SON DAKİKA
SON DAKİKA


Kıbrıs Barış Harekatı
23.08.2018

Kıbrıs Barış harekatı başladığında Yalnız Çam Dağları üzerinde 3300 metre yüksekliğinde bir yayla evindeydim. Sabahın erken saatinde evimizdeki radyoyu açtığımızda kahramanlık türküleri çalıyordu. Hepimiz “Yine mi ihtilal oldu?”diye söylendik; ama biraz sonra güzel Türkçesi ve etkileyici sesiyle O zamanın Başbakanı Merhum Bülent Ecevit’in sesi duyuldu."İnsanlığa ve barışa büyük bir hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışmaya yol açılmaz. Biz aslında savaş için değil barış için ve yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz." sözleriyle topluma ve dünyaya harekatı duyuruyordu. Çok heyecanlanmıştık. Evin tüm halkı can kulağı ile duyuruyu dinliyorduk. Biraz sonra bizim yayla evi, köyün insanlarıyla doldu. Çünkü radyo yalnız bizim evde vardı o zaman. Gençlerimiz, kendini genç olan olgun yaştaki insanlarımız savaşı konuşuyorduk. Herkes o savaşa gönüllü katılmayı ve ordumuzun hükümetimizin yanında yer almayı sesli düşünüyor ve duygulanıyorlardı.

Tarih 20 Temmuz 1974’tü. Türk ordusunun Türk ulusunun onuru şahlanmıştı. Kimse ne yöneticilerimizi ne de halkımızı bu özgürlük savaşından geri çeviremezdi ve çeviremedi de. Birkaç gün sonra görevimizin gereği Trabzon’a dönüş yolundaydık. Yayladan kasabaya inen minibüste savaş konuşuluyordu. Yaşlı bir bayan, parmağındaki yüzüğünü göstererek,”Tek para eder varlığım bu, ben bu yüzüğümü devlete orada savaşan Mehmetçiklere armağan etmek istiyorum.” Sevgili bacımız, bir köylü kadınıydı. Belli ki dar gelirli bir vatanseverdi. O duygu o coşku onu zenginleştiriyor ve bizlerinde gözyaşı dökmemize neden oluyordu. Uzun soluklu bir ozanımızın bir şiirinden bir dizeyi anımsadım” Bu millet ölür mü hiç bacım, ölür mü?” evet bu millet ölmez ve öldürülemez . 15 Ağustos 1974’te Ayşe tatile çıkmıştı.

Ordumuz . Bu şifre ile koşuyordu Kıbrıs içerlerine. Kim tutabilirdi, kim durdurabilirdi aslanlarımızı? Hedef belliydi, sınırlar çizilmişti ve o sınırlara ulaşıldı ve sınır boyunda çelikten heykel gibi askerimiz nöbete başladı. Aradan tam 44 yıl geçti. O günün Kıbrıs liderleri sonsuza göçtüler. Kıbrıs Harekatına karar veren O günün liderleri, komutanları da sonsuza yürüdüler. Bizlerin de o gün simsiyah saçlarımız aklandı.Ama arkada bağımsız bir Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bırakıldı. Kıbrıs Adası TC için olmazsa olmazıdır. Çünkü jeo-politik yönden bizim için çok önemlidir. Doğu Akdeniz’in kontrolü ve ekonomik kaynakların korunması açısından ada bizim için candır, can damarıdır.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap