SON DAKİKA
SON DAKİKA


Adı gibi Nadide!..
30.01.2019

Mustafa Kemal Bandırma’ya binerken Londra’dan İstanbul’a inen bu genç kadının nüfus kâğıdına, doğum yeri olarak Bandırma yazıldı...

İçimiz dışımız siyaset olup çıktı.

O aday olmuş, şu aday gösterilmiş tartışmaları aldı başını gidiyor.

Sonucunu 31 Mart’ta hep beraber göreceğiz.

Ben bugün çok farklı, yaşanmış bir hikayeyi yazacağım.

Çünkü Türk sinemasının, tiyatrosunun, sanat dünyasının, gönüllerde taht kurmuş iki kardeş ismin hikayesini belki de birçoğunuz ilk kez okuyacaksınız.

Hayatın nelere kadir olduğunu çok iyi anlatıyor.

Gelin okuyalım…

***

Dedesi Bağdat kadısı, babası padişah tarafından atanan Heyet-i Ayan azasıydı. Çamlıca’da uşaklı bahçıvanlı, muhteşem bir köşkte yaşayan, oturmasını kalkmasını, ecnebi lisanları bilen, yakışıklı bir delikanlıydı.

​Yüksek tahsil için İskoçya’ya gönderildi.

Ve Londra’da bir partide gördü onu...

 Güzeller güzeli İngiliz genç kadın, şahane gülümsüyor, etrafına ışık saçıyordu. Vuruldu, âşık oldu.

Gözler her şeyi anlatır derler ya, belli ki hisleri karşılıksız değildi. Zaten, zarif birkaç kısa cümleden oluşan sohbet sırasında işareti almış, genç kadının her gün Hyde Park’ta at gezintisi yaptığını öğrenmişti.

Sabahın köründe, soluğu Hyde Park’ta aldı.

- Aaa ne tesadüf filan...

Birlikte at bindiler, yemek yediler, muhabbeti ilerlettiler. Rüya gibiydi. Rüya gibiydi ama, uyanması da vardı...

Tahsilini tamamlamıştı, yurda dönmesi gerekiyordu.

Kalsa, olmaz, bıraksa, hiç olmaz.

Pat diye, "Benimle evlenip Türkiye’ye gelir misin?" dedi. Genç kadın sevinç çığlığı attı, coşkuyla boynuna atlayıverdi.

Sonra... Az geri ç​ekildi, oturdu, boynu büküldü, "Hayatta en çok istediğim şey bu ama, maalesef imkânsız, Jack var" dedi.

Adam: "Jack de kim yahu?" diye sordu.

Genç kadının ailesi tiyatrocuydu, oradan oraya turneyle dolaşan kumpanyaları vardı. Babası ölünce, annesi bir adamla Avustralya’ya kaçmış, kızını anneannesine bırakmıştı.

Anneanne ne yapsın, torununu acilen baş göz etmiş. Talihsizlik işte, savaşa giden damat, kim bilir nerede mıhlanmış, geri dönmemiş, ardında, henüz 16 yaşında hamile bir dul​ bırakmıştı. Jack, kadının oğluydu.

Delikanlı dinledi, dinledi, önce sıkı sıkı sarıldı, sonra, “Hiç sorun değil, oğlumuzla gideriz” dedi. Orient Express... Ver elini İstanbul.

Delikanlı "Hiç sorun değil" demişti ama, sorun büyüktü. Esir şehrin insanlarıydı İstanbul.

Mustafa Kemal Bandırma’ya binerken, İngiliz gelinin, İngiliz işgalindeki kâbusu başlıyordu.

Dedim ya, işgal yıllarıydı, herkes herkese şüpheyle bakıp, memleketi satanları mimlerken...

Faytona binip, köşke geldiler.

“Aman efendim hoş gelmişiniz sefalar getirmişiniz” diye kucaklaşma beklenirken, bismillah, “Nerden bulup getirdin bu gâvuru” dedi delikanlının ailesi!

Memleket İngiliz süngüsü altında inim inim inlerken, İngiliz gelin olacak iş değildi yani. Aşklarına sığınıp, göğüs gerdiler.

Sevdiği adam uğruna, kara çarşafa bile girdi İngiliz gelin, Müslüman oldu, “NADİDE” adını aldı.

Kaderin cilvesi mi desek, ne desek... Mustafa Kemal Bandırma’ya binerken İstanbul’a inen bu genç kadının nüfus kâğıdına, doğum yeri olarak Bandırma yazıldı. Çünkü, nüfus memuru doğum yerinin Londra olduğunu gördü, Londra Mondra olmaz, olsa olsa Bandırma’dır diye kaydetti.

Memleket kurtuldu, cumhuriyet kuruldu.

Hariciye’ye giren delikanlı, Lozan’da İsmet İnönü’nün özel kalem müdürü oldu.

Şak, kanun çıktı: “Hariciyecilerin eşi ecnebi olamaz.”

İnönü, pek beğendiği delikanlıya kıyamadı, “Boşan, birlikte yaşa, mesleğine devam et" dedi.

Delikanlı, bu teklifi hakaret olarak kabul etti.

"Benim için ailesini, memleketini, dinini terk eden eşime bunu yapamam, mesleğimden vazgeçerim, aşkımdan asla" dedi.

Bastı istifayı, ıvır zıvır işler yaparak, evini geçindirmeye çalıştı.

O zamanlar memur değilsen, ayvayı yiyordun.

Ayvayı yedi.

Hayatları kaydı.

Önce eldeki avuçtaki bitti, sonra gümüşler satıldı, ardından köşk gitti...

Dımdızlak kaldılar. Kiraya çıktılar. Tükene tükene, gecekonduya kadar düştüler.

Çocukları olmuştu.

Saracak bez yoktu.

Çarşafları yırttılar.

Bir eli yağda bir eli balda doğup büyüyen delikanlı, eşinin hiç sızlanmadan dimdik duruşunu gördükçe, yeniden âşık oluyordu ama, kahrından alkole dadanmıştı.

Çalışamaz hale geliyor, daha çok sefalete sürükleniyorlardı. Hayatlarında eksilmeyen tek kavram, mutluluktu. Mutluydular.

İngiliz anne, adı gibi, hakikaten Nadide’ydi...

O kör kuruşa muhtaç hallerinde bile, hastaneden atılmış iki çocuklu bir kadına evini açtı, sokakta dilenen bir nineye kendi yatağını verdi, aylarca baktı, yıkadı pakladı, komşuların fısır fısır dedikodusuna aldırmadan, kaçak olarak yaşayan, dara düşmüş bir Fransız’ı sofrasına oturttu, çocuklarına kuru ekmeği paylaşmayı öğretti.

Bir gün...

İngiltere Elçiliği’nden görevliler geldi, nasıl duydularsa duymuşlar, “Çocuklarını al, İngiltere’ye dön, eğitimlerini üstlenelim, sosyal güvencen olsun” dediler Nadide’ye...

Kapıdan kovdu! "Eşim Türk, çocuklarım Türk, burada babalarının yanında yaşayacaklar, ben de onların yanında öleceğim. Benim için hayatını feda eden eşimi, paraya değişmem" dedi.

İki millet, iki devlet, iki din arasında perişan olmuşlardı ama, aşkları sapasağlamdı.

Üstelik... Cumhuriyet de sapasağlamdı.

O dönemin Cumhuriyet’i, şimdiki gibi sadece parası olanlara değil, gariban ailelerin çocuklarına da fırsat eşitliği sağlıyor, okumaya niyetleri varsa, okutuyor, üniversiteyse üniversite, konservatuvarsa konservatuvar, yeteneğin önünü açıyordu.

Delikanlı, delikanlı gibi yaşadı, öldü. Nadide zatürreeden vefat etti, hayatının en çetin günlerini yaşadığı İstanbul’da, kızının evinde...

En çok kızına güvenir, en çok küçük oğlunu severdi.

Bu koca yürekli kadının küllerinden doğan kızı, YILDIZ, oğlu ise MÜŞFİK KENTER idi...

***

Evet sevgili okurlar, Türk sanat, kültür, tiyatro ve sinemasına damgasını vuran, her zaman ama her zaman örnek duruşları ile Türk halkının gönlünde taht kurmuş iki ismini bu ülkeye armağan eden bir annenin hikayesi böyle…

Öyle bir ana ki;

İngiliz anne, adı gibi, hakikaten Nadide’ydi...

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap