SON DAKİKA
SON DAKİKA


'Melekler içeri girmez' diye hemşireye müdahale!  
10.02.2019

Şaka değil gerçek… Yaşanan olaya bir bakın…Bu kadarına da pes doğrusu…

Okuduğum bir yazı(haber) “Bu kadarı da pes” dedirtti… 

Güler misin  ağlar mısın?

Rahmetli annem de bu ülkeye uzun yıllar hemşire olarak hizmet ettiği ve  hizmet ederken yaşadıkları zorlukları iyi bildiğim için de çok dikkatimi çekti…

Kayıtsız kalamadım…

İnanması güç yaşanmış bir olayı gündeme getirmiş Oda TV’den Sami Menteş…

“Bu nasıl akıl tutulması?” dememek mümkün olmadı…

Elimizden “Allah akıl irfan versin” demekten başka bir şey gelmiyor ne yazık ki…

 

*

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi'ne 15 Ocak saat 06.00’da H.K. isimli hasta getiriliyor…

Hastaya mavi kod verildi ve sağlık çalışanları tarafından müdahale ediliyor…

Bakın ondan sonra neler olmuş!

Ancak, çalışanlar hastaya müdahale sırasında zor anlar yaşadı.

Neden mi?

Hasta yakınları, H.K.’ya başı açık çalışanların müdahale etmesini “melekler içeri girmez” diye engellemeye çalışmış. Sağlık çalışanları H.K.’nın tedavisini uygularken doktordan hastanın fişini çekmesini istemişler…

Şaka değil gerçek…

Tutanaklara böyle geçmiş…

Okuyalım devamında neler olduğunu;

H.K.’nın tedavi süreci sürerken, hasta yakınları, sağlık çalışanlarına hakaret ve beddua etti. Hakaretlerin ve bedduaların gerekçesi ise sağlık çalışanlarının, hasta yakınlarının dini vecibelerini yerine getirmelerini engellediği iddiasıydı…

Olaya hastane polisi müdahale etti.

Hastane polisi, hasta yakınlarını dışarı çıkarmakta zorlanınca, destek çağırmak zorunda kaldı…

İşte bütün bu yaşananlar sağlık çalışanları tarafından tutanak haline getirildi…

 

*

Tutanakta şu ifadeler yer almış:

“Enfeksiyon Hastalıkları servisinde H.K. isimli hastaya saat 06.00'da mavi kod verilmiştir. Mavi kod ekibinin müdahalesi sırasında hasta yakınları dışarı çıkarılamamıştır. Hasta yakınları hastaya müdahale edilmesini reddetmişlerdir. Bu müdahalenin yasal zorunluluk olduğu hasta yakınlarına anlatılmasına rağmen hasta yakınları sürekli sözle çalışanları taciz etmeye devam etmişlerdir.

Başı açık hemşirelerin hastalarına müdahale etmemesi gerektiğini söyleyip, bu yüzden meleklerin içeri girememesinden sorumlu olarak başı açık olan kişileri sorumlu tutmuşlardır.

Entübe olan hastaya zorla zemzem suyu içirmeye çalışıp hastanın aspire etmesine sebep oldular. Hasta ambulanırken çok uğraşmamamızı hastalarına eziyet ettiğimizi ve artık bırakmamız gerektiğini söylediler. Hastanın entübasyon tüpünün çekilmesini, hemşirenin elindeki ambuyu yavaşlatmasını, müdahalede olan doktor hanımdan hastanın fişini çekmesini talep ettiler.”

 

Tutanakta “Saat 07.30 civarında serviste bulunan güvenlik görevlilerinin de bilgi vermesiyle hastane polisi de duruma müdahale etti” denildikten sonra şunlar kaydedildi:

“Hasta yakınlarına odada bulunmalarının doğru olmadığını anlatmaya çalıştılar. Hasta yakını bu sırada bizim yanımızda başka yakınlarını arayıp hastanın selasını vermeleri için talimatlar verdi.

Biz hastaya müdahale ederken hastanın üzerine anahtar koydular. Hasta odasından çıkmaları konusunda ısrar edildikçe daha saldırgan davranmaya başladılar.

Bizi onların dini vecibelerini yerine getirmelerine engel olmakla suçladılar.

Biz müdahale etmeyecekmişiz onlar da başında dua okuyup bekleyeceklermiş. İstekleri sürekli aynı doğrultuda ve çalışanlara engel olacak şekilde devam etmiştir.

Hastane polisinin uyarılarını da dinlemediklerinde polis tarafından destek çağırılıp gelen destek ekiple beraber hasta yakınları uzun uğraşlar sonucunda zorla dışarı çıkarılmışlardır.

Hasta yakınları dışarı çıkarken çalışanlara beddua ve hakaret yağdırmışlardır.

Hasta saat 10.35'te hastanemiz yoğun bakımında yer olmadığı için Özel Avrasya Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesine entübe olarak transfer edilmiştir.”

*

Şaka değil gerçek bu yazılanlar…

 “Bu kadar da olmaz” diyorsunuzdur…

Belgeler ve tutanak ortada…

İnsanların dini hassasiyetlerini taşımaları, hastaları için dua etmeleri kadar en doğal ne olabilir? 

Hangimiz etmiyoruz ki…

Elhamdülillah Müslümanız…                   

Ama bir hastanın hastanede tedavi olurken yakınları tarafından böylesine bir olay ile karşı karşıya bırakılıp çile çektirilmesi hangi vicdana sığar ki?

Hasta olan insana  doktoru, hemşiresi müdahale ediyor…

Ve o hasta yaşıyor…

Doktorlar, hemşireler  o hastanın hayata tutunması için gerekli bütün müdahaleleri yapıyor…

Birisi çıkıp  “Başın açık elini değdirme, melekler gelmez… fişini çek”  diye dayatma yapıyor…

Diğeri çıkıp “selasını vermeleri” için talimat veriyor…

Yetmediği gibi doktor ve hemşirelere müdahale ediyor…

Polis devreye giriyor..

Olacak gibi değil…

Madem adamın ölmesini istiyorsun(!) ne diye hastaneye getiriyorsun  kardeşim dememek mümkün mü?

Başı açıkmış veya kapalıymış…

O Allah ile kul arasında…

Allah'la kul arasında olan inançtır, bir insanın iman sahibi olup olmadığını Allah bilir. Oysa din, öğütledikleriyle, öngördükleriyle, kurguladığı yaşam biçimiyle devasa bir kültürdür.

Melekler  kimdir?

Allah tarafından yaratılmış, erkeklik ve dişilikleri olmayan ve Allah'a itaatten ayrılmayan nuranî bir varlıktır.

Yapmayın Allah aşkına..

Oğlun ilkokulda,
Öğretmenin başı açık…
O yüzden  okula melek girmiyor mu?

O zaman al oğlunu okuldan!..

Olur mu?

 

*

Bakın Florence Nightingale’in çok güzel bir sözü vardır.

“Tanrının en değerli armağanı olan hayat, çok defa hemşirelerinin ellerine terk edilmiştir.”

Ve Mevlana der ki;

“Acı su da, tatlı su da berraktır.

Sakın görünüşe aldanma…

Görünüşte herkes insandır ama gerçek insan hal ehli olandır.”

Allah aşkına böyle olaylarla bu ülke gündemine gelip, o güzel dinimize zarar vermeyin…

Unutmayın ki önemli olan  “HAL EHLİ (Hali tavrı güzel olan gönül sahibi veli, zat!) “ olmaktır.

 

 

 

 

 




 

 

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap