SON DAKİKA
SON DAKİKA


Yaşasın Laik Cumhuriyet
11.02.2024

Tam 87 yıl önce, 5 Şubat 1937 tarihinde 1924 Anayasası’nda yer verilen laiklik ilkesi, 1961 ve 1982 Anayasa’larının da “devletin değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez temel nitelikleri” arasında yer alınarak Laik Cumhuriyet, anayasal güvence altına alındı.

Laiklik adına o kadar güzel anlatımlar kaleme alınmış ki, herkesin okuması ve laikliğin anlamını iyi kavraması gerektiğini belirtmek isterim

Bugün Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesi şöyledir:

“Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir."

Türkiye’nin farkı laik Cumhuriyettir. Türkiye’de ulusal egemenliğin, kadın haklarının, bilimin, sanatın, uygar yaşamın garantisi laik Cumhuriyettir. Laik niteliğini yitirmiş bir Cumhuriyetin demokratikleşmesi, kadın özgürlüklerinin ve diğer özgürlüklerin, akla ve bilime dayalı çağdaş bir düzenin güvencesi olması olanaksızdır.

İşte bu anlamda Nazan Moroğlu’nun paylaşımında laiklik adına dile getirdiği, “Laiklik,  din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını öngören bir ilke olmasının yanında, aynı zamanda her alanda aklın, bilimin ve ulusal egemenliğe dayanan hukuk kurallarının temel alındığı bir yaşam biçimidir.

Eğitimde, yönetimde, hukukta laiklik ilkesinin tam anlamıyla uygulanması, barış içinde birlikte yaşamamızın, din ve vicdan özgürlüğünün, özgür düşüncenin temelidir.

Ancak, laik cumhuriyetimizde son yıllarda eğitimden siyasete yaşamın her alanı dine referanslı hale getirilmektedir. Hukuk birliğinin ve demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan laiklik ilkesi, aynı zamanda kadın haklarının da güvencesidir.

İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği olarak, 5 Şubat laikliğin Anayasa’da yer verilmesinin 85. yıl dönümünde laikliği zedeleyecek her girişimin karşısında olduğumuzu, laikliği özenle korumak için mücadeleye devam ettiğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz” sözleri yukarıda dediğim gibi hiç ama hiç unutulmayacak kadar önemli.

Yaşasın Laik Cumhuriyet

***

SÜRMENELİ KAHVECİ’Yİ UNUTMAYALIM

Eskiden milletinin menfaatlerini düşünen devlet adamları vardı!

20 Şubat 1949 yılında Sürmene’de doğan Adnan Kahveci, Türk bürokrat, milletvekili ve bakan. 12 Eylül 1980 Darbesi sonrası Turgut Özal'ın yakın çevresinde geniş bir kamuoyunun takdirini kazanan Adnan Kahveci,

1983'te Anavatan Partisi'nin kurucuları arasında da yer almıştı.

Maalesef Gerede’de 5 Şubat 1993’da kazada hayatını kaybetti. Aradan 31 yıl geçti. Unutulmadı, unutulmayacakta.

Bu 31 yıl içerisinde kısacık görev süresince dürüstlüğü ve devlet adamlığıyla kendini bu kadar sevdiren bir siyasetçi olarak zekasıyla, projeleriyle ülkesi için çalışan ve asla menfaatini düşünmeyen bir insandı. Ama ülkemize fazlaydı.

***

GÜNEY AFRİKADA BİR ÜNİVERSİTENİN GİRİŞİNDEKİ YAZI

Bir ülkeyi yok etmek için atom bombası veya uzun menzilli füzelere ihtiyaç yoktur. Bunun için eğitim seviyesini düşürmek ve kopya çekilmesine müsaade etmek yeterlidir.

Bunun sonucunda:

-Hastalar doktorların elinde can verir.

-Binalar mühendislerin elinde çöker.

-Para ekonomistler elinde kaybolur.

-İnsanlık dinci akademisyenlerin elinde ölür.

-Adalet hakimlerin elinde yok olur.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap