Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir haber, Karadeniz
Bölgesi’nde aslında hep karşılaştığımız kanayan bir yarayı hatırlatırken, bu
konudaki farkındalığın artırılması gerektiğini düşündürdü…
Habere göre, Giresun’da yaşayan bir kadın, ağabeyi
tarafından silahla vurularak öldürüldü.
Dava sürerken, verilen ifadelere bakıldığında mesele de
aslında şaşırtmadı…
Ebeveynlerinin ölümünün ardından başlayan yer ve miras
sorunu nedeniyle kadınlar ya öldürülüyor ya da ağır mobbinge maruz kalıyor…
Üzerlerinde ağır tahribatlar bırakılıyor…
Yaşanan son olay, bu coğrafyada ne ilk ne de son örnek
olacak…
Kısa bir araştırma yapıldığında şüphesiz diğer bölgelerde de
yaşanan bu durumun, en çok Karadeniz’ olduğu açıkça gözler önüne seriliyor…
Yüksek lisans öğrencileri tarafından tez konusu da yapılan
bu konunun, yaşadığımız çağda bile kendini göstermesi, ne yazık ki insanlıkla
bağdaşmıyor…
Karadeniz Bölgesi’nde herkes çevresine baktığında, ‘gerçek
anlamda Allah korkusu olan’ ve ‘kul hakkı yemekten korkan’ küçük bir azınlık
dışında, erkek kardeşleriyle, ağabeyleriyle bu durumu yaşamayan kadın sayısının
yok denecek kadar az olduğunu görecektir…
Tabii ki tüm bunları söylerken, kız kardeşlerinin,
ablalarının haklarını sonuna kadar koruyan ağabeylerin, kardeşlerin hakkını da
antrparantez içinde teslim etmemiz gerekiyor…
Peki, nedir Karadeniz Bölgesi’nde kız çocuk olmak?
Doğduğu günden beri her türlü sıkıntıyı çeken, birçoğu küçük
yaşta evlendirilen, buna rağmen ailenin tüm yükünü sırtlayan, annenin babanın
tek çocuğu onlarmış gibi ailesinin tüm sıkıntılarıyla ilgilenen…
Anne babayla ilgilenmek aynı şehirde yaşayan kız çocuğa
hasmış gibi yıllarca hasta ya da yatalak anne veya babasına bakan, başka
şehirlerde yaşayıp yolları bir türlü memlekete düşmeyen erkek çocukların yerine
de anne babasının yanında olan kız çocukları, iş miras meselesine gelince ya
yukarıdaki örnek gibi öldürülüyor ya da ters psikoloji, baskı ve mobbingle
haklarından mahrum bırakılmak isteniyor…
Anne babalarını senede beş gün görmeyenler, anne babaları
ölünce memleket sevdalısı oluyor!
İnsanlık adına umut olması adına, bugünün genç erkekleri,
dilerim kendi babalarını, dayılarını, amcalarını örnek almazlar ve yıllar yılı
gördüklerini kız kardeşlerine uygulamazlar…
Şehir dışında bir ortama girdiğinizde ve Trabzonluyum
dediğinizde bir şekilde bu konunun gündeme gelmesi, hemen herkesin bu yönde bir
anısının olması kendi adıma çok üzücü…
Dinimizde ‘kul hakkı’ ilahi affın dışında bırakılmış ve kul
hakkına girmekten titizlikle sakınmak gerekir denilmiştir.
Müslümanlıkta kadınlara verilen değer ise Hz. Muhammed’in
(S.A.V) şu hadisi ile de açıkça belirtiliyor;
“Ben şu iki zayıfın hakkını yemeyi size haram kılıyorum:
kadın ve yetim.”
Tabii ki anlayabilenlere…