SON DAKİKA
SON DAKİKA


Kim Olursa Olsun, Kurtuluşu Tek Bir Şahıstan Beklemeyin
23.05.2023

Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı. Milyonlarca seçmen sandık başına gidecek. Önümüzde kısa bir zaman var. İşte her seçmenin dünya lideri, ülkemin kurucusu, milletine özgürlüğü, bayrağının hür dalgalanmasını sağlayan Mustafa kemal Atatürk’ün aşağıdaki sözleri her gün olduğu gibi bugünde daha dikkatli okuması gerikir. Milleti her zaman baş tacı yapan her ferdinin derdiyle dertlenen ve Atatürk;

“Yurttaşlarım! Asla umutlarınızı tek bir şahsa bağlamayın. Pek değerli bile olsa, millete hizmeti, vatanın korunmasını tek bir şahsa bağlamak doğru değildir. Sizden olan bir kişiye, sizden fazla önem vermek, her şeyi milletin bir bireyinin kişiliğinde toplamak; geçmişe, bugüne, geleceğe, bütün bu devirlere ait bir toplumsal sorunun açıklanmasını, ortaya konulmasını ve çözümlenmesini tek bir kişiden beklemek elbette ki uygun değildir, elbette ki gerekli değildir.

Hatta, bu kişi ben olsam bile! Halkı dinleye dinleye Antalya'ya ulaştığımız uzun bir seyahatin sonunda Hasan Rıza Soyak’a yakındığım gibi: “Büyük bir ıstırap içinde bunalıyorum, çocuk! Görüyorsun ya, gittiğimiz her yerde durmaksızın dert, şikâyet dinliyoruz. Her yer derin bir yokluk, maddî ve manevî bir perişanlık içinde. Beni en çok üzen şey nedir bilir misin? Halkımızın zihninde kökleştirilmiş olan, her şeyi başta bulunandan beklemek alışkanlığı... Herkes büyük bir tevekkül ve rehavet içinde, bütün iyilikleri bir şahıstan, yani şimdi benden bekliyor. Fakat nihayet ben de bir insanım, kutsî bir kuvvetim yoktur ki!”

İşte bu sözlerin ardından millet olarak yaşadığımız bu zor günlerin aşılmasında elinizi taşın altına koymaktan hiç kimse vazgeçmemeli.

***

HER GÜN AYAKÜSTÜ BİN YALAN SÖYLER

Dünya döndükçe yazdıkları, tespitleri ve anlatımları hiç ama hiç unutulmayacak olan, 24 Ocak 1993 tarihinde hainlerin bombalı saldırısı sonucu şehit olan olan Uğur Mumcu’nun 15 Haziran 1980 tarihinde dile getirdiği şu ifadeleri iyi okumak gerek:

"Adam namussuzdur. Elindeki her olanağı kullanarak devleti soyar, kendisini ve yakınlarını zengin eder. Sonra da gözünüzün içine baka baka konuşur: Manevi değerlere bağlıyız... Adam ahlaksızdır. Her gün ayaküstünde bin yalan söyler. Dün övdüklerine bugün söver, dün ana avrat sövgüler yağdırdığı insanlara, salya sümük övgüler dizer... Sonra başlar aynı sözü gevelemeye: Manevi değerlere bağlıyız..."

*** 

DÜNDAR’DAN HATIRLATMALAR

Türkiye’de gündem seçim. Bir sandık kuruldu, sonuç çıkmadı, ikinci tura kaldı. Bu turda halkın tercihi ülkemizin geleceğini de şekillendirecek. Bu paralelde, Gazeteci Uğur Dündar’ın konut karşılığı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının verilmesine, “Bu kartı düzmece gayri menkul ekspertizleriyle 40 -50 bin dolara kara paracılara ne idüği belirsiz sığınmacılara uyuşturucu baronları oldukları da düşünülen kişilere Kemal Kılıçdaroğlu vermedi. Bu kimlik kartını nasıl satarsın sen! Bunda Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da şehit olmuş 100 binlerce kahramanın kanı var. Bu herhangi bir kart değil, bu kutsal bir kart. Bu topraklar kutsal topraklardır. Bunlar üzerine siyaset yapanların her şeyden önce bunun hesabını vermesi gerekiyor” sözleri ile tepki göstererek şu soruları sordu:

BOP eş başkanlığını Kılıçdaroğlu mu yaptı?

Habur’da PKK’lıları kahraman gibi karşılarken bu ülkeyi Kılıçdaroğlu mu yönetiyordu?

MİT’i Oslo’da PKK’yla pazarlık masasına Kılıçdaroğlu mu oturttu?

PKK’lıların şehirlere silah yığmasını Kılıçdaroğlu’mu görmezden geldi?

PKK’lılar Türk bayrağını indirirken yönetimde Kılıçdaroğlu mu vardı?

PKK-PYD’ye kebap ikram edip vatan topraklarından geçiren Kılıçdaroğlu muydu?

Teröristbaşı Apo’nun mesajını TRT ekranında Kılıçdaroğlu mu okuttu?

FETÖ’ye dersaneleri Kılıçdaroğlu mu teslim etti?

FETÖ’cü hainler soruları çalıp sınav yolsuzluğu yaparken yönetimde Kılıçdaroğlu mu vardı? FETÖ için, ‘ne istediler de vermedik’ diyen Kılıçdaroğlu muydu?

Komutanlara kumpas kurulurken, ‘Bu davanın savcısıyım’ diyen kişi Kılıçdaroğlu muydu? Müteahhitlere, taşeronlara para karşılığı kimlik satan Kılıçdaroğlu muydu?

***


DEMİREL VE GAZETECİLER

“Başbakanken sabah gazetelere baktığımda, beni eleştiren bir manşet ve haber yoksa üzülürdüm. Çünkü yöneticilerin eleştirilmediği bir ülkede, demokrasiden söz edemezsiniz.” Bu sözler 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e ait.

Rahmetli Cumhurbaşkanımız Demirel havalimanında Ebulfez Elçibey’i uğurlarken gözlüğünün camı yere düşer. Bu fotoğrafı çekip ‘Korsan Baba’ başlığı atan gazeteciye ödül verir. Günümüze gelindiğin de onlarca gazeteci cezaevinde.

Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın duyurusunda yer verdiği gibi, “Türkiye’de gazeteciler yazdıkları veya söyledikleri nedeniyle cezaevinde tutuluyor. Gazeteciler özgürlüğünü yitirirken toplumumuz haber alma hakkını, ülkemiz de demokrasisini kaybediyor. Tutuklu ve hükümlü tüm meslektaşlarımız serbest bırakılmalı. Çünkü gazetecilik suç değildir.”

***

GÜNÜN SÖZÜ

Hazreti Hüseyin’in mübarek başı kesilip camiye atıldığında cami cemaati tepki göstermedi, çünkü Yezit karınlarını doyuruyordu. Bilmem anlatabildim mi? (İLBER ORTAYLI)

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap