Öncelikle böbürlenme ve kibirlenmenin değil, “Gerçekleri
kulağımızın duyduğunun hiçbirine inanmadan, gözümüz ile gördüğümüzün bile
yarısına inanarak” araştırdığımız için 2022 ürünü fındık fiyatının ne
olabileceğini irdeleyip, görüştükten sonra “tam isabet” ile tahmin ettiğimizi
belirtelim.
Hemen hemen herkesin, her kesimin kendi penceresinden
bakarak, özellikle de muhalefetteki siyaset erbabının yanlış hesap yaparak
tahmi değil talep de bulunduğu fındığın fiyatı için kısa ve öz; “Banko Ordu
(52), plase Samsun (55)” diye net ifadelerde bulunmadık mı?
Her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan, hepsini birbirine cem
ederek global olarak 54 liralık ortalama fiyatı açıklamış olsa da, TMO 22
Ağustos’ta başlayacağı alımlar için “Sivri 51, Levant 52, Giresun 53 TL”
açıklaması ile durumu netleştirdi. Bunların üzerine alan bazlı ile diğer
destekler ilave edildiğinde hesap kitap netleşmiştir.
*
Peki bu fiyat benim isteğim mi idi?
Hayır!
Çünkü yaklaşık yarım asırdır üretimden tüketime kadar
sektörün içinde “mevcut durumu” aktarmak için yer aldığımız için bizimkisi bir
istek değil, bir öngörü, olabilecek bir tespiti görmekten, anlamaktan başka bir
şey değildir.
Çünkü benim işim fiyat tespiti ya da bu tespite müspet veya
menfi müdahil olmak değil, görünen tabloyu aktarmaktır.
Bunu yaparken de üreticiden tüketiciye,
Tüccardan sanayiciye,
İhracatçıdan ithalatçıya her kesimden herkes ile…
Külliyedeki danışmanlardan kabinedeki bakanlara,
Ticaret borsalarından, ihracatçı birliklerine,
Fındığı bilen ekonomi uzmanlarından, aklı başında ziraat
odaları temsilcilerine kadar onlarca, yüzlerce sektördeki etkili ve
yetkililerle konuşup, söyleşip, muhabbet ediyorum.
Hepsini bir çuvala doldurarak değerlendiriyor, sonrasında da
olabileceğin tahminini paylaşıyorum.
Benimkisi bir anlamda “Görünün köy kılavuz istemez”
gerçeğinin bir uygulaması.
Haaa! Birileri, bir kesim, etki ve yetki sahipleri kamuoyu
ile de paylaştığımız tespitleri dikkate almış iseler, “yanlışta yapmamışlar”
demektir!
Ama bu yine de “Ben yazdım da böyle oldu” böbürlenmesine
mağrurlanmasına bizi getirmeyecektir.
Çünkü hep eleştirdiğimiz biz birileri misali “horoz gibi
kendi öttüğü için güneşin doğduğunu zannedenlerden” hiç olmadık!
*
Gelelim 22 Ağustos’ta devlet adına alımlara başlayacağını
açıklayan TMO için, “Bu kadar parayı nereden bulacak?” sorusu ile kafaların bulandırılmasına.
TMO’ya 100 bin ton fındık için yaklaşık 5 milyar, 200 bin
için 10 milyar, 300 bin için 15 milyar lira gerekebilir.
Bunu mu devlet nereden bulacak?
Bulur bulur! Hem de bal gibi bulur! Kolayca bulur!
Maliye ve Hazine Bakanı Nebati’nin zenginin cebini dolduran
Kur Korumalı Mevduat hesabına 40 milyar TL faiz ödeyen…
Öğrenci kredilerindeki 25 milyar liralık faizi bir kalemde
silen…
Köprülere, yollara garantili milyarlar ödeyen devlet
hazinesi karşılığı da olan fındığa daha fazlasını bile rahatlıkla bulur.
Ezcümle!
Fındığına sahip çıkması gereken üreticiye, piyasadaki
hakimiyetlerini ve etkisini sürdürmesi için üretimden tüketim aşamasına kadar
sektörün her kademesinde yer alan Sebahattin Arslantürk’ün “3-E” uyarısını bir
kere daha hatırlatalım.
“Erken Hasat Eyleme.
Erken Pazara İndirme.
Emanete Verme.”