu karara karşı TBMM Başkanı denen kişiden ses çıkmadı! Çıkamaz, çünkü Erdoğan’ın atadığı kişi TBMM Başkanı değil, AKP Grubunun meclisteki başkanıdır. TBMM, Muhalefet Partilerimiz ve Yüksek Yargı bir kere olsun dik durabilselerdi, ülkemiz bugünkü faşist diktaya düşmeyecekti! Bu feci durum, bugünkü yazımızın konusu değildir, fakat tarihe not düşmek için kayda aldık!

Danıştay’ın kararının yayınlandığı gün Kılıçdaroğlu ve Akşener “Biz iktidar olduğumuzda 24 saat içinde İstanbul Sözleşmesi tekrar yürürlüğe girecektir” dedi! Türkiye’nin önderlik ettiği, adını İstanbul’umuzdan alan, ve her yönüyle desteklediğimiz bu sözleşmenin tekrar yürürlüğe konulması, çağdaşlık gereğidir. Aynı ikili, Kılıçdaroğlu ve Akşener, 16 Mart 2022’de yani yaklaşık 4 ay önce, “Diyanet Akademisi” yasasına olumlu oy verilmesi için kendi milletvekillerine emir verdiler. CHP ve İYİ Parti’den 1 milletvekilinin bile bu yasaya karşı çıkamamasının tek sebebi vardır. Genel başkanların talimatı…

Laiklik ilkesi, Cumhuriyetin- devletimizin- demokrasimizin temel direğidir. Laiklik yoksa bunlar yoktur. Kadın-erkek eşitliği yoktur. Kadının onurlu bir birey olması yoktur. Kadının eve kapatılması, çalışamaması, eğitim hakkından yararlanamaması, köle yapılması vardır. Diyanet Akademisi, laiklik ilkesini tamamen yok etmenin son istasyonudur. Habis bir ur gibi toplumu saracak olan bu kurum, din ve vicdan özgürlüğünün, ibadet özgürlüğünün, kadın-erkek eşitliğinin yürürlükten kaldırılması demektir.

Diyanet Akademisi mensupları “Askerlik Hizmeti” yapmayacaklar! Bunun bir adım sonrası, vergiden de muaf olmaları demektir. Osmanlı dönemindeki gibi. Din Devletinde olduğu gibi! Kılıçdaroğlu ve Akşener, neden Diyanet Akademisine karşı çıkmadıklarını, niçin yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmadıklarını Türk milletine açıklamak zorundadırlar. İki ortak, “LAİKLİK İLKESİNİN OLMADIĞI BİR ÜLKEDE, İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN OLAMAYACAĞINI” bilmiyor olabilirler mi?

CHP ve İYİ Partinin programlarını okuyun. İkisi de Laik Cumhuriyetten, Atatürk ilke devrimlerinden ödün vermeyeceklerini yazmışlar! Peki, bu tutumları nasıl açıklanabilir?

Aziz Türk milleti; siyaset, dürüstlük ve mertlik sanatıdır. Ancak, sanatkarlar ile yapılabilir. Siyaset, programına yazdıklarının aksini yapıp Türk milletini aptal yerine koymak değildir… AKP, Türk Devletini “Federal İslam Devletine” dönüştüreceğinin sözünü, kendisini rehin alan emperyalistlere zaten vermişti. Ve sözünü bir an önce yerine getirmek için çırpınan ve kendi kurtuluşunu bunda gören, bir suç örgütüne dönüşmüştür. Geri dönüşü de yoktur! 6’lı ittifakın iki lider partisinin, kaybedeceklerini bilerek AKP ile neden dindarlık yarışına girdiklerini anlamak mümkün değil!

Yanıtlanması şart olan sorular var;

-CHP ve İYİ Parti hangi düşünce ile, ülkeyi tam bir “Din Devletine” dönüştürecek bir yasaya oy verdi?

-CHP, neden bu yasayı, iptal istemiyle Anayasa Mahkemesine götürmedi?

-CHP- İYİ P’yi böyle hareket etmeye iten güç, Ekmelettin’i aday yapan güç mü?

-CHP ve İYİ P’yi, Davutoğlu-Babacan ile bir arada tutan güç İngiliz Abdullah mı?

Bunlar geçiştirilecek, unutturulacak sorular değildir. Yanıt vermedikleri zaman, tüm ülkede bu soruları ve gerçekleri Türk milleti ile paylaşacağız! Yazının başlığındaki eblehlik, ebleh olma hali, aptallığın son derecesi, demektir. Hiç kimsenin Türk milletini “ebleh” yerine koymak hakkı yoktur, haddi de değildir…

Not: Halk TV-Tele1-KRT-FoxTV’de görev yapan medya emekçileri; Bu çelişkiyi ben görüyor ve kamuoyu ile paylaşıyorsam, sizlerin görmemesi mümkün değil! Gördüğünüz halde, kamuoyuna yansıtmıyorsanız, lütfen söyler misiniz; sizin, haram havuzundan beslenen meslektaşlarınızdan farkınız nedir?

Sağlık ve başarı dileklerimle…

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap