Her ne kadar spor ile özdeşleşmiş bir isim olsa da Mehmet Atalay “bizim meslektendir.” Yani gazetecidir, gazeteci kökenlidir.

Karadeniz Gazetesi’ndeki kısa bir süre alması ile başladığı mesleğimizde, “kulağı ile duyduğuna değil, gözü ile bile gördüğünün yarısına inanıp”, haberi de, yazıyı da sağlam temel ve delillere dayandırarak işi ile gerçek manada ulusal basında da amel eylemiştir.

Spor ile özdeşleştiği için Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, mesleğinden hiç kopmadığı için de Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü görevlerini de liyakat ile yerine getirmiştir.

Türk basını ve sporuna fikir ve yatırım olarak yaptığı hizmetleri, sağladığı büyük katkıları sıralamaya yer de, zaman da yetmez…

2007’de ilki yapılan Karadeniz Oyunları, 2011’de Türkiye’nin ilk olimpiyatı olan Avrupa Gençlik Oyunları’nda birlikte görev yapmanın hazzını tattığım Mehmet Atalay aslında sadece gazetecilik ve spor da değil, sahip olduğu donanım ile her alanda Türkiye’ye hizmet edebilecek vasıflara haiz bir has adam.

Ama gel gör ki, liyakatın değil de, sadakatin egemen olduğu bir düzende hak ettiğini kim bulmuş ki, Mehmet Atalay, sahip olduğu bilgi ve birikimle bu ülkeye daha fazla hizmet eyleyecek başka zeminler bulsun.

Aslında bana göre başka zemine de gerek yok!

Karadeniz’in sularını mürekkep yapıp, kelimelere dökecek kadar yazan değil, yazar olan Mehmet Atalay, kamu denilen tüm adına kalem ile tekrar buluştu ve KARAR Gazetesi’nde “Karar kıldı.”

Hem de onca bilgi ve birikimi, öylesine has bir üslupla ve de bizim gibi “Anlayana sivrisinek saz” eylemeden, “satır arasına” bile sokmadan paylaşıyor ki!

Ben anlatmayı bırakıyım, siz KARAR’da Mehmet Atalay’ı okumaya bakın.

BİZİMKİSİ TSYD’DE YARDIMCI OLMAK!

Öncelikle bizimkilerin “gazetecilik”, günümüzdekilerin “medya”, genelin ise “basın” olarak adlandırdığı mesleğimizin en etkili ve yetkili sivil toplum örgütünün Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) olduğunun altını çizerek başlamak lazım.

Sporu futbolcu ve hakem olarak epeyce yapmama rağmen, Anadolu Ajansı’ndaki muhabirlik dönemimde (1980-2000), spor haberlerinde İhsan Öksüz’ün, fotoğraf çekmede de merhum Turgut Özdemir’in yardımcısı olmaktan gurur duyduğum bir süreci yaşadım.

Sonra iki binli yıllar ile spor yazarlığı yapabilmek ve yönetici olabilmek için çaba gösterdik.

TSYD Trabzon Şubesi’nde yönetim kurulu üyesi, başkan yardımcısı ve de başkanlık yaptık. Ve birden kendimizi 5 yıl önce TSYD Genel Merkez Yönetim Kurulu’nda üye olarak bulduk.

Oğuz Tongsir’in başkanlığındaki Türkiye’yi temsil eden 15 kişinin arasında olmak bırakın yetmeyi fazla bile geliyordu!

Ama önceki hafta Adanalı dostum Kerim Hoşfikirer’in şube başkanlığına dönüşü ile kendimizi Asbaşkan sıfatı ile Oğuz Bey’in biraz daha yakınında, yardımcısı olarak bulduk.

TSYD’nin İstanbul Levent’teki havuzlu tesisleri sil baştan yapıp mükemmel bir hale getirmesi yetmezmiş gibi, son olarak da İzmir Urla’dakini de aynı yapan Oğuz Tongsir’in başkanlığında sadece spor ile iştigal edenlere değil, tüm meslektaşlarımıza elimizden geldiğince yararlı olmaya çalışacağız.

Bu vesile ile arayan herkese teşekkür ediyorum.

ALİ KOÇ, TFF’DE HAKLI!

Seversiniz! Sevmezsiniz!

Ayrı bir şey!

İsterseniz, “Yanlış saat bile günde iki kez doğruyu gösterir” diyerek hareket edin!

Ama Fenerbahçe başkanı Ali Koç’un, TFF Başkanlığı için adaylığını açıklayan Mehmet Büyükekşi ile tereddütlerini, delil olarak sunduğu 15 Temmuz sürecine varan yollarda olup bitenleri görmeyerek “yok” saymak asla doğru değildir.

Haa! Diyeceksiniz ki; “aynı kulvardan o kadar çok isim, devlet-i aliyenin üst makamlarında öylesine görev aldılar ve de halâ da alıyorlar ki!”

Siz de haklısınız!

Ama Ali Koç’un ne olursa olsun; “Söz konusu adayla şahsen bir sıkıntım yok. Ama elimdeki bilgiler çerçevesinde onda yumuşak karın oluşturabilecek durum söz konusudur.” diyor ise kaale almamak da doğru değildir.

TS’YE TARAFTAR KOMİTESİ…

Şampiyonluk rüzgârı sadece Türkiye değil, dünyadaki Trabzonsporluların üzerindeki külleri savurdu.

Dünyanın dört bir yanından Trabzonsporlular fışkırmaya başladı.

Bu fışkırmayı gelişigüzel bir hale, kendi başına bırakmamak lazım.

Bunun için de Trabzonspor yönetimi bir “Taraftar Komitesi” kurmalı ve üzerlerindeki külleri kaldıran ile yeni taraftar olmaya başlayanları tek merkezden derlemeye toparlamaya çalışmalı.

Yeri gelmiş iken taraftar olarak Trabzonspor’a verenleri kast eyliyorum. Trabzonspor’dan alanları değil!