Merhum Necmettin Erbakan hiç tartışmasız Türk siyasetinin unutulmaz liderlerinden biriydi.

Sağlığında sevenleri kadar sevmeyenleri de vardı.

Çok tartışıldı.

Ölümünün ardından ise hangi görüşten insanlar olursa olsun hayırla yad ettiği bir isim oldu. Çünkü zamanla yaşananlar onu haklı çıkardı.

*

Çok ilginç sözleri ile siyasete damgasını vurdu.

İşte onlardan birkaçı:

-Kadayıfın altı kızarmadan bu hükümeti uzaklaştıracak olursanız, bu zihniyet milleti aldatmanın gene fırsatını bulacaktır. Kadayıfın altının kızarmasını bekleyeceğiz.

-Sizi gidi Batı taklitçileri sizi!

-Batı buraya ne getirecek? Hilekârlık, homoseksüellik getirecek. Erkeğin erkekle evlenmesini getirecek. Bu yüce gaye değil, cüce gayedir bre cüceler! Sizi gidi masonik kafalar, sizi gidi gâvur âşıkları sizi!..

-AKP ne biliyor musunuz? Ondan önce kurulanın ‘muslukçu başı’sı. Onlar emrediyor, onlar musluğu açıyor.

- (AKP’ye) “Sizi gidi dönerler sizi!” “Arka kapıdan kaçanlar partisi!”

-Müslümanlık namaz kılmak, Kur’an okumak, tesbih çekmekten ibaret olsaydı Ebu Eyyüb el-Ensari’nin İstanbul’da ne işi vardı?

-Öyle bir gün gelir ki; Milli Görüş iktidara gelmesin diye, size cuma hutbesi okuyabilecek bir cumhurbaşkanı seçtirirler.

*

Her biri güldürürken düşündüren sözler...

Çok renkli bir siyaset adamıydı.

‘Erbakan Hoca’yı nasıl bilirsiniz?’ sorusunun cevabı için ardında bıraktığı notlara bakmak gerekir.

İşte o notlar “Davam” isimli  bir eserde toplanmış.

Milli Gazete Ankara Kitap Kulübü tarafından beyaz sayfalara taşınan notlarda, Hoca’nın mücadelesi ve hedefleri kendi kaleminden aktarılmış.

Çok anlamlı ve ders gibi notlar...

Okumanızı tavsiye ederim.

Gelelim kitapta dikkat çeken notlara...

*

Motor üretimi yapmak için karşısına çıkarılan engelleri o günlerde bakın nasıl anlatıyordu:

“Motorun ilk prototipi yapılıp test için ilgili makamlara götürüldüğünde bir engel çıktı.

Neymiş? 

Avrupa standartlarına göre 5.6 litre olması gereken yakıt, bizim motorda 5.7 litre çıkmış. Bunun için onay veremeyeceklerini söylediler. Geri dönüp tekrar çalışmaya başladık.   

Motoru standartlarının dahi altında, saatte 5.5 litre motorin harcar hale getirdik.

Yine standartlara uygun olmadığı gerekçesiyle reddedildi. Tabii ki mesele aslında standart meselesi değildi. Mesele, Türkiye’nin şeftali yerine motor üretmek istemesiydi. O yıllarda düzenlenen otomobil kongresinde, ‘şeftaliden başka bir şey üretemeyiz’ diyenler vardı. Ama biz o kongrede kürsüye çıkıp, ‘işte motor üretildi’ diye gösterince hepsinin sesi kesildi.” 

Devam edelim...

Kitapta ilginç bilgiler var.

*

Mesela Türkiye-Rusya arasındaki dostluk açısından!..

Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecine girdiği yıllarda, Rus devlet adamı Albert Çernişev’in aktardığı bir talep de eserde yer alıyor. Çernişev’in talebi üzerine Erbakan, Rus uzman ve profesörlerin yer aldığı bir heyete Ankara Büyükelçiliği’nde üç gün boyunca ‘Adil Düzen’ konferansı vermiş...

Erbakan Hoca’nın anılarında yer alan ABD büyükelçisinin ziyaretinde kullandığı sözler bugün de Türkiye’nin üzerine Batı ve ABD tarafından oynanan oyunun ne olduğunu anlatıyordu.

Erbakan Hoca bakın o ziyareti ve konuşanları nasıl anlatıyor:

“Başbakan olduktan sonra ABD büyükelçisi ziyaretimize geldi. Bana şunu söyledi: ‘Biz biliyoruz ki sizin davanız İslam’dır. Başbakan oldunuz. Tabii bu bizim hoşumuza gitmedi. Ama beraber çalışmaya mecburuz. Sizinle çalışabiliriz. Ancak 6 şartımız var:

1-İran ile ticaretiniz 50 milyon dolardan fazla olmayacak.

2-İran’a gitmeyeceksiniz.

3-Türkiye’deki ABD üslerine dokunmayacaksınız.

4-Diğer Müslüman ülkelerle de ticareti artırmayacaksınız.

5-Çekiç güce dokunmayacaksınız.

6-İran ve Irak boru hattını açmayacaksınız.’”

Büyükelçi bunları sıraladıktan sonra bakın Erbakan nasıl tarihi bir anekdot ile cevap vermiş.

Ders gibi!..

“Bizim tarihte meşhur bir sadrazamımız vardır: Ali Paşa. Onun meşhur bir de sözü vardır: Mühim bir iş yapmak istesem önce Rus elçisiyle konuşurum, ne derse tersini yaparım. Bendeniz de Amerikan elçisinin bütün dediklerinin tersini yaptım.”

Ne kadar anlamlı değil mi?

*

Peki bugün Ortadoğu’da yaşanan tablo...

O günlerde Fetullah Gülen (FETÖ) harekatına uzak duran tek siyaset adamının, liderin Erbakan olduğunu, bu konuda bütün teşkilatlarını uyardığını söylemek de hiç zor değildi.

Yani FETÖ ile hiç yakın ilişki içinde olmadı.

FETÖ’nün o yıllarda desteklediği ABD ve İsrail’in “ILIMLI İSLAM” projesine karşı çıkan oydu.

Bakın ne diyordu:

“Ilımlı İslam ile ne anlatılmaya çalışılır? Yani cihat şuuru olmayacak, hak ve adaleti hâkim kılma gayesi ve sorumluluğu taşımayacak, bozuk ve batıl düzene karışmayacak; ama namaz kılacak, oruç tutacak, umreye koşacak. Ama Yahudi’ye hizmetçilik yapacak. Dünyadaki ve ülkedeki düzeni, siyonist merkezler tanzim edecek. Sen sadece Yahudi’ye vergi ve faiz ödeyeceksin, aldığın her malın fiyatının yarısını sömürü sermayesine haraç olarak vereceksin. Bir nevi küresel sisteme demokrat kölelik edeceksin ama izin verilen ibadetleri de yerine getireceksin. İşte ılımlı İslam dedikleri bu!”

28 Şubat’ta Erbakan Hoca neden iktidardan indirildi anladınız mı şimdi?

Ve Necmettin Erbakan’ın değerinin bugünlerde daha iyi anlaşılmasının nedenini daha iyi görüyorsunuz değil mi ?

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.