Trabzon Sebze ve Meyve Hali civarındaki Gürcistan plakalı
TIR’ları görüp de, hal de gece 22.00-03.00 arasında sadece komşunun araçlarının
yüklemesine izin verildiğini öğrenince “Nedir bu işin aslı astarı?” diyerek
kısa bir araştırma yaptık.
Görerek öğrendik ki, üretim merkezlerinden Trabzon’a
getirilen sebze ve meyveler, önce Gürcülere, sonra da kalır ise çevre illerde
tüketilmesi için bizimkilere satılıyor. Yani Türk plakalı araçlar saat sabaha
karşı 03.00’den itibaren buraya alınıyorlar.
Giremiyorlar; çünkü girişte devlet-i aliye adına
görevlendirilmişlerce koyulmuyorlar.
Bu durumda, “Kendi ülkemde bile ikinci sınıf vatandaş
muamelesi görüyorum.” diyeni mi ararsınız; “Gürcülere malın iyisi, Türklere
kötüsü.” diye yorum yapanı mı?
Dahası giriş çıkışlarda görevliler ile kavga eder hale gelen
bizim memleketten olanları mı?
Bu; “Kimin işidir?”
Bu; “Ne haldir?”
Bu soruların cevapları da doğru dürüst yok. Cevabı veren de!
Ama sanırım 10 yıl önce bizim paramız, yani 1 TL, 1.2 Lari
alır iken, bugün 1 Lari 5.7 TL alabiliyor da, onun için!
Demek ki, Türk parası sadece dolar değil, Gürcünün Lari’si
karşısında bile perişan bir halde!
Kamu adına görev üstlenenler (bizim meslek de dahil) pek
ilgilenmeseler de biz HAL de ki, halsizliği irdelemeye devam edeceğiz.
Çünkü bize öğretilen; “Önce can, sonra canan”dır.
TEK MİLLETİN İKİNCİ DEVLETİ
KARDEŞİNE DİYOR Kİ; “GEÇERSEN 700 DOLAR!”
Nasıl deniyor?
“Tek millet, iki devlet.”
Tek denilen Türk Milleti, iki olan ise Türkiye ile
Azerbaycan.
Bu da kardeşlerin sadece evleri ayrı!
İyi de bizim TIR’lar ile Azerbaycan’a, ya da bu ülke
üzerinden diğer Orta Asya devletlerine nakliyat yapanların “Bu nasıl
kardeşlik?” sorusuna cevap aratan uygulamaya maruz bırakılmalarına ne
denilecek?
UND Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Özer’in; “Biz
Azerbaycan’dan geçiş ücreti almaz iken, Azeriler hiçbir ülkeden almadıklarını
bizden tahsil ediyorlar” serzenişti hangi kardeşliğe sığdırılacak?
TIR başına 700 doları bulan bu ek maliyet için Sayın Özer’in
yaptığı açıklamalar, hele hele “Bunların yaptığını aklımız almıyor”
açıklamasının özeti şudur:
“Bunların yaptığı kardeşliği bırakın, insanlığa bile
sığmaz.”
Sığdıranların mantığı ise halk arasında “kardeş kardeş ama,
minzi para ile” yanlışından güç alıyor ise, ona da diyeceğimiz yok!
Ama Sayın Özer, “Olmaz olsun böyle kardeşlik” diye adeta
feryat edecek hale de gelmiş, getirilmiş ise, hem bu kardeşliği gözden
geçirmek, hem de Türkiye olarak kendimizi sıygaya çekmek gerekmiyor mu?