Dünyanın, illâ da Türkiye’nin içinde bulunduğu ahvâl için;

“Bayram gelmiş neyime,

Kan damlar yüreğime” yi türkü babında ama hicran içinde söyleyebileceğimiz günleri yaşarken, “Kurban geldi çattı!”

Her bayram teamül haline getirdiğimiz Ömer Hayyam’ın;

“Sevgili bir başka güzelsin bugün,

Ay gibisin pırıl pırıl gülüşün.

Güzeller bayram günü süslenir,

Seninse bayramları süsler yüzün” dizelerini yineleyerek, “Bayramdan bayrama süslenen değil, bayramları bile süsleyen insan olmak dileği ile” yaptığımız temennileri bile arar olduk!

*

Alim Şerif Onaran’ın tercüme ederek dilimize kazandırdığı “Binbir Gece Masalları”nı bile aratacak kadar yaşanan, insanlık dışı olaylar “Dört bir yanımızı sarmış” iken, nasıl, “Bayramınız Mübarek Olsun” diyebileceğiniz?

*

Hele hele Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Şehitleri şiirinde;
“Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,

Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber” diyerek cennetle müjdelediği Mehmetçikler’in halâ her gün birer ikişer tabutları gelmeye devam ederken…

*

Ezcümle:

Böyle bayram olmaz olsun.

Ama yine de “Nerede o eski bayramlar” diye vahlandıktan sonra diyorum ki;

“Olabildiği kadar, bayramınız mübarek olsun.”

ŞEHİT MEHMETÇİKLER…

O ki “ardına ardına” şehadet şerbetini içen günümüz Mehmetçiklerinden söz eyledik,  “Bilmem ne kadar da terörist etkisiz hale getirildi” denilerek, kara toprağa, Peygamber kucağına düşen vatan evlatlarının  karşılığı imişcesine demeç verenlere, “kıssadan hisse” diyerek Mustafa Kemal Atatürk’ün değerlendirmesini bir kere daha hatırlatalım:

*

Mustafa Kemal, 1924 yılı Ağustos’unda, Kastamonu’da asker koğuşlarını ziyaretten çıkarken; “Bir Türk, on düşmana bedeldir” yazılı levhayı gördü.

Subaya levhayı göstererek sordu:

-“Öyle midir?”

-“Evet Paşam!”

-“Hayır, çocuğum, bence öğle değildir. Bir Türk dünyaya bedeldir.”

Türk askerinin ölçülmez kıymeti işte tam tamına budur!

DUANIN GÜCÜ…

Bir sofu değirmene buğday götürdü.

Değirmenci: Şimdi zamanım yok.

Sofu: Şimdi buğdayımı öğütmezsen, sana, değirmenine ve eşeğine bela gelmesi için dua ederim!

Değirmenci: Senin her duan kabul oluyor mu?

Sofu: Evet.

Değirmenci: Öyle mi? Dua et de buğdayın öğütülsün bakalım!