Artık kimsenin bizim onurumuzla oynamasını sineye çekmek gibi bir aczin içinde değiliz ve olmayacağız. Malum, Türkiye’nin güçlenmesini içine sindiremeyen başta ABD ve bazı Batı ülkeleri ile yaşadığımız sorunlarla ilgili (sıfır sorun) isteyenler, (herkesle kavgalıyız) saçmalığını bahane edenler… Aslında demek istiyorlar ki; eskiden olduğu gibi uysal, itaatkar, her denilene, her yapılana kafa sallayan bir devlet olalım.

Bize karşı olanların hedefi Türk vatanıdır, Türk vatandaşıdır, Türk bayrağıdır… Bunların hedefi, zayıf ve güçsüz, muhtaç, parçalanması gereken bir Türkiye. Bize yöneltilen silahların menşeine bakmak, her şeyi anlatıyor zaten…

Efendim, şöyle kendi kendimize bir kere daha düşünelim; NATO denilen teşkilat niye var, bu teşkilat niye kuruldu? Acaba biz mi NATO ülkesi değiliz, yoksa diğerleri mi NATO ülkesi değil? Eğer biz NATO ülkesi isek, bunun kurallarına uymamız istendiğinde hemen koşuyoruz. Kore’de, Afganistan’da, Somali’de, Balkanlarda ve daha birçok yerde görevimizi yerine getirmek için hiç tereddüt etmeden koştuk. Şimdi bizim sınırlarımızın güvenliği (yani NATO’nun güvenliği demek) tehdit altında ama hani NATO nerede? Ses seda yok. Amerika’ya, ya da bir başka NATO üyesine bir tehdit olduğunda orada NATO var. Bu durum ne anlama geliyor, bu ne demek oluyor?

Bir kere daha hatırlayalım ki; bir zamanlar, gerçekten de yerinde söylenmiş bir söz, yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır… Hani bu görüşü öve öve göklere çıkaranlar, bugün neden sus puslar?

Değerli okuyucularımız, Türk milleti olarak bizim en öemli özelliğimizi anlatan bir söz de şudur: Haksızlık karşısında eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz…

Çok şükür, bugün başımız dik, alnımız açık. Bugün, kendi kendimize övüneceğimiz bir vakarla kimseye boyun eğmiyoruz. Artık bizim işimize gelmeyen, bize zararı dokunan herhangi bir konuda, hangi platformda olursa olsun adamların gözünün içine baka baka “biz size güvenmiyoruz, siz bizi aldatıyorsunuz…” diyebiliyoruz. Bunu dediğimiz içindir ki, (diktatörlükle) suçlanıyoruz. Ne yazık ki, kendi içimizden bazı kesimler de aynı teraneyi tekrarlayarak, bizi güçsüz ve zayıf düşürmeye çalışanların ekmeğine yağ sürüyorlar. Bütün bunlara rağmen bugün, başta savunma sanayimiz olmak üzere geleceğimizi garanti altına almak için geldiğimiz noktayı hepimiz görüyor ve yaşıyoruz.

Sonuçta iktidarıyla, muhalefetiyle, kurum ve kuruluşlarıyla şeref ve haysiyetimizi korumak zorundayız. Hiçbir mazeret buna engel teşkil etmemelidir. Bilmem anlatabildim mi?