Türkiye bir süredir; "çöl sıcakları", "cehennem sıcakları" ve "Afrika sıcakları" gibi terimlerle de ifade edilen “Eyyamı Bahur” sıcaklarının etkisi altında kavruluyor. Yani yılın en sıcak günlerini yaşıyoruz. Karadeniz’de, Trabzon’da bu etki nem ile birlikte, verilen termometre sıcaklık değerlerinin neredeyse iki katı hissediliyor. Sıcaktan ziyade nemden boğuluyoruz.

     Eyyamı Bahur; Her yıl Temmuz ayının sonu ile Ağustos ayının başına denk gelen, Afrika üzerinden gelen sıcak hava dalgasıdır. Yaz mevsiminin en sıcak ve boğucu günlerini ifade etmek için kullanılır. Sıcaklıklar bu sene mevsim normallerinin üzerinde seyredince, sıcak hava dalgasıyla birlikte, sıcaklık rekorları kırıldı. Meteoroloji bu etkinin bir süre daha devam edeceğini söylüyor.

     Televizyonlarda basın yayın organlarında defalarca, Vatandaşların bu dönemde sıcaklara dikkat etmesi gerektiği anlatıldı. Dışarı çıkıldığında vücudun doğrudan ve dolaylı güneş ışınından korunmasının, sıvı tüketiminin önemli olduğu, 11-16 arası özellikle kronik rahatsızlığı olanların dışarı çıkmaması gerektiği konusunda uyarılar geldi.

     Tabii ki bu dönemde aşırı sıcaklarla birlikte, suların buharlaşması daha da arttı ve su tasarrufunun ne kadar önemli olduğu bir kez daha ülke gündemimize oturdu. Kullanılabilir suların gereksiz tüketiminden herkes kaçınmalı…

     Her sene olduğu gibi doğal olarak sıcaklarla birlikte yine orman yangınları Türkiye gündemine oturdu. Ama bu orman yangınları sıcaklarla birlikte %10 doğal oluşuyorsa, %90 yine insanların dikkatsiz ve hatalı davranışlarından dolayı meydana geliyor.

     Sonuç olarak; Küresel ısınma her geçen gün etkisini göstermeye devam ediyor. Çok verimli topraklarımızı tekrar tarım ile buluşturmak gerekiyor. Tarım arazilerinin betonlaşmasının önüne içilmesi gerekiyor. Yaylaların yabancılara satışının önemlisi gerekiyor. Daha fazla ağaçlandırma çalışmalarının yapılması gerekiyor. Şehirden köylere geri dönüşün sağlanması gerekiyor.

     İklim olarak artık; ani fırtınaların, sellerin olduğu, daha rüzgârlı, daha yağışlı, daha sıcak bir dünyada  yaşayacağız. Henüz yol yakınken, ülke olarak hepimizin, Küresel ısınma ve çölleşmeden korunmak için, bolluk bereket için, çevreyi koruma bilinci ile; sularımızı, ormanlarımızı, tarım arazilerimizi koruması, gerekli proje ve çalışmaları yapması gerekiyor;

     Sıcaklar sizi rahatsız ediyorsa, bir Ağaç dikin.

     Yağmurlar sizi korkutuyorsa, bir Ağaç dikin.

     Meyve seviyorsanız, bir Ağaç dikin.

     Kuşları seviyorsanız, bir Ağaç dikin.

     Ciğerlerinizi seviyorsanız, bir Ağaç dikin.

     Yaşamı seviyorsanız, bir Ağaç dikin.