6 Şubat tarihinde meydana gelen ve 11 şehirde büyük yıkımlara yol açan, 45 bin vatandaşımızın hayatını kaybettiği depremin üzerinden 26 gün geçti… 

Geçen sürede bir depremin yaralarını sarmak için çalışmalar yürütülüyor. 

Fakat geçen sürede ülkede iki önemli sorun var ki her geçen gün daha da endişe yaratıyor.

Bunlardan biri bir türlü durdurulamayan ve henüz hiçbir önem alınmayan kira artışları…

Diğeri de ikamet edilen binaların güvenliği… 

AFAD illerin risk durumlarını açıklasa da, yer bilimciler ise hemen her ilin tehdit altında olduğunu belirtiyor.

Hal böyle olunca herkes binalarının güvenilir olup olmadığını test ettirmek istiyor. Test fiyatının ise 20 bin liradan başlayıp 100 bin liraya kadar vardığı iddia ediliyor.

Son depremde sıkça dile getirilen ‘Deprem değil, bina öldürür’ sözünü artık ezberleyen ve duydukları test fiyatlarına inanamayan halk ise, sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarla ülke genelinde ücretsiz bir çalışma başlatılmasını istiyorlar…

Herkes binalarının güvenliğinden emin olmak isterken, Hatay’da 2009 yılında akademisyenler tarafından güçlendirme çalışması yapılan ve depremde ayakta kalan bina gündem oldu.

Eski binada 14 yıl önce yapılan güçlendirme projesinin yürütücüsü TED Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güney Özcebe, “Antakya’daki 9 katlı betonarme binada hem içeriden hem de dışarıdan güçlendirildi.Bina çok düzensizdi. İçeriden betonarme döküm işlemler yapılamayacağı için içerideki bütün parçaları, taşıyıcı duruma getirebilmek için tuğla duvarlarını aynı bir betonarme duvar gibi kullanabilmek için lifli karbon polimerleri kullanarak güçlendirilmesini sağladık. İçerideki taşıyıcı duvarları depreme karşı dirençli, dayanıklı hale getirebilmek için karbon nanofiber kullandık. O yıllarda bu teknoloji çok pahalıydı. Bir ekip çalışmasıyla binayı ayakta tuttuk” dedi.

Bu tabi ki sadece bir örnek…

Önemli olan en riskli illerden başlamak üzere yapı stokunun incelenmesi…

Öyle ki Kahramanmaraş’ta olan 7.6’lık bir deprem, Beşirli ve Akyazı civarında insanları uykudan uyandıracak kadar hissediliyorsa, hiçbir şehrin ihmal edilmemesi gerektiği gerçeği ortaya çıkıyor.

Bu noktada Jeoloji Mühendisi Osman Bektaş da son depremden itibaren Trabzon için uyarılarda bulunuyor…

Trabzon ve Yomra özelinde dolgu alanlarına dikkat çeken Prof. Dr. Bektaş, “500 kilometre güneydeki bir deprem Trabzon’u dahi etkiledi. Sahilimiz gevşek kum, çakıldan oluşuyor. Deprem yıkıcılığı sadece depremin büyüklüğüne bağlı değildir zeminin özelliğine bağlıdır. Biz gerçekten depreme hazır mıyız? Özellikle Trabzon’un depreme karşı yapı stoku ne durumdadır? Yapı stokumuz bugünkü AFAD’ın vermiş olduğu resmi deprem tehlikesi normlarına standartlarına uygun mudur? Bir an önce etüt çalışması başlatılsın. 2018 öncesi tüm binalar riskli” açıklamasında bulundu.

Bilim insanlarının uyarıları ışığında, Trabzon her ne kadar riskli iller arasında gösterilmese de ‘güven kontrole mani değildir’ anlayışı ile hareket edilmelidir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, belediyeler, inşaat mühendisleri odaları yürütecekleri ortak çalışmayla her şehir için en doğru kararı verecektir. Yarın geç olmasın!

Herkesin oturduğu binanın depreme dayanıklılığını merak ettiği belirten Antalya İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Soner Akdoğan, bu konuda izlenecek iki yolu anlattı. Depreme dayanıklılık testi ücretleri, binanın yüksekliği ve özelliğine göre 20 bin TL'den başlayıp 100 bin TL'ye kadar çıkıyor

Kahramanmaraş merkezli 10 ilde etkili olan, binlerce binanın yıkıldığı, şu ana kadar 30 binden fazla kişinin yaşamını yitirdiği iki büyük deprem, tüm Türkiye'yi yasa boğdu. Antalya İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Soner Akdoğan, önceki depremlerde olduğu gibi, bu deprem sonrasında da herkesin oturduğu binanın sağlamlığını merak ettiğini ve depreme dayanıklılık testi gibi konularda bilgi almak için çok yoğun telefon aldıklarını açıkladı.