Arkadaş bıktık artık bu zırvalık
ve saçmalıklardan. Önüne gelen Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal
Atatürk’e dil uzatmasın ya da onun ismini kullanmasın. Bir susun artık! Düşün
Atatürk’ün yakasından!
Ne kadar uğraşırsanız
uğraşırsınız onun gibi yüzyılın hatta bin yılın lideri daha dünyaya
gelmeyecektir. Milletvekili Hüseyin Yaman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ı, Atatürk ile mukayese etmiş. Beyefendi, "Mustafa Kemal Atatürk,
cumhuriyeti kurmuştur. Recep Tayyip Erdoğan da cumhuriyeti, küresel bir güç
haline getiren ve dünyanın süper güçleri arasına sokan ikinci Atatürk olmuştur,
olacaktır" demiş. Önce şunu belirteyim: Yaman, sen Atatürk’ün kesip attığı
tırnak bile olamazsın, bunu bilesin.
Hay Allah yahu! Sen aklınla çok
yaşa emi! Sanırım gece üstü açık uyumuş beyefendi. Kendisine buradan Atatürk’ün
yaptıklarını iyi okumasını, verdiği İstiklal Mücadelesini iyi analiz etmesini
tavsiye ediyorum. O mücadeleler verilmesi, o devrimler yapılmasa idi ülkemiz
bugün kimin boyunduruğundaydı çok iyi düşünmesi gerekir.
Erdoğan’a yağcılık yapmak için
konuşanlar şunu iyi bilsinler ki Cumhurbaşkanına en büyük zararı onlar
veriyorlar. Bak ne güzel yeniden iktidar olundu, 85 milyonu kucaklayıp,
milletin refahını yükseltmek için mücadele verin. Enflasyonu düşürün, faizleri
dengeleyin, çarşı pazardaki pahalılığı önleyin, mutfaklardaki yangını söndürün.
Yeter artık Atatürk’le yatıp kalktığınız. Acaba Atatürk sağ olsaydı bu tipler ne yapardı acaba? Ben söyleyeyim, topukları yağlayıp kaçardı.
*
Yahu her işi Yüce Rabbim’e havale
edin, sonra kendi işinize bakın. Bu nasıl anlayış? Evet, Yüce Rabbim gereğini
yapacak, kim üyelerinin hakkını korumuyor, siyasete alet ettiriyorsa onun için
de gereğini yapacak.
Atalay’ın ekmeğin, etin, şekerin,
zeytinin, peynirin, suyun, elektriğin fiyatından haberi yok herhalde. Unutmadan
kiraların kaç lira olduğunu bilmiyor sanırım. Buradan Atalay’a çağrı yapıyorum,
başkanlığı bırakıp kiraya çıkıp açıklanan asgari ücretle geçinmeye davet
ediyorum. Buyurun Atalay, sizi bekliyoruz. Yaşayın da bakalım o görüşme
masasına bugünkü gibi mi oturursun, yoksa o işi de Yüce Rabbim’e mi havale
edeceksin görelim.
Bırakın artık bu söylemleri,
yemiyor millet bilesiniz. Allah elbette gereğini yapacak, ama bu dünyada ama
öteki dünyada. Kim kimin o dünyada yakasına yapışacak bilinmez, bildiğim kul
hakkı yiyip de gidenlerin yakasında hakkı yenilenlerin iki elinin olacağıdır.
*
Şuna kesin inanıyorum: Ülkemizde
din adına ahkam kesen bazı tiplerin dışında kadınların giyiminden rahatsız olan
yoktur. Bakın İbrahim Sediyani, “Yahudi dindar erkekler, kadın görüp günaha
girmemek için çarşafa giriyor ve yüzlerini perdeyle kapatıyor. Bence de ideal
olan çözüm yolu bu. Adil, mantıklı olan bu. Mademki erkek tahrik oluyor diye
bütün bunlar, madem ki sorun erkekte, o halde kapanması gereken erkektir. Sorun
kimdeyse, önlem aldırılması gereken odur. Kadınları çuvala sokacaklarına
kendileri çuvala girmelidirler” diye yazmış. Kadınların hakkında ahkam kesen
erkeklerinde aynı şeyi yapmaları gerekir. Ya siz de bunu yapın ya da sonsuza
kadar susun.
*
NAS VARKEN ŞİMŞEK’E NE OLUYOR?
Merkez Bankası politika faizini
%8.5'tan %15'e çıkardı. Demek ki dünyanın aksine hareket edilmiyormuş.
"Ben ekonomistim…”
"Faiz sebep, enflasyon
sonuç…”
Tezlerinin savunucusu "Nas
var nas" diyen,
"Nas varken" sana bana
ne oluyor da,
Mehmet Şimşek'e ne oluyor.
Mehmet Şimşek hem sana hem
"Nas"a nasıl karşı geliyor?
Şimdi seni kimler alkışlıyor?
Bu ülke, halkımız sizlerin
oyuncağı mı?
27 ay bu millete çektirdiğiniz
sıkıntının bedeli ne olacak şimdi?
*
ASLA UMUTSUZ OLMAYIN
CHP İstanbul İl Başkanı Canan
Kaftancıoğlu’nun şu satırları işte tam bu noktada bam teline dokunuyor;
“Öfkeyi örgütlemek kolaydır. Bir
taştır öfke, büyümez hızlı yuvarlanır, sonuç alsa da taş olarak kalır. Umut ise
içimizde bir çiçek. Solduğunu düşündüğünüz anda bile yeşermeye başlar yeniden,
filiz vermeye başlar, büyür de büyür. Dünyaya yayılır kokusu. O nedenle asla
umutsuz olmayın.
Haftanın şiiri Mihri Belli
çevirisiyle Pierre-Jean de Béranger’den gelsin:
“Yolun düşerse kıyıya bir gün ve
maviliklerini enginin seyre dalarsan, dalgalara göğüs germiş olanları hatırla,
selamla, yüreğin sevgi dolu çünkü onlar fırtınayla çarpıştılar eşit olmayan
savaşta ve dipsizliğinde enginin yitip gitmeden sana liman gösterdiler uzakta.”