SON DAKİKA
SON DAKİKA


TTB kapatılmalı mı?
29.09.2020

Türkiye günlerdir Türk Tabipler Birliği’ni konuşuyor…
TTB neden var?
Meslek, üyelerinin maddi manevi haklarını korumak; meslek disiplinini sağlamak, hasta yakınmalarını araştırmak, hekimlerin özel çalışma ücretlerini belirlemek gibi konularda çalışmak için…
Peki TTB ne yaptı da ‘kapatılsın’ denildi?
Ne oldu da, bu iş buraya kadar geldi.
TTB’ye yönelik eleştiriler ne zaman başladı?
Gelin, sizinle 2015 yılına geri dönelim!
Güneydoğu’da hendeklerin kazıldığı, barikatların kurulduğu, Türk askeri ve polisinin arkadan vurularak kahpece şehit edildiği, hainliğin Diyarbakır, Hakkari, Şırnak sokaklarında kol gezdiği o döneme…
Soruyorum; Binbaşı Arslan Kulaksız'ı hatırladınız mı?
Hani, 27 Temmuz 2015 tarihinde Malazgirt ilçesinde ailesinin yanında PKK’lı teröristlerce pusuya düşürülen… Oracıkta kalleşçe şehit edilen Arslan Binbaşı’yı…
Unutulduysa, milletine doktor olarak hizmet eden Dr. Abdullah Biroğlu’nu hatırlatmak isterim.
Dr. Abdullah Biroğlu, 2015’te Diyarbakır’da PKK tarafından katledildi.
“Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi” imzalı bildirgede Dr. Biroğlu’nun şehit edilmesi kınandı.
Fakat o dönem yapılan açıklamada olayın baş müsebbibi ‘PKK’ ile ilgili bir kelime dahi yer almaması basın kuruluşları başta olmak üzere, birçok kesimce eleştirildi.
Bölücü terör örgütünü bu topraklardan silmek için mücadele veren kahraman asker ve polisimizin moralini bozacağını düşündüğüm sözler o gün verilen mücadelenin karşılığı olabilir mi?
Ne dendi o açıklamada?
 “Ülkemizi kan golüne çeviren, okul sıralarını doldurması gereken yaştaki çocuklarımıza tabutları reva gören, söylemleri ile mevcut çatışma ve şiddet ortamını tırmandıran herkes…”
Merak ediyorum, ‘HERKES’ kim?
**
Peki, 2015’i bir kenara bırakalım. Birkaç yıl öncesi, 2018 tarihe bir göz atalım!
2018’de hemen sınırımızda bulunan Afrin’e Zeytin Dalı Harekatı düzenlendi.
Bu harekatın amacı neydi?
Türkiye’nin varlığına tehdit olarak gördüğü terör örgütlerini (PKK, KCK, PYD-YPG ve IŞİD) bölgeden uzaklaştırmak. Sınır hattının güvenliğini kontrol altına almak, sivil vatandaşları kukla örgütlerin kaderine terk etmemek…
Tüm başlıklara rağmen o dönem Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi bir açıklama daha yayımlama gereği duydu. Basın bildirisinde, “Biz hekimler uyarıyoruz: Savaş bir halk sağlığı sorunudur. Savaşa hayır, barış hemen şimdi!” ifadelerine yer verildi.
Bu sözler o dönem  TTB’nin yine tepki çekmesine neden oldu.
Merak ediyorum ve soruyorum:
PKK ve uzantılarının kol gezdiği, IŞİD’in yol kestiği Afrin’e Türkiye’nin müdahalesi ‘savaş’ emaresi midir?
Yoksa orada huzurun tesisin için yapılmış bir hamle midir?
Pek tabi kurumlar açıklama yapmakta özgürdür.
Fakat sınır ötesi operasyon için ortaya konulan ve dünya kamuoyuna bildirilen ‘terör’ argümanını görmezden gelmek hangi zihniyetin ürünüdür?
**

...Ve bugün 2020’deyiz.
TTB gerçekten sadece Sağlıkta Şiddet Yasası’nın reddedilmesine tepki gösterdiği için mi hedefte?
Yoksa Sağlık Bakanlığına paralel çalışmalara imza attığı için mi?
Peki kapatılmalı mıdır?
Asla kapatılmamalıdır.
Unutulmasın ki, Türkiye Tabipler Birliği Ankara ve İstanbul’dan ibaret değildir.
TTB’nin yaptığı her açıklamaya, tüm doktorların imza atabileceğini söyleyebilir misiniz?
Mümkün mü böyle bir şey?
TTB bir siyasi düşünce ve zümreye bırakılmamalı, teslim edilmemelidir.
Aksine, TTB üyesi olmayan tüm doktorlar birliğe üye olmalıdır. Delege gücü olan merkez yönetimin eleştirilen tutumuna ‘Ben yaptım oldu’ söylemlerine karşın, demokrasi gardı alınmalıdır.
Kapatmak, bunu tartışmaya açmak ‘ÇÖZÜM’ getirmez.
Türk demokrasisi, kendini inkar etmeyen, yalanlamayan tek demokrasidir.
Türk demokrasisi, ham değildir, olgunlaşmış bir demokrasidir.
Bundan TTB de nasibini almalıdır…
Birliğin geleceğinin yine ‘doktorların’ elinde olduğu açık bir gerçektir.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap