SON DAKİKA
SON DAKİKA


İsrail ile pembeleşen çizgiler!
24.08.2022

İtibar istikrara bağlıdır.

Dün kara olan bugün ak yapılır, ak olan da karaya çevrilir ise istikrarsızlık söz konusu olacağı için itibar da büyük hasar görür. Hatta ortadan da kalkar.

İsrail, Filistin, Kudüs, Mescid-i Aksa, Marmara Gemisi ve de her daim olan ama son olarak adeta yerle bir edilen Gazze…

Yani “Türkiye’nin Kırmızı Çizgisi.” olarak tarif edilen renkler, yerler, sözler, tercihler, uygulamalar!

Her ne kadar Ziya Paşa’nın:

“Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür” sözü genelde insanı tarif eylese de, ben diyeyim “Birileri”, siz söyleyin “Bazıları” bunu “Tam bize uyuyor.” diyerek vazgeçilmez yaşam biçimi, hareket tarzı haline getirmişler.

Tıpkı bugün İsrail-Türkiye ilişkilerinde olup bitenler gibi.

Önce kıpkırmızı çizgiler biraz allaştırıldı Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu İsrail’e gitti.

Ardından İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un Ankara’ya teşrifi ile turunculaştırıldı.

Sonra Filistin Davası’nda kesin anlaşmalar gündeme getirilerek yeşillendirildi.

Hemen ardından İsrail, Gazze’ye tarihin en ağır saldırılarını, onlarca Filistinliyi katlederek renk değişimi gerçekleştirdi.

Ne mi oldu?

Türkiye, İsrail’e yeniden büyükelçi atamaya karar vererek pembeleştirildi.

Hiç uzatmaya, evelemeye gevelemeye gerek yok. Çizgilerde kırmızılar pembeleşti!

Ama o ki pembeleşecek idi, bu kadar kıpkırmızı kan niye akıtıldı?

Bu kanların oluşturduğu “Kırmızı Çizgiler”den neden dem vuruldu?

FINDIK FİYATININ TABANI-TAVANI

Geçen hafta genel yazımızın son satırını aynen şöyle bağlamıştık:

“Bugünkü sistemde fındıkta taban fiyat diye bir tanım, tarif ve sınır yoktur. Yani TMO’nun ki taban değil, kendisinin alım fiyatıdır.”

Gerçeği lâfı uzatmadan, “Lâfın tamamının deliye değil, salağa dendiği.” gerçeğini de iyi bildiğimizden, evirmeden-çevirmeden, kıvırmadan-kıvrılmadan, kıssadan hisse bile yapmadan, virgül, iki nokta üst üste, üç nokta yan yana, imlâ işareti kullanmadan, “Nokta koyarak.” anlatalım dedik.

Ama gördük ki biz ne dersek diyeyim, gerçeği ne kadar bazılarının gözlerinin içine ne kadar sokarsak sokalım, birileri papağan misali bildiklerini okumaktan vazgeçmiyorlar.

Kendilerince algı yaratarak, kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar.

Eeee boşuna; “Anlayana sivrisinek saz, anlamaya davul zurna az.” diye boşuna denmemiş ki!

Hadi bu gibilere lastik gibi çekip uzatarak, yanlış tariflerine devam edebilmeleri için son bir cümle.

Şirketi ve parası olan bir ticaret erbabı, sanayici, ihracatçı, hadi diyelim ki ithalatçı, “Fındık almıyorum. Alırsam da TMO’nun fiyatından düşüğe alıyorum.” der ise “Sen nasıl böyle yaparsın? Nasıl bu fiyattan alırsın?” diye yakasına yapışma hakkı hukuku olabilir mi?

Ya da, “Fındığın hepsini herkesten yüksek fiyat vererek alıyorum. Diğer tüccar, sanayici, ihracatçı, ithalatçı iş yapmış-yapamamış beni hiç enterese etmez.” der de bunu da uygulamaya koyar ise buna karşı yapabileceğiniz, alabileceğiniz bir tedbir ve çareniz var mı?

Ezcümle; aklın cenderesinden geçmeyen ağzın gevşekliğinin sebep olduğu yara dili çürütür!

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap