SON DAKİKA
SON DAKİKA


HUKUK DEVLETİ MİYİZ?
4.04.2018

Ben hukukçu değilim ama bazı konuları irdelemek için ille de hukukçu olmak gerekmez. Son düzenleme, hakimlik ve savcılık mesleğine indirilen en sorumsuz darbedir. “Savcılar iddianame hazırlasın hâkimler yargılasın ama kararı HSK versin“ yaklaşımı bir hukuk devletine yakışır mı?

HSK bir ölçüde siyası nitelik taşıyan bir kurum. Çünkü kurulun başkanı siyasi kimliği olan Adalet Bakanı ve Yardımcısı Adalet Bakanlığı Müsteşarı. Böyle bir kurulun vereceği karar her ortamda ve her zaman tartışılır.

Bu konuda Venedik Komisyonu 13 Mart 2017 tarihindeki kararında da bizim görüşümüz doğrultusunda görüş bildirmişti. Taha Akyol gazetedeki bir yazısında Adalet Bakanı’na ve Müsteşara şöyle sorular yöneltmişti: “HSK bir yargı organı mıdır? Mahkemelerin kararlarını denetleme yetkisi var mıdır?

Mahkemelerin HSK gibi idari bir heyete danışmasını doğru buluyor musunuz?” Evet, bu sorular bir hukuk devletinde yanıtlanması gereken önemli yaklaşımlardır. Çünkü böyle bir yetki Yargıtay’da bile yoktur sanıyorum.

FETÖ olayları siyası bir boyutta olduğu için onların soruşturulması ve yargılanması bir ölçüde siyasidir de.Ama yine de yargılama yapan hâkimlere yetkiyi bırakmakta yarar var diye düşünüyorum.

Bence bugünkü iktidarın kendi davranışını yargılamak için geliştirdiği bu yöntem, hukuki bir özellik taşımaz ve hiçbir kişi ve kurum hakimlere talimat veremez. Ülkemizin saygınlığı açısından da verilmemelidir. Bize göre bir devlet, bireylerin iki dudağı arasından çıkan söze göre yönetilemez. Yönetilirse yanlışlar olur ve yanıltmalar, yanılmalar olur. Devlet yargısı, yasama gücü ve yürütme organı ile bir bütündür ama herkes kendine düşen görevi hukuk kuralları içinde yapmalıdır. 

Biz, aşağı yukarı devleti, iki asırdır hukuk kuralları içinde yönetmeye çalışıyoruz. Tanzimat’la birlikte gelişen kısa aralıklarla sekteye uğratılan hukuk sistemine bakıldığında; inanmayacaksınız ama en saygın dönem, Tanzimat dönemidir. Düşünebiliyor musunuz o dönemde hukuk hem kurumsallaşmamış hem de yargıç yetiştiren okullar da yokmuş. Ne olursa olsun o günden günümüze hukuk alanında doğru yapılanmalar oluştu ama yeterli değil. Çünkü hukuk, ne yazık ki toplumun sosyal gelişmesi ve ekonomik yapılanmasının çok gerisinde kaldı ve bu arada güvenini yitirdi.

Yakında hâkim ve savcı atamaları yapıldı. Ama beraberinde olumsuzlukları da önümüze serdi. Söylentilere göre iktidar partisinin ilçe, il yönetiminde olan hukukçular yani avukatlar devletin kadrolarına yerleştirildi. Eğri oturup doğru konuşalım bu çocuk ölü doğdu. Atanan yeni hâkimin vereceği bir siyasi karara kim inanır veya kim bu hâkime ve savcıya güven duyar? Atanan bu genç insanlar, rahat bırakılmalıdır. Hukuk Fakültesi’nde öğrendiği bilgilerle kendi vicdanını harmanlamalı ve kararlarını öyle vermelidir. O bireyler siyası kimliklerinden arınmalı ve devletin savcısı, hâkimi olduklarını akıllarından çıkarmamalıdırlar. Çünkü bu insanların da işleri zor. Ne yazık ki toplum, yeni atanan savcılara, hâkimlere peşin hükümlü bakmaktadır.

SUÇLUSU KİM?       

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap