SON DAKİKA
SON DAKİKA


İcra sürecindeki mallar niçin tam olarak tasfiye edilmiyor!!!
3.11.2023

5/4/2023 tarihi itibarıyla muhafaza işleminin dayanağı olan haciz kalkmış olup da yedieminde bulunan malların, 2004 sayılı İcra İflas Kanunun geçici 20 nci maddesine dayanılarak tasfiye edilmesine ilişkin usul ve esaslar 18/10/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Tasfiye sürecine ilişkin sıralanmış her hak için belirlenmiş yasal süre var ve o süre tamamlandıktan sonra bir sonraki süre işlemeye başlayacağı için bu kapsamda hak kaybı yaşanmaması adına 1 Kasım 2023 itibariyle başlayan başvuru sürelerinin, Tebliğin EK-4’ünde yer alan takvimden takip edilmesi hususu önemlidir.

Bu düzenleme, borç ödemesi tamamlanmış ve üzerindeki haciz kalkmış olan varlıklara ilişkindir. Sahipsiz, unutulmuş ya da teslim almaya değer bulunmayan araçlar için yerinde bir düzenleme olmasına karşın esasında çözüm bekleyen iki konu var.

Biri, varlıklara, motorlu taşıtlara icra yoluyla el konulmasıyla birlikte bu varlıkların yediemin deposunda  yıllarca  atıl tutulmasıdır. Süreç tarafların keyfiyetini beklerken, milli servet ekonominin dışına itilerek depoda çürümeye terk edilmektedir.

Diğeri, yediemin deposuna giren bir varlığın bırakın uzun yıllar sonrasını ertesi gün dahi aynı bütünlük ve değerde geri çık(a)mıyor oluşudur. Biraz da bu nedenledir ki yediemin deposuna giren bir varlık teslim almaya değer bulunmamaktadır.

Bu iki önemli sorun çözülmeden yapılan geçici madde düzenlemeleri ile bütüne yönelik çok da istenen sonuca ulaşılamayacağı hususu ilgili birimlerce değerlendirilmeye muhtaçtır. Yediemin deposundaki varlıklardan satışa veya devire konu edilebilecek nitelikte kaç parça mal çıktığının ve de hurdaya verilen varlıkların analizi yapılırsa orada çürümeye terk edilmiş olan varlıkların ekonomiye yükü daha net ortaya çıkacaktır.

Yıllarca yediemin depolarında rehin tutularak satışı yapılmayan, resmen çürümeye terk edilmiş olan motorlu taşıtlar ve diğer varlıklar için makul bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Mevzuattaki boşluklardan kötü niyetli olarak yararlananlar, devamlı yinelenen icra talepleri ile sırf borçluyu caydırmak amacıyla sadece rehin sürecini uzatarak varlıkların satışını engelleyebilmektedir.

Mevzuatı gereği icra dairelerinde devamlı yinelenen icra dosyaları var ve bu dosyalarda uzun süre satışa yönelik hiçbir işlemin yapılmaması, alacaklıya bir fayda sağlamadığı gibi borçlunun malının depolarda çürümesine ve de ilave borç yükümlülüklerinin artmasına neden olmaktadır. Yapılacak bir düzenleme ile en azından aracın değer kaybına uğramasını ve tarafların ek mali külfete katlanmasını önleyecek belli bir süre zarfında satış işleminin zorunlu tutulması veya icra emrinin yinelemesinin sonsuz tekrarda olmaması, belli bir sayıyla sınırlandırılması sağlanmalıdır. Rehinli ve hacizli malın satılabilmesi için tüm icra ve rehin tesis etmiş olanların rızasının alınması gerekiyor, bu sebeple de süreç aylar, yıllar alabiliyor. Halbuki haciz veya rehin hakkı bulunan herhangi birinin talebi üzerine direkt satış işlemi yapılabilmelidir. 

Üzerindeki kısıtlama ile satılamaz ve devredilemez durumdaki bir taşıt için yakalama kararı veya trafikten men etmenin ne borçluya ne de alacaklıya bir faydası olmamaktadır. Trafikten men ettirenin, 2-3 ay gibi en kısa zaman diliminde satış işlemlerini yerine getirmesine dair yasal düzenleme yapılmalıdır ki süreç çok uzamadan tamamlanabilsin, tarafların keyfiyetini beklemesin.  Zira caydırıcı olsun diye bağlanan aracın depo kirası ve tescilden silinemediği sürece de vergi ve benzeri yükümlülüğü devam ederken diğer yandan milli servet orada çürümeye terk edilmiş olmaktadır. Bir yandan muhafaza maliyeti işlemekte diğer yandan sözde muhafaza amacıyla garaja giren taşıt, aynı bütünlük ve mali değerle geri çıkmamaktadır. Bu halde, varlıkların uzun süreler atıl halde depoda bekletilmesi ekonomiye külfet değil midir?

Alacaklı ve borçlu tarafların hak kaybını önleyecek içerikte bir düzenlemeyle, halihazırda ekonominin bütününe de olumsuz yansımaları olan bu mağduriyetlerin, köklü bir yasal düzenleme ile ortadan kaldırılma zorunluluğu vardır.

Varlıkların, uzun süreler atıl halde depoda bekletilmesi hem işletme hem ülke ekonomisine büyük yüktür. İcraya konu olan şeyler için makul bir süre sınırlaması getirilmelidir, yasada tanımlanacak süre içerisinde, alacaklı tarafından satışı istenmezse üzerindeki kısıtlama ve rehin kaldırılarak borçluya iade edilebilmeli ya da icra müdürlüğü tarafından resen satışı zorunlu kılınmalıdır. Takibe konu varlıklar, üzerine konulacak şerhin ardından borçlunun kullanımına bırakılabilmelidir. Dürüst ve iyi niyetli işletmelerin, çalışarak borcunu ödeyebilmesi sağlanmalıdır. Kötü niyetli olanın, zaten ne şahsı üzerinde mal vardır ne de işletmesinde.

Borçlunun elini kolunu bağlayıp, çalış borcunu öde ama varlıkların da o süreçte depoda çürüsün gibi bir tezat oluşturulmamalıdır. Kimse; bile, isteye düzenini bozarak, varlıkları icra takibine konu olsun diye yatırım veya iş yapmamaktadır.  İçine düştüğü zor durumdan çıkmaya çalışırken yıllar içerisinde depodaki varlığı muamma olmaktadır. Vergi, harç ve benzeri borçlar da işlemeye devam etmektedir. Ek MTV dahil MTV tahakkuk etmeye devam ediyor ve mükellef bu borçları da ödemek zorunda kalıyor. Araç yok ama vergisi var.

Konu bu yönleriyle de ele alınırsa tarafların keyfiyetine bırakılmış bir sürecin hem kişilerin hem de ülke ekonomisinin bütününe daha fazla hasar vermesinin önüne geçilebilir. 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap