SON DAKİKA
SON DAKİKA


Mega Kupon
6.08.2023

Pazar sabahları ekmek, gazete almak benim görevimdi. Çünkü evin en küçüğü bendim.

Aile ile birlikte kahvaltı yapıldıktan sonra, gazete okunur ve gazetelerin eklerinden kupon kesilirdi. İnsanlar bu sayede nelere sahip olmadı ki. Yemek takımları, halılar, televizyonlar, meydan Larousse, Emsan tencereler, borcamlar, buzdolabı…

Hatta benim için en güzeli neydi biliyor musunuz?  Maketler yapmaktı. Köprüler, evler, uçaklar daha neler neler.  Belki bir mühendis olamadım ama, maket yapmada fena değildim.

Bazen gazeteyi okumak için değil de adeta elimizde makasla, kupon kesmek için alırdık. Sonrası ise, kuponlar biriktirilip, Yaysat Bayiin de sıraya girip aldığımız eşyalarımız…

Eğer makasla işaretlenen yeri doğru kesmeyip, noktanın dışına çıkarsanız, biriktirdiğiniz onca kupon bazen boşa giderdi. Hatta olurda bir kuponun eksik olursa, mega kuponun yayınlanacağı günü sabırsızlıkla beklerdiniz.

O zamanlar kupon biriktiriyorduk, bugün ise o biriktirdiğimiz anılarımızı yazıyorum.

O zamanlar hiçbir şey hazır değildi. Çalışmak ve çabalamak gerekti. En eğlencelisi ise, kuponla sahip olmak kısmıydı. Bunun için, istediğin şeyi beklemek kısmı ise, işin heyecan kısmıydı.

Özenerek itina ile beklemek.

Bugün size yaşamınızı özetleyin desem, öldükten sonra nasıl anılmak istediğinize dair bir metin yazın desem, bugüne kadar olan öykünüzde, mutlu olduğunuz anlar, kendinizle gurur duyduğunuz anlar, başarılarınız ve heyecanlarınıza dair neler yazarsınız?

Benim böyle notlarım var. Geçen hafta yazdığım çekmeler yazımda, o notlar arasında belki de hayatımın parça parça yazılımları var.

İnsanlar çok istedikleri şeylere sahip olmak için, satın alıyor.  Dün akşam PARADAİSE diye bir film izledim. Bir bilim-kurgu filmi.

Orada da satın alınan hayatlar var.  Hayatlarından 10, 15, 20 hatta 40 yılını para karşılığında satan insanlar. Sıkıştıklarında, iflas karşılığında hayatlarını gen transferi ile başkalarına satan insanlar.

Bu işi îcat eden, yani hayatları satan alan şirkette çalışan ve satış rekortmeni olan genç adamın, karısının kendisinden habersiz bir şekilde, olurda bir problemle karşılaşırsak diye yanan evlerinin borcuna karşılık, teminat olarak kendi yaşamından 40 yılını bağışlaması. Ve sonrasında ki aksiyonlar.

Gelecek, teknoloji, trend, sürdürülebilirlik… gibi kavramlar daha yaşanılabilir bir dünya mı hazırlıyor gerçekten?

Eski ABD istihbarat subayı David Grusch Kongre önündeki yeminli ifadesine dair bir yazı okudum geçenlerde. ABD’de UFO’ların olduğu 12 bölge ve ABD hükümetinin, bu olaylardan biyolojik kalıntılar çıkardığına dair nice bilgi veriyor.

Artık önemsenmeyen ve çöpe atılan hayatlarımız var.  İnsanlar artık, genetik kodların mülkiyeti, kullanımı, yayma haklarının tescili gibi konulardan konuşurken ve birileri bunlara sahip olmaya çalışırken, birilerinin yok olan hayatlarını izliyoruz.

Ben korkuyorum, sizi bilmem.

Daha sağlıklı bir yarın olacak mı acaba?

Ne demiş Cemil Meriç;

“Ne garip bir oyuncak şu insan! Yürür, konuşur ve acı çeker. Kendisine ve çevresine ait hiçbir şey bilmez. Bir nevi ıstırap makinesi. İplerini başkaları çeker. Hantal ve şapşal bir robot. Neye sevinir bilinmez.  Sınırsız olan yalnız hayalleri ve acı kabiliyeti. Etten bir kafes ve acı içinde çırpınan bir ruh.”

İnsan dediğimizin yaptıkları, daha nerelere varacak acaba?

Ben kupon kesilen o masum dönemi çok özlüyorum.

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap