Abdullah Avcı, istatistikleri çok seviyor. İstatistikler de onu. Hoca; yan pas, geri pas diyerek pek övmediğimiz, beğenmediğimiz, bizi mutlu etmeyen oyunu ile kazanmayı başarıyor. 1-0 sona eren Ankaragücü maçından sonra pek çok Whatsapp grubumda, hocanın; takımın başında bulunduğu 11 maçtan 7’sini kazandığı, 3 beraberlik ve 1 mağlubiyet gördüğü yazıldı. Bir dostumuz, bu istatistikten sonra; ‘Adam skoru alıyor. Beğen beğenme’ diye belirtti görüşünü. Bu istatistiklere saygı duyan başka bir arkadaşımız, ‘Ben sadece doymak değil, yediğim yemekten zevk almak istiyorum. Avcı, bizi sürekli tavuk dürüm ile doyuruyor. O da her zaman değil. Ne zaman sahada kebap, beyti göreceğiz’ diye sordu. ‘Elindeki malzeme bu’ dedi bir başkası. ‘Ama bu malzemenin çoğunu pazardan o aldı’ diye itiraz etti bir diğeri. Böyle sürüp gitti mesajlar.
Whatsapp gruplarında bu tür görüşler paylaşılırken Abdullah Avcı’nın gülümseten bir futbol muhabbetini izledik internette. İstanbul’da menüsküs ameliyatı olan U 15 takımının oyuncusu Alperen Çakıroğlu’nu ziyaret etti Avcı. Alperen’e, ‘A takım ile ilgili düşüncelerin nedir’ diye sordu. Alperen’de, ‘Daha hızlı öne gidebilirler’ diye cevap verdi. Hoca bu cevaba soruyla karşılık verdi: Önde adam yoksa ne yapacağız. Yana mı döneceğiz’. Alperen de ‘top bizde kalacak’ dedi. Hoca cevaptan mutluydu: Top bizde kalacak, bak güzel. Anlatamıyorum bunu ben. 1.5 senedir ligin en fazla dikine pas atan takımıyız’. Hoş bir sohbetti. Ama Alperen’de ‘beyti yemek istiyorum’ diye cevap verseydi hocanın cevabı ne olurdu acaba?