Gün geçmiyor ki ülkemizin dört bir köşesinde ciddi zararlar oluşturan ve giderilmesi olanaksız sonuçlara neden olan yangınlarla karşı karşıya kalmayalım…

Önceki gün de Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde 29 yangın çıktı…

Evet, bir günde tam 29 yangın…

Bunların 28’i kısa sürede kontrol altına alınırken, dün yazımı yazdığım saatlerde Çanakkale’de yangının çıkışının 21. saatinde söndürme ve tahliye çalışmaları devam ediyordu.

Çanakkale'de ormanlık alanda başlayıp rüzgârın etkisiyle hızla yayılarak yerleşim yerlerini de tehdit eden yangını tüm Türkiye televizyonlarından ve sosyal medyadan büyük bir üzüntü ve kaygıyla takip etti.

Rüzgârın etkisiyle 15 kilometrelik bir alanı yaklaşık 6 saat gibi bir sürede geçerek hızlı bir şekilde bir hat üzerinde yayılan yangından ilk belirlemelere göre 1500 hektar alan etkilendi. Tedbir amaçlı 9 köy boşaltıldı.

54 kişinin dumandan etkilendiği yangında 48 vatandaşın tedavisine devam edildiği bilgisi verildi. Çanakkale’de söndürme çalışmalarının tamamlandığı bazı noktaların küle döndüğü görüldü.

Doğa harikası bölgenin yeşil rengi artık griydi…

Bölgede incelemelerde bulunan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yangının çıkış sebebinin ‘insan unsuru’ olduğunu açıkladı ve ekledi, “Daha önce defalarca ifade ettik. Yangınların yüzde 90'ının üzerinde bir oranda çıkış sebebi insan unsuru. 1500 hektarlık bir alanda etkilenen o kadar çok canlı var ki. O yüzden vatandaşlarımıza tekraren bir uyarıda bulunmuş olalım. Lütfen orman yangınına ya da herhangi bir yangına sebep olacak ateş ya da bir tarla temizliği ya da bir çöp yakma gibi hususları artık gündemimizden çıkartalım” dedi.

Yani açıklamalardan hareketle bakarsak; dikkatsizlik, tedbirsizlik ve ihmal Türkiye’nin ciğerlerini yakmaya devam ediyor.

Her ne sebep olursa olsun orman yangınlarını sadece doğal güzelliğin yok olması olarak düşünmemek gerekiyor. Yangın sonucunda sadece ormanlar değil; aynı zamanda flora, yaban hayatı, su kaynakları, toprak, iklim, insanların faydalandıkları alanlar ile ormanlık alanların yakını ve çevresindeki yerleşim yerleri de zarar görüyor.

Yangının çıktığı ilk andan itibaren ekipler can kaybı olmaması için uğraş verirken, ayrı bir ekip de hayvanları kurtarmak için mücadele etti.  

Yerleşim yerlerindeki büyükbaş ve küçükbaş hayvanların büyük çoğunluğu tahliye edilirken, çok sayıda yaban hayvanı ise kurtarılamadı. Bu yangın, önleyici tedbirlere ağırlık verilmesi gerektiği bir kez daha gün yüzüne çıkarmaktadır.

Tarla temizliği ve çöp yakma gibi hususlarla ilgili televizyonlar ve kamu kurumları aracılığıyla ülke genelinde bilgilendirme çalışması yapılmalı, gerekirse cezai işlemler artırılmalı,  buna rağmen dikkatsiz ve tedbirsiz davranışlar görülürse gereken yapılmalıdır.

Ve tabii ki yangından sonra bölgede ağaçların mı yoksa binaların mı yükseldiği takip edilmelidir…

Bu iç yakan görüntülerle uzun süre karşılaşmamak umuduyla, ne diyelim;

“Allah doğayı insanlardan korusun…”