Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu kanatlandı uçuyor. Bu uçma
kendisinde vefasızlığı meslek haline dönüştürdü. Birlikte görev yaptığı
yönetici arkadaşlarını bile solladı tam gaz gidiyor. Tutabilene aşk olsun!
Ağaoğlu kulübe hizmet edenleri ve başkanlık yapanları seslendirirken laf
ebeliği ile ortamı idare etmeye başladı.
Ağaoğlu’nu bu anlayış vefalı olmaktan uzaklaştırıp, kulübe
hizmet eden başkanları ve kurucuları sayarken Trabzonspor’umuza ve sporun
tarihine yaptıkları ile damgasını vuran Onursal Başkan Mehmet Ali Yılmaz’ın
adını unutma gafletini göstermesine neden oluyor.
Ağaoğlu bunu bir değil birkaç kez yaptı. Hatırlatma gelince
de kelime oyununu seçip cilalı sözlere sığınan Ağaoğlu’nda bu alışkanlık
yapmaya başladı. Bu alışkanlığı kapılanların bugün esamisi okunmuyor, bunu da
bu vesile ile hatırlatmak isterim.
Başkan Ağaoğlu’nun unuttuğu bir gerçek var ki, sevdası
Trabzonspor için yaptıkları yapacaklarının teminatı olan Mehmet Ali Yılmaz
ismini ayakları yere basmayanlar erken kanatlananlar unutturamaz.
Bu vesile ile Onursal Başkan Mehmet Ali Yılmaz’ın, “Elimizi
öpen, önümüzde ceketini ilikleyen adamlar şimdi saygısızlık yapar olmuş,
büyüklerini unutur olmuş. Yaşımız ilerledi diye kimse geri çekildik sanmasın.
Bakın net söylüyorum ki, Trabzon’un adamına bir laf söylerken 100 kere
düşüneceksin. Trabzonspor bizim namusumuz, eğer tekrar sahneye çıkmamız
isteniyorsa çıkarız” sözlerini hatırlatmak isterim. İşte bu nedenle Yılmaz için
söz konusu Trabzonspor oldu mu akan sular durur. Onun için Trabzonspor kırmızı
çizgidir. İşte bu çizgiyi aşmamak gerek.
Karadeniz’in hırçın dalgaları gibidir bordo-mavi sevda. Bu
sevdayı kendi aklınca farklı alanlara kaydırarak laf yapanlar, güç zehirlenmesi
yaşayanlar hep o dalgalar arasında kaybolup gitmiştir. Ağaoğlu kaybolmamak için
el ele gönül gönüle, vefalı olmalı gerekir.
Ağaoğlu, Trabzonspor’a dil uzatanın dilini, el uzatacak
olanların elini kesecek kadar büyük bir güç ve değer olan Trabzonspor Onursal
Başkanı Mehmet Ali Yılmaz’a vefasızlık yapma yoluna sapmanız sanmayın ki sizi
vazgeçilmez yapacaktır.
Başkanlık koltuğunda sizi tutan, ön plana çıkaran yönetim
kurulunda görev yapan birbirinden önemli ve değerli isimler, çalışanlar ve
bordo-mavi sevdalıların gücüdür. Umarım bu yaptığınız gaf son olur ve
ayaklarınız yere basar.
Ağaoğlu’na tavsiyem, Trabzonspor başkanlığı ile kendi
egolarınızı birbirine karıştırmayın. Trabzonspor Başkanı etiketi altında kurmuş
olduğunuz ben merkezli dünyanızda kimseyi sevmez, görmez, kendiniz ve
yandaşlarınız dışında insanları yad etmez tavrınızın size faydadan çok zarar
verir.
SIKINTI YOK O BENİM SORUNUM
Vefasızlığın daniskasını yapan Ağaoğlu’na ve onun gibi
vefasızlığı meslek edinenlere geçmişten bir hatırlatma yapayım. Eski Bakan Eyüp
Aşık’ın bilmeyenler öğrensin, unutanlar hatırlasın diye 2015 yılında
söylediklerini hep birlikte okuyalım;
Trabzonspor’da genel saymanlık görevinde bulunduğu dönemde
hiç tanışmadıkları Mehmet Ali Yılmaz ile bir restoranda bir araya geldiklerini
anlatan Aşık, Yılmaz’ın kendisine “Bana kulübün durumunu anlat” dediğini
belirterek, “Ben de kendisine kulübün durumu ile ilgi bilgiler verdim. Hatta
Yılmaz’a o dönemin parası ile 50 milyon rakamı telafuz ettiler ve bunu
vereceksin dediler, ben kendisine işin doğrusunu söyleyeyim 1 yılda 500 milyon
verirsin dedim. Yani 50 milyon değil 500 milyon giderin olur. 50 milyon
geldiğin hafta giderin olur dedim, ‘sıkıntı yok, o benim sorunum’ dedi Mehmet
Ali Bey. Ben de yönetim kurulu seçilir seçilmez o hafta o arsanın (Bugünkü
Mehmet Ali Yılmaz tesisleri) parasını yatırırsanız yönetiminizde yer alırım
dedim.”
Yapılan bu görüşmenin sonrasında, kendisinin daha önceden
arsa sahibi ile görüşüp anlaştığı bu günkü tesislerin arsasının parasını Mehmet
Ali Yılmaz’ın ödemeyi kabul ettiğini belirten Aşık, arsa sahibinin ilk
pazarlıktan sonra geçen süre içerisinde arsa bedelini 35 milyondan 50 milyona çıkardığını
da sözlerine ekledi.
Aşık, “Ben Mehmet Ali Beye baştan demiştim, beraber yeni
yönetimde olmamın şartı o arsanın alınması. Kongreye gittik ve kongreyi
kazandık. İlk hafta Mehmet Ali Bey parayı yatırdı arsayı aldık ve ardından
tesisin yapımına başladık” dedi.
İşte Ağaoğlu kapısından içeri girdiğiniz tesislerin arazisi
böyle alındı. Sonra ne oldu dersen yine Onursal Başkan Yılmaz cebinden
harcayarak tesisleri kulübe kazandırdı. Bu arada gittiği her deplasmanda borç
bırakıp dönen kulübün bu borçlarının da il il dolaşılarak bir çırpıda Yılmaz
tarafından ödendiğini hatırlatmak isterim. Sanırım bu iki gerçek vefasızlık
yapanlara yeter de artar.
Bu vesile ile Ağaoğlu’na başkanlık koltuğuna oturmak için
gittiği tesislerin kim tarafından nasıl yoktan var edildiğini hatırlaması için
başını kaldırıp tesislerin girişinde yazan ‘Mehmet Ali Yılmaz’ ismini
unutmaması için okumasını tavsiye ediyorum.
Gelelim günümüze, o tarihte milyon denilen paralar bugünün
trilyonları. Kimse elini cebine atmazken oluk oluk Trabzonspor sevdası için
trilyonları akıtan Yılmaz’a kim vefasızlık yapıyorsa nankörün ta kendisidir.
Bordo-Mavi. Şampiyon Trabzonspor. 55. yılımız kutlu,
geleceğimiz şampiyonluklarla dolu olsun.