İki binli yılların başında IMF emir verdi, buğday, tütün ve pancar ekim alanlarının daraltılmasını istedi. O meşhur “15 günde 15 yasa” meselesi! Bu satırların yazarı vatansever insanlarla birlikte karşı çıkmış, milli görevini yapmıştı. Fakat emir demiri kesmiş, o günün siyasileri hiçbir şey anlamamışlardı. Zaman geçti, IMF’yi kovduk(!) diyenler iktidar oldu ama hiçbir şey değişmedi.

Bugün buğday ithal eder hale geldik. Tütün ekimi neredeyse sıfırlandı. Adıyaman gibi sınırlı ekimlerde yetişen tütünü satmak resmen yasak. Ülkede tüm sigara fabrikaları kapandı. Dünya ile yarışan o güzelim sigaraların yerine ithal sigaralar hâkim oldu.

Şimdi sıra şekeri yok etmeye geldi. Bu defa şeker fabrikaları satılırsa (satılan fabrikaların kapatılacağına kesin gözüyle bakılıyor) köylü evinde şeker üretemeyeceğine göre şeker pancarı ekimi de kendiliğinden sıfırlanacak. Köylü yine aç kalacak!

GDO’lu mısırdan üretilen sağlığa zararlı nişasta (kanser) şekeri piyasada kalacak.

Bütün bunları bir soru ile açıklayalım!

SORU: IMF projelerinin bugün (hâlâ) uygulanmadığını mı düşünüyorsunuz?

IMF projeleri uygulanmıyor derseniz, o güzelim (bana göre kutsal) Sümerbank’ın, dünyanın en kaliteli ve beşinci büyük cam sanayisi olan Paşabahçe’nin, Et-Balık Kurumu’nun, Türkiye Süt Kurumu’nun hedef oldukları cinayetlerin açıklamasını vicdanınızda yapmak zorunda kalırsınız!

Yaşadığımız acılar gerçekten içimizi sızlatıyorsa düşüncemiz de vicdanımıza uygun olmalıdır.

Türk milletinin bir evlâdı olarak gururlu ve hür yaşama hakkımızın devamı için “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” hadisini hiç unutmamalıyız. Mübarek şehitlerimizle övünmek yetmez! Gurur ve şeref onlara ve ailelerine aittir. Size sorumluluğu düşer baylar!

**

Paranız çoksa hükümete verin!!!

İstanbul'da lale festivali başladı. Bütün şehirlerimizde caddeler çiçeklerle süsleniyor. Yüz binlerce, milyonlarca çiçek. 15-20 gün sonra hiçbiri yok, hepsi solacak, sökülüp atılacak. Kontrolü de yok, çöpün sayımı olmaz ki! Çiçekleri satanların cebi para dolacak. Sadece İstanbul'da yol kenarları ve parklara 30 milyon lale dikilmiş! Ya Trabzon?

“İsrafın önünü alabilseydik, vergi toplamamıza gerek kalmazdı.” (diyen ağlak Bülent)

“Yav, bu devlette öyle israflar var ki, öylesine masraflar var ki, anam anam, anam anam, anam anaaaam” diyor Burhan Kuzu!

Türkiye zengin ülke ama biz anlamıyoruz; aç, işsiz, fakir fukara-garip gureba kalmadı! Üstelik bu lafların dönemi de geçti!

Önce mücahitler müteahhit oldu...

Sonra, her tarafı, kat kat beton yığını sardı...

Adım başı dolar milyoneri, hatta milyarderi...

Kul hakkı mı? O da ne?

Milli konuların şakası bile soğuk oluyor.

Aklı başında, milli hassasiyet sahibi insanlarımızın şunları düşündüğüne eminim:

- Ey belediyeler, paranız çoksa hükümete verin, zam yapmasınlar, fabrikalarımızı satmasınlar. Yüz binlerce aileyi açlığa sürüklemesinler.

- Şehrimizi güzel göstermeye düzgün çimen ekimi yeterlidir. Görünmeyen masraf olması şart mı?

- Efendiler, Türkiye ekonomik bağımsızlığını tam kazanmış bir ülke olamadı. Patates bile ithal edilirken, keyfi harcamalar hangi vicdana uygundur?

- Tamamen satmaya yönelik ekonomik politika olur mu?

Türk Dünyasının Başbuğu Merhum Alparslan Türkeş'i özlemle ve rahmetle anıyoruz. Türk milletinin onun ilkelerine ve fikirlerine ihtiyacı var. Mekânı cennet olsun.

BAŞBUĞUMUZUN SON GÜNÜ VERDİĞİ BEYANATI:

“Biz demokratik, hür PARLAMENTER sistemi ve hukukun üstünlüğü prensibini savunuyoruz.” Amasya, 4 Nisan 1997. Mekanı cennet olsun.

Türk Polis Teşkilatı'nın 173. yılını gönülden kutluyoruz.