Türkiye 2023 seçimlerine hazırlanırken, ben de süreç
içerisinde birden fazla siyasetçi ile yakın temas kurma, gözlem yapma fırsatı
buldum. Geçtiğimiz aylarda Rize’ye gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
ile birlikte Trabzon Havalimanı VIP bölümünde karşılıklı sohbet etme, röportaj
yapma imkanına eriştik. Odada Kılıçdaroğlu’nun çok güvendiği isimlerden biri
olan Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, CHP Trabzon Milletvekili Ahmet
Kaya, CHP Trabzon İl Başkanı Ömer Hacısalihoğlu ve danışman ekibi vardı.
Elbette kamuoyunun merak ettiği ‘Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı kim’
sorusunu bizler de Kemal Bey’e yönelttik. Ser verdi, sır vermedi. Fakat, biz
kendisini Trabzon’dan uğurladıktan hemen sonra sosyal medya hesaplarında
yaptığı hamleler, profil fotoğrafından CHP logosunu kaldırarak (Muhtemel;
‘partili Cumhurbaşkanı olmaz’ söylemini sık sık dile getirdiği için) Türk
bayrağı koyması, CHP argümanı bulunan fotoğrafların yerinin sade bayrağa
bırakılması ‘Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu olacak’ söylemlerinin o dönem
şiddetle artmasına neden olmuştu. Tabii ki bunların hepsi çıkarım, varsayım.
Ancak tüm bunlar yaşanan son gelişmelerin yanında devede kulak kalır.
**
Geçtiğimiz hafta Yomra’da kültür merkezi açılışına katılmak
için Trabzon’a gelen İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı, o günün Teşkilat
Başkanı Koray Aydın’la da aynı masa etrafında sohbet etme, soru-cevap yapma
imkanına eriştik. Kendisini gazetemizde ağırladık. Aydın’a da ‘Millet
İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı kim olacak’ sorusunu sorduk. Kendisi bizlere
‘Kimseye hatır edemeyiz. Bize kimse (İYİ Parti’ye) kazanma şansı zayıf bir
adayı dayatmasın. İYİ Parti belirleyicidir’ dedi. Peki Aydın kimi kastetti?
**
Bakınız. Geçmişte 9 seçim kaybetmiş olan isim Kılıçdaroğlu.
‘Geliyor, gelmekte olan’ sloganı ile adaylık sinyali veren de yine kendisi.
Üstelik son dönemlerde söylem ve eylemleriyle gündemi belirleyen de Kemal
Bey’den başkası değil (Helaleşme, bürokratlara çağrı, TÜİK ziyareti gibi). Öyle ki yukarıda kaleme aldığım bu cümleleri
kuran Koray Aydın, Trabzon’da bizlere verdiği demecin ardından Ankara’ya
dönüşte; Teşkilat Başkanlığı gibi önemli bir görevden alınarak, Siyasi İşler
Başkanlığı’na getirildi. Meral Akşener, Teşkilat Başkanlığı’nı direkt kendisine
bağladı.
**
Hemen akabinde “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyen Kılıçdaroğlu’nu, “Demokrasinin yolu TBMM’den geçer" şeklinde eleştiren İYİ Parti’nin önemli ismi Yavuz Ağıralioğlu da Başkanlık Divanı operasyonundan nasibini aldı. Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirileri parti içinde ve ittifak ortağı CHP’de tartışmalara da neden olmuştu. Bekleniyordu, oldu. Ağıralioğlu, Türk Dünyası ve Yurtdışı Türkler Başkanlığı ve Genel Başkan Yardımcılığı görevinden alınarak A takımın dışında bırakıldı. Böylelikle her fırsatta ‘Ben başbakan olacağım’ diyen Meral Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ‘karşı olabilecek’ isimleri tek tek ekarte etti.
Net bir şekilde
söyleyebilirim ki CHP ve İYİ Parti’den oluşan Millet İttifakı’nda Kemal Bey’in
cumhurbaşkanı adaylığının önü resmen açılmış oldu.