SON DAKİKA
SON DAKİKA


Kadınlar Hareketinden, Kadının Hareketine
13.04.2024

Hayatta yaşadıklarımızın altını çizdiğimizde, bize kalana tecrübe diyoruz.

Başta kadın hareketi olarak çıkış yapan İyi Partinin kuruluş felsefesi, adeta kadınlar için bir göz aydınıydı.  Başlangıçta İyi Parti, kadın ve erkeğin eşit şartlarda, sahada çalışmasını öngördü. Erkek egemen siyaset yapısına dur diyecek bu siyaset yapısı, siyaseti düşünen kadınlar için, bir motivasyon kaynağı olmuştu.

Ama Genel Başkan Meral Akşener’in etrafı, kendi isteği ile erkekler tarafından bir duvar haline gelince, kadınlarla olan temas ve kontakta bu şekilde kopmuş oldu. (Göstermelik birkaç kadın dışında)

Kadınlarla hiçbir şekilde mesafe alamayan Akşener, öyle ki başta erkeklerle eşit şartlarda sahada çalışmayı öngördüğü kadınlara, ikinci olağanüstü kongrede ve tüzük oylamasında kadın kollarını kurmayı reva gördü ve onay aldı. Ve kadınları, kadın kolları ile sınırlandırdı.

Kadının sosyal hayattaki değişimi, kazanımı ve yeri ile ilgili gelişme, maalesef kadın bir lider tarafından da sağlanamamıştır.

Siyasette kadının morali ve motivasyonu, bu sayede sadece erkek siyasetçiler tarafından öte, birde kadın bir Genel Başkan tarafından da bozulmuş oldu.

Oysa ki cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde, Akşener’i aday göstermek için 100.000 imza kampanyası için, en çok çalışan kadınlardı.

Partinin temeli, maalesef çıkar temelli bir birliktelik üzerine kurulmuştu.

Prensi Buğra Kavuncu’yu, İstanbul için İl Başkanı olarak aday gösterdiğinde de birçok milliyetçi ve ülkücü dostuna, yoldaşına elveda dedi, bile bile…

Bugün eğer insanları, bazı özellikleri sebebi ile, kendinden olanlardan ayıran ve eşit davranmayan hatta görmeyenler, bence Türk milliyetçiliğini temsil edemez.

Prensin gelmesinden sonra, gördük ki fırsatlardan istifade edenler, her daim ön planda oldular. İyi Partiyi kuranlar, İstanbul ili kuranların çoğunun, neden dışarıda bırakıldıklarını, sanırım daha iyi anlamış oldunuz.

 Oysa Cumhurbaşkanlığı seçiminde Akşener, hezimete uğradığında, Genel Başkanlığı bırakacağını söylediğinde, Beylerbeyinde ki (kendisine göre mütevazı) evinde, kapıda kendini zincire vurup gitme diyenler, çeşitli illerden otobüs tutup gelenler, ülkücü ve milliyetçi arkadaşları ve kadın destekçileriydi.

Hayatımız boyunca, karşımıza çıkan seçeneklere, bizler karakterimizle karar veririz. Ama işler istediğimiz gibi gidince de buna kader deriz.

Oysa tüm bu olanların hepsi, Sayın Akşener’in seçimlerinin sonucudur. Bir başkasına, tüm bu olanları yüklemek ya da yeltenmek, abesle iştigal bir durumdur.

Sahip olduklarımız, kıyamadıklarımız, kolladıklarımız ve kayırdıklarımız olunca, onların bir bir elimizden kayıp gitmesini izlemek, işte böyle hüzünlü sonlanıyor…

Meral Akşener “Türkiye ağır bir grip hastası olmuş. Her yeri ağrıyor. Eklemleri, başı vs. Ama tedavisi var. Oda birlik, beraberlik ve dayanışmadan geçer” demişti, demesine de ama huzuru esas bozan kimdir, kimlerdir Sayın Akşener?

Yaralar iyileşir iyileşmesine, ama yeter ki kalp yarası olmasın. Bir şeylerin işleyişini ve varlığını sürdürmesi, kalbimizin ve yüreğimizin atmasıyla alakalıdır. Demek ki onca kalp kırıklığı yaraların iyileşmesine, mâni oldu.

Cenap Şehabettin’in çok anlamlı bulduğum bir sözü var, der ki “yüksek makamlar, yüksek tepeler gibidir. Koşarak çıkanlar nefes darlığı çeker” söz ortada, demek ki neymiş, söz konusu millet, vatan ise ve yanlışlıklar var ise, onurunla bırakmak gerek.

Aslında her şey ordunun emekli amirallerine, zavzek demekle ve Güneydoğu’da bir esnafın “Kürdistan” konuşmasında, Akşener’in sessiz kalmasıyla başladı, bu durumda ise, Akşener’in, oğlunun danışmanlığında nerelere geldiğini, hep beraber görmüş olduk.

Kadınlar hareketi olarak başlayan bu siyasi akım, kadının hareketine dönüşünce, işler böyle sarpa sardı. Yalnızlığı tercih edenler, siyaset sahnesinden de yalnız başına gider.

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap