Bu şehir tarihini bilmiyor?
Bu şehir yetiştirdiği değerleri tanımıyor…
Bu şehir yetiştirdiği değerlerin hakkını teslim etmiyor..
Veya bilip ideolojik
bataklığın içine gömüyor…
Sevgili Turhan
Eyüboğlu her zaman olduğu gibi yine
araştırmacı duyarlılığı ile gündeme getirince
kayıtsız kalmak ve yorumlamamak mümkün olmadı.
Çünkü önemli bir konu bu…
Mustafa Kemal’in arkadaşlarından öyle bir ismi hatırlattı ki
inanıyorum büyük bir çoğunluğumuz gibi bu şehrin yönetenlerinde bugüne
kadar o isimden haberi olmamıştır..
Eyüboğlu, ”Bakalım sizin de benim gibi yüzünüz kızaracak mı?
“ diyor…
Okuyalım…
***
Mustafa Kemal tüm arkadaşlarını severdi; fakat herkes onun
Ali Fuat ile samimi olduğunu biliyordu. İki üç haftada bir onların evine
mutlaka giderdi. Bu süre aksatıldığında Ali Fuat'ın babası haber yollar, O'nu
davet ederdi.
Bir hafta sonu İsmail Fazıl Paşa, yine Kemal'i evine davet
etmişti.
Sohbetle geçen yemek sırasında Ali Fuat ile Kemal'e
derslerine giren öğretmenlerini sordu. Tabiye dersi öğretmeni Kurmay Yarbay
Nuri'den henüz ders almadıklarını öğrendiğinde çok üzüldü.
"Çocuklar komutanınız mesleğini bilen, geniş görüş ve
bilgiye sahip olan biridir. Ondan ders almış olsaydınız çok şey kazanırdınız.
Ders almadığınıza üzüldüm."
Kemal, Paşa'nın bu anlatımından sonra komutanı merak edip
araştırır.
Kurmay Yarbay farklı bir öğretmen, yetenekli bir askerdi.
Ayrıca centilmen, cesur ve usta bir strateji uzmanı olarak
tanındığına şahit olur. Öğrencilerine bir ağabey gibi davranır, onlara sadece
ders vermekle yetinmez hayata dair her şeyi öğretirdi.
Bu bilgiler O'nu çok etkilediği için ondan son sınıfta
alacağı dersleri iple çekiyordu.
Artık Kemal son sınıfa geçmiş ve Yarbay Nuri Bey de o gün ilk
dersleri için sınıfa gelmişti. Sınıfa uzun uzun baktı; sanki herkesi beden
dilinden tanımaya çalışıyordu. Bir süre süren sessizlik komutanın konuşmasıyla
bozulmuştu.
"Bir erkan-ı harp subayı, askerlik dışında bilgilerle de donanmış olmalıdır. Yarın hepiniz kumandan olacaksınız, sorumluluk yükleneceksiniz. Kumandan yalnız emreden değil, aynı zamanda öğretendir de! İleride millet ve memleket işlerinde değişik ve büyük görevler alabilirsiniz. Bu memleketin cahil idare adamlarından ve cahil kumandanlarından çektikleri sayılmayacak kadar çoktur. Onun için bilgi ve ahlak yönünden daima bulunduğunuz topluluğun üstünde kalmayı bilmelisiniz."
Yarbay Nuri o gün değişik savaş şekillerinin anlatıldığı o
derste "Gerilla nedir, ne değildir?' diye uzun açıklamalarda bulundu.
Sonun da "Efendiler, gerilla faaliyetleri ne kadar zor
ise onu bastırmak da o nispette güçtür." deyip sınıfa baktı. Kemal söz
aldı:
"Efendim konuyu daha iyi anlayabilmemiz için olayı
memleketin herhangi bir yerinde geçmiş gibi açıklamanız mümkün mü?"
Yarbay Nuri nezaketen yapılan bu isteğe hayır diyemedi!
Bütün detaylarıyla harita üzerinde örneklerle anlatmaya
başladı. Dersler çok yoğundu; fakat kıymetli öğretmen kumandanlar, bu yoğun
dönemi savaş sanatının en ince ayrıntılarını öğrencilerine öğreterek keyifli
hale getirmişlerdi.
Kemal, özellikle Yarbay Nuri'den o kadar faydalandı ki bir
gerilla harbinin bütün inceliklerini öğrendi. Usta kumandan Yarbay Nuri,
gerilla ile haber alma teşkilatını kolaylıkla birleştirmiştir.
Akademi öğrencilerini bir istihbarat teşkilatı kurma
konusunda mükemmel yetiştirmişti. Yarbay Nuri, sınıfta uygulamalı dersler
verirken:
"İstihbarat mühimdir; lakin asıl olan bu
öğrendiklerinizin vatanımızın ve milletimizin lehinde kullanılmasıdır!"
diyerek onları ikaz etmekten de geri kalmıyordu.
Yarbay Nuri'nin dersleri tüm akademi öğrencilerinin ilgisini
çekiyordu; fakat Kemal bu dersle diğer arkadaşlarından daha çok ilgileniyor ve
öyle sorular soruyordu ki Yarbay Nuri dersini daha ayrıntılı anlatmaya mecbur
oluyordu.
Kemal'in dersine ilgisini ve başarısını gören Yarbay Nuri
bir gün:
"Aferin Mustafa Kemal Efendi! Sen gerilla harbi ve
istihbarattan faydalanma bahislerinde beni de geçtin!"
İşte bu komutan ve bunun gibi komutanların öğretileri
sayesinde Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları ülkemizi paylaşmaya kalkan
emperyalist güçleri İzmir'de denize döktü.
Yarbay Nuri Bey ve onun gibi komutanların öğrettikleri ve
verdikleri dersler sayesinde dünyanın her yanında diktatör yönetimler varken,
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk demokrasiyi seçerek
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni Kurdu.
Kurmay Yarbay Nuri Bey ülkesine sonsuz hizmetler vererek,
bizi emperyal güçlerden kurtaran komutanları yetiştiren, onlara yüksek ahlak
işleyen bu komutandı?(1)
İşte Kurmay Yarbay
Nuri Bey Trabzonluydu…
Evet bu şehrin kendisiydi..
***
Eyüboğlu yazısının sonunda diyor ki!
“Şimdi size soruyorum siz hiç Kurmay Yarbay Nuri Bey'in
ismini Trabzon'da bir yerde gördünüz mü?
Siz hiç Kurmay Yarbay Nuri Bey'in yılda bir defa anıldığına şahit
oldunuz mu?
Siz hiç Kurmay Yarbay Nuri Bey'in bir büstünü, yaptıklarını
anlatan bir anıta herhangi bir yerde rastladınız mı?
Mekanın cennet olsun!
İnşallah bizi affedersin!
Sizi geç tanıdığıma çok üzgünüm!”
Serzenişin de haksız mı?
Bakın daha bundan
birkaç hafta önce Çanakkale zaferini kutladık.
Siz hiç Çanakkale'de ilk şehit subay olan Trabzonlu Murtaza
Bey için birkaç kelime söyleyen veya adının bir yere verildiğinden bahseden
birini gördünüz mü?
Şimdi size soruyorum!
Çanakkale'nin ilk subay şehidine borcumuzu göstermek için
ismini şimdiye kadar kalıcı bir esere vermek Trabzon'un seçilmiş veya atanmış
insanlarına yakışmaz mıydı? Söyleyin yakışmaz mıydı?
Ne yazık ki bu şehir yetiştirdiği değerleri bilmeyen,
bildiklerinin ise değerini veremeyen değil
vermeyen bir şehir…
Bu şehrin gerçek bir müzeye ihtiyacı var..=
Evet gerçek…
Bu şehrin yetiştirdiği değerleri genç nesle sunacak
öğretecek bir müzeye ihtiyaç var..
Düşünüyorum da Trabzonlular bilmese de tarihte önemli işler
yapmış; yüzlerce, belki de binlerce insanımız var.
Yani bu şehre beş müze de yapsanız bunların eserlerini
sergilemeye yetmez…
Çanakkale savaşına
katılan Trabzon lisesi öğrencileri unutulur mu?
Bu ülkenin misak-i milli sınırların çizildiği Lozan’a üye
olarak katılan Hasan Sakalar unutulur
mu?
Unuttuk ama…
Bir yerde adını bile
yaşatamadık…
Neden?
Vefasızlığa üzerimize yok..
Ne yazık ki tarihi kahramanlarımızdan siyasetçilerimize spor
adamlarımıza kadar bu hep böyle oldu…
Bunları anlayacak ve
bunlar için adım atacak bir yönetici veya bir siyasetçi bu şehirde görmedik ne
yazık ki?
Diyeceğim şu ki;
Bu şehrin evladı devlet adamlığı kimliği olan Trabzon
Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu
farkını ortaya koyarak bu şehir
adına gerçek bir tarihi müze ile Trabzon tarihine ışık tutacak başkanda
olmalıdır..
Olacağına inanıyorum…
Kaynak(!) Nurten Aslan “Küçük Anılarda Büyük Sırlar. Bir kahraman doğuyor.” sayfa 118/ 119/1291