SON DAKİKA
SON DAKİKA


Komisyonlar 759 diyor ise bu en az 800 bin ton demektir…
22.07.2022

Fındığın hasadına bir aydan az bir zaman kaldı.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın rekoltesi de resmi olarak açıklanmamış olsa da 2021 ürünü fındığın tahmini miktarı 759 bin ton olarak belirlendi.

Komisyonların önceki yıllarda yaptığı tahmini rekoltelerin gerçekleşme oranları dikkate alındığında bu yılki rekoltenin 800 bin tonun üzerinde çuvala dolmasını bekleyenler hiç de az değil.

Haksız da değiller.

Çünkü devlet adına yapılan tahmini rekolteler hemen hemen yıl daha fazlası ile gerçekleşti.

Aslında 759 bin ton ile 800 bin ton arasında 41 bin tonluk bir fark var. Ve de bu miktarlar, yani 700 binler, 800 binler artık piyasaya eskiden olduğu gibi fiyata olumlu-olumsuz çok etki yapmıyor. Çünkü Türkiye zaten 700 bin ton kabukluya tekabül eden 350 bin ton civarındaki iç fındığı, müteşebbislerinin olağanüstü gayretleri ile ihraç ediyor. Bu ihracatı da öyle veya böyle her geçen yıl arttırıyor.

Onun için rekolteye fiyatı bahane ederek takılmak yanlış.

Türkiye 1 milyon ton da üretse satar, 1.5 milyon ton da…

Ama bunun için istikrarlı üretim ve piyasa gerçeklerine uygun, yani sadece üretici penceresinden bakılmayan, tüketeni de hesaba katacak fiyat politikaları izlenmesi kaçınılmazdır.

Buna da hiçbir işe yaramayan siyasi sandık hesabına devlet-i aliyenin piyasanın başından eksik eylemediği Demokles’in kılıcına ihtiyaç duymayacak sistem kalıcı hale getirilerek uygulanmalıdır. Bakın o zaman 5 yıl sonra 1 milyon, 10 yıl sonra 2 milyon ton kabuklu Türk fındığını dünya yiyor mu, yemiyor mu?

4-5, dahası 6-7 milyar dolar net döviz bir yılda kazanılıyor mu? Kazanılmıyor mu?

İYİ YA DA KÖTÜ; HEPSİNİ SEN YAPTIN!

Çay ocağının önünde bardağı 5 TL’ye yükselmiş (o da katkılı kuru çaydan demlenmiş) çayı zoraki yudumlarken, yanı başımdaki kişinin “Ben yaptım. Bey eyledim. Biz başardık.” diyerek övünmesine, yanındaki “Ama bu kötülüklere, zararlılara, kayıp ettirenlere de sen, siz sebep oldunuz.) demesine yaptığı itirazı üzerine ister istemez, “Haklısın hemşehrim hepsini sen yaptın, siz yaptınız.” dediğimde duraksadı.

O duraksayınca ben de yazmaktan ve yinelemekten yorulduğum kıssayı hisse alır umuduyla kendisine anlattım.

Adamın biri işleri yolunda gittiğinde “Ben yaptım, ben eyledim.” der dururmuş.

Sonra işler rayından çıkıp da kötü gitmeye başlayınca, “O yaptı, bu eyledi. Dış güçler yaptı. İçteki yardakçıları tetikledi.” der hale gelmiş.

Gelmiş gelmesine ne dışarıdan, ne de içeriden de kabahatli bulamayınca, züğürt tesellisi yaparak, “kaza kader” diyerek, “Ne yapalım Allah’tan.” diye günaha girecek bir çıkışı kendince bulmuş!

Yani; “İyilikler benden. Kötülükler ondan, bundan, başkasından.”

İçinden çıkamayınca da haşa “Allah’tan!”

Oysa Cenab-ı Allah, Kur’an-ı Kerim’de Nisâ suresi 79’uncu ayette, “Sana gelen iyilikler Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir.” Yani “sendendir” buyurmuyor mu?

“Anladın mı hemşehrim?” dedim. Ama yine de incinmiş olabileceğini düşünerek gönlünü almak için “Ismarla bakayım şimdi bir çay” dedim.

“Çay çok pahalı” diyerek, onu da bizim keseye atarak kalktı gitti!

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap