29 Ekim Cumhuriyet Bayramıyla taçlandırılan Cumhuriyetimizin, bu yıl coşkuyla 100.Yılını kutladık. Geçen hafta köşe yazımda; “Cumhuriyet Bayramında, her yer Ay-Yıldızlı Al Bayrağımızla süslenince; şehrimiz, ülkemiz gelincik tarlası gibi çok güzel göründü. Önümüz 10 Kasım, en azından 10 Kasım’a kadar bayraklarımızı indirmeyelim, böyle kalsın.” demiştim. İşte bugün bayraklarımız yarıya inecek.

     Bugün 10 Kasım; Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin yıldönümü… Türkiye Cumhuriyeti’mizin Kurucusu, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü saygı, sevgi, rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhu şâd, mekanı cennet olsun. Bugün bir dizi anma törenleri ve programlar düzenlenecek. Bu yıldan itibaren; “29 Ekim’den 10 Kasım’a arası Cumhuriyet ve Atatürk Haftası” olarak ilan edilerek, her yıl önce kutlama ve akabinde anma programları düzenlenebilir.

     Atatürk, Anadolu halkına Türkiye Cumhuriyeti Devletinde, birlik beraberliğin temeli olan; Ulus olma bilincini aşılamıştır. Herkes farklı etnik kökenlerden gelse de; bize öğretilen ulus olabilme bilinciyle, birlik beraberlik içinde, hepimiz her zaman, Türk olmanın, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olmanın onuruyla ”İstiklal Marşımızı ve Andımızı” başımız dik ve gururla okuduk.

      Biz Türklerde vatan aşkı ibadet gibidir...Her konuşmasında Türklük vurgusu yapan, Türklüğe çok önem veren en büyük Başbuğ, Bozkurt, Türk; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Asırlar sonra Türk adını vererek Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Kendisi “Atatürk” soyadını aldı. Yakın arkadaşlarına, Bozok, Bozkurt gibi soy isimleri verdirdi. Manevi kızına Ülkü adını verdi.

     Bastırdığı kağıt paranın üzerine Bozkurt resmi koydurdu. Yusuf Akçura Bey'i, İstanbul'u işgal kuvvetlerinden teslim almaya yolladı. İbrahim Çallı’dan; "Ergenekondan Çıkış" tablosunu yapmasını istedi.

     Türk Tarih Tezi'ni hazırlattı. Türk Tarih Kurumu’nu, Türk Dil Kurumu'nu kurarak, Ulus devlet olabilmek için; geçmiş şanlı tarihimizin, dil birlikteliğimizin ve güzel Türkçemizin ne kadar önemli olduğunu gösterdi.

     Anadolu’da kazı çalışmaları yaptırıp, Anadolu medeniyetler tarihinde Türklüğün izlerini buldurdu. Anadolu'nun 7 bin yıldır Türk Beşiği olduğunu söyledi. ”Türk'ü Türk yönetmelidir.” dedi.

     Türklüğün ebedi olduğunu haykırdı. Türk devrimlerini öze dönerek yaptı; “Türk Milleti çalışkandır, Türk Milleti zekidir.” söylemiyle, halkına cesaret verip, Türk Milletinin gücünü dünyaya haykırdı.

     Türk kültürünü yaşamın her alanında hakim kılmak için çalışmalar yaptı. Anadolu'da, unutulmuş, sinmiş, hor görülmüş Türklüğü şahlandırdı. “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur..." diyerek Türk Halkına kutsanmış Türklüğünü hatırlattı.

     “Ne Mutlu Türküm Diyene!” diyerek Türk Ulusu bilinci ve birlikteliğini oluşturmak isteyen Atatürk’ün, Türkiye Cumhuriyeti’nin ebediyen devam edeceğini belirten en önemli sözü; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." sözüdür.

     Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşındadır. Geçmişten bugüne kadar, her zaman söylediğimiz ve sonsuza kadar söyleyeceğimiz gibi; “Tek Vatan, Tek Bayrak, Tek Millet, Tek Devlet, Yaşasın Cumhuriyet. Ne Mutlu Türküm Diyene.!”

Hepimize Hayırlı Cumalar.