Ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntının çözümü için milletten
sabır istenir oldu. Vatandaştan sabır isteyenlerin masraflarına bakınca
kendileri bildikleri okuyup ülkenin imkanlarından en üst seviyede yararlanmaya
devam ediyor. TBMM’nin açılışında 22 çeşit menü hazırlayan anlayışın milletin
derdine derman olmasını beklemek acı çekmek demektir.
Bakın 1988 yılında Rahmi Turan ekonomi ile ilgili kaleme
aldığı yazıda, ''Eğer ülkede bir yetkili kişi ‘Biz enflasyonu düşürürüz' deyip
düşürememişse, Biz işsizliği önleriz deyip önleyememişse, Türk parasının
değerin yükseltiriz deyip, yükseltememişse, isteseniz de, istemeseniz de
herkesi bir ev sahibi yapacağız deyip, yapamamışsa, hastaneleri düzelteceğiz
deyip, düzeltmemişse, Halkı mutlu edeceğiz deyip, edememişse, Bürokrasiyi
önleriz deyip, önleyememişse;
Biz okurlarımız adına o yetkilinin karşısına dikilip,
halkımız ve okurlarımız için hesap sorarız. Bu bizim hem görevimiz ,hem de en
doğal hakkımızdır.
Fakat o ülkenin başında, kendini padişah sanan bir insan
varsa, kendi kerametine inanıp hatalarını göremiyorsa, gerçekleri yazan bizlere
kızar, ateşte kahve gibi köpürür taşar !
Ne gam? Bizler her fırtınaya alışığız.
Alçak yerde tepecik kendini dağ sanır. Otuz yıldır bir
çoğunu gördük, tanıdık ve yolcu ettik ! Biz daima ''BABİALİ '' denilen bu
yokuştayız.'' Kendini dağ sanan zavallılar ise silinip gittiler.
Gerekirse kalemimizi kıracağız, fakat kendimizi
satmayacağız” diye değerlendirmede bulunmuş.
Bugün bizleri, ülkemizde yaşanan olumsuzlukları dile
getirdiğimiz için millet adına hesap sorduğumuz için, ülkemizin gerçeklerini
vatandaşlarla paylaştığımız için eleştirenler bilsin ki herşey vatan ve millet
içindir. Yarın onların derdine ilk koşan da biz olacağız. Bu nedenle
ülkemizdeki 85 milyonun yarınları, çocuklarımızın, torunlarımızın gelecekleri
aydınlık olsun diye görevimizi yapmaya devam edeceğiz.
***
EY AHALİ…
Yıl 1987 seçimlere gidiliyor, o tarihte iktidara talip olan
Anavatan Partisi’nin vatandaşa seslenirken dile getirdiklerini yine Rahmi
Turan’ın değerlendirmesinden okuyalım. Bugün yaşadıklarımızı ve yaklaşan yerel
seçime doğru aşağıdaki ifadelerin önemi çok fazla. Turan’ın yazısının bir
bölümünde neler demiş; ''Ey ahali.. Bize oy verin! Bu dünyada değil, öbür
dünyada yaşayacaksanız. Bu dünya fani, öbür dünya ebedi. Şirketlere kredi
verdik ve hayali ihracatı artırdık, vergi iadeleri ile size para kazandırdık.
Güzel güzel yaşıyor, tatlı tatlı çağ atlıyoruz. Size bu imkanları biz sağladık.
Zengin daha zengin, daha fakir oldu. Dört yılda başka ne yapabilirdik? Bütün bunlara
rağmen bize oy vermezseniz, nankörsünüz demektir.
İstikrar istiyorsanız, bize oy verin derken bu biraz da
tehdit kokmuyor mu ?
Şu ortamda vatandaş halen bu kadar sızlanmaya rağmen yine
enflasyon, pahalılık, geçim sıkıntısı kader değildir söylemine karşın
seçimlerde oyunu ANAP’a verirse ben onlara hayırlı olsun derim.”
O tarihten bu tarihe
değişen bir şey oldu mu varın siz değerlendirin ve ona göre yol haritanızı
çıkarın.
***
EKONOMİDE BUNALIM
Yatıyoruz kalkıyoruz zamla güne merhaba diyoruz. Milletin
yaşadıklarını ancak millet bilir. Bir eli yağda bir eli balda olan ülkeyi refah
seviyesine ulaştıracak olan iktidarın emeklinin, işçinin, memurun, çiftçinin,
iş insanının derdini nereden bilecek.
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş yorumu Başbakan Turgut
Özal'ın 16 Mart 1988 ile bugünkü iktidarın 2023 senesi tutumları aynen devam
ediyor. Her iki iktidarında en kolay uygulamaları Zam oluyor.
Bilhassa Özal 2 Mart 1988 günü tekel maddelerine yüzde 10 ile
yüzde 88'ze varan zamlarla,
'28 Mart 1988 bugünü akaryakıt fiyatlarına yapılan yüzde
20-25 üzerinde zamlar halk arasında tepki yarattı
Bu arada ilaç, inşaat malzemeleri, beyaz eşya -yiyecek ve
giyeceklerdeki artışlar yasayla getirilen yeni vergiler Mart ayı içinde
''Ekonomide bunalım'' yarattı. Aralık 1988 ayında ikinci bir akaryakıt ve Tekel
maddelerine zam yapıldı.
Bütçede 1.5 trilyon lira açık vardı. Halk bunun nasıl
ödeneceğini düşüyordu. Gaye devlet olarak maharet vergiyi kazanandan almak
gerekirken bu ödemeler yapılan zamlarla vatandaşa yükleniyordu.
Enflasyon bir püsküllü beladır. Çünkü yüksek faize yol açar
ve Faiz ne kadar yükselirse, insani duygular o kadar alçalır ve enflasyon bir
bela, yüksek faiz ise onun püskülüdür. İşte Halit kurulayın herkesin öğrenmesi,
değerlendirmesi için dile getirdiği ve “Bugünkü durum ile seneler öncesi
hükümetinin zam tiryakisi olduğu görülüyor ve arada hemen hemen hiç fark yok ne
oluyorsa halka oluyor” ifadeleri bam teline dokunan sözler oldu.
***
İLAH SELÇUK’TAN
Halkın sesi, hakkın sesi: ''En doğrusu AKLIN sesini dinlemek
değil mi ?. İnsanlığın on binlerce yıl süresince nice özveriyle ve çabayla,
hukuk ve bilim yolunda vardığı bir uygarlık aşaması var. Eğer bir halkın bilinç
düzeyi, bu aşamanın altında kalıyorsa, ya da bir siyasi iktidar, devletin
gücünü halkın bilincini körletmek ve saptırmak için kullanıyorsa, hukuk dışı
isteklerini sandıkta onaylatmakta ille de direniyorsa, halkın sesi hakkın
sesini yansıtmayabilir.” 8.9.1987
GÜNÜN SÖZÜ: Bilgisiz toplumlar bilgili ve eğitimli toplumlara yem olurlar. Cahil biriyle sohbet edeceğine, bilge kişilere taş taşıyın.