Bireyin yaşamış olduğu duygular davranışlarını ve
hayatınıetkilediği kadar yemek yeme tutumunu da etkiler. Günümüzde kilo
problemlerinin artması insanların yemek yemeye yükledikleri sembolik anlamların
araştırılmasına yol açmıştır. Bazı insanlar için yemek, zor anlarında yanında
olan bir kurtarıcı, olumsuz duygularından arınmak için sığındıkları bir
limandır.
Duygusal açlık; kişinin fizyolojik veya sosyal gereksinimi
olmadığı halde, yemek yemesine neden olan yeme isteğidir. Yoğun duygusal
yaşantılardan, stres ve kaygı uyandıran durumlarından uzaklaşmak ve bu
gerilimle baş edebilmek için yemeğe yönelinir. Olumsuz duygular gibi olumlu
duygular yaşandığında da yeme davranışı etkilenir. Buluşmalar, kutlamalar,
kendini ödüllendirmelerin de yemek seçimine etkileri olur.
Duygusal ve Fiziksel Açlık Arasındaki Farklar
Fizyolojik açlıkta, besin aldıktan belli bir süre geçtikten
sonra, kandaki besinlerin azalması sonucu enerji düşmesi, beslenme ihtiyacına
bağlı acıkma söz konusudur. Duygusal yeme davranışında ise fiziksel açlık
belirtileri yoktur. Fiziksel olarak aç olan insanlarda seçicilik azdır, var
olanla yetinebilirler, duygusal açlık yaşayanlar ise seçicidir. Fizyolojik
açlıkta kişi acıkınca yemek seçme lüksü öncelikli değildir, midesi guruldar,
şekeri düşer. Fizyolojik açlık yavaş yavaş ortaya çıkar. Duygusal açlıkta tok
olması gereken durumda bile bir aşerme, aniden başlayan bir yeme isteği ile
belli yiyeceklere yönelme görülür. Özellikle karbonhidrat türevi, yağlı
gıdaları tercih ederler. Şekerli, unlu gıdalar ve özellikle çikolata, tatlı,
cips gibi abur cuburlar tercih edilir.
Fiziksel açlık yaşayan kişi sakin, normal bir hızda yemeğe
yönelir ve beslenir, doyduktan sonra kendisini rahat ve iyi hisseder.
Arkasından enerjik, hayata hazır bir hal ortaya çıkar. Duygusal açlıkla yemeğe
yöneldiğinde kişide yoğun bir gerilim varken, yemekle beraber mutluluk, huzur,
haz duygusu ortaya çıkar ve bu gerilim azalır. Midesi yiyemeyecek kadar şişince
veya yediği yiyecek bitince kendini durdurabilir. Hızlı ve hırsla beraber
farklı tatları aynı anda yiyebilir. Yemek sonra ise suçluluk, kendine
kızgınlık, depresif duygular yoğundur. Bunların dışında halsizlik, yorgun
hissetme, uyku hali, her şeyin saçma gelmesi, boşluk ve çaresizlik duyguları
ortaya çıkar.
Duygusal yeme durumunda bazen gizlice yeme hissi vardır,
kişi yediğini ötekiler bilmesin ister, karşıdaki kişilere neden çok yediği ile
ilgili sürekli bir açıklama yapma ihtiyacı duyar. Başkaları sürekli onun
yediğiyle ilgileniyormuş gibi savunmacı bir şekilde yeme hakkında konuşma
gösterir. Fiziksel yeme durumunda kişi çok yese bile yediklerini başkalarının
görmesinden rahatsız olmaz.
Duygusal açlığı olan birisi giderek şişmanlar. Diyetisyen
yardımı ve spor yapma ile kilolarını veremez, verse bile bu geçicidir, bir süre
sonra aynı kilolara geri döner. Kilosu yıllar içinde kademe kademe yükselir. Bu
süreç bilinç dışıdır, ne kadar uğraşsa da bir türlü kontrol edemez. Kilo verme
ve spor yapma sıklıkla acı verici olabilir. Fiziksel aç olan ise eğer kilo
vermeye karar verirse kilo verebilir. Yediklerini kontrol altına alabilir.
Diyet yaparken acı çekmez. Yaptığı spordan ve diyetisyen katkısından fayda
görür, verdiği kilolar daha kalıcıdır.
Duygusal yeme sorunu olan birisi genelde kendini ve bedenini
beğenmez, bu durum kilosuyla ve görünümüyle ilgilidir. Bazen kendine
yabancılaşır. Yüzü, gözleri, vücudu kendisine mi yoksa gördüğü yabancı birisine
mi ait bilemez. Hatta bazı kişiler bu tür duygulardan çok fazla rahatsız olur.
Fiziksel aç olan kişi ise bedenini bilir. Vücut algısı sağlıklıdır.
Yabancılaşma duygusu hissetmez.
Duygusal yeme durumunda psikolojik destek yardımcıdır.
Sağlıklı beslenme ve egzersiz çoğu zaman tek başına yeterli değildir.
Siz de bu gibi durumları yaşıyor iseniz benimle iletişime
geçebilirsiniz.
Instagram: psk.benaydiyadin