SON DAKİKA
SON DAKİKA


İsrail devletinin kuruluşu...
16.10.2023

Bugün dünya pür dikkat İsrail-Filistin savaşını takip ediyor. Yaşananları değerlendirmede birkaç gelişmeyi iyi analiz etmek gerek. Ülkemizde yabancılara döviz karşılığı ev aldırılıp vatandaşlık verilmesinin yanı sıra hesabını bilmediğimiz kadarda toprak satıldığını hepimiz biliyoruz dimi.

Şimdi gelin İsrail ile Filistin arasında bugün yaşananların temelinde ne olduğuna kısaca bir bakalım. Geçmişte Yahudiler Filistin halkına yüksek paralar vererek arsalar aldılar. Dikkat edin bu satışı yapanlar zamanında Mehmetçiğimizi arkadan vuranlardan oluşuyordu. Yahudiler aldıkları toprakları işlediler verimli hale getirdiler, yeni şehirler kurdular ardından da İsrail devletini kurduklarını dünyaya ilan ettiler. Şimdi durun ve bu paralelde ülkemizde toprak satılmasının ne kadar sakıncalı olduğunu iyi analiz etmek gerek.

Bugün gel geç hanına dönen sınırlarımızı elini kolunu sallayarak geçen Suriyeli kaçak vatan hainleri ile birlikte Araplara toprak satışı yapılarak ülkemiz ikinci bir Filistin olma yolunda ilerlemiyor mu? Bunlara tanına her fırsat ülkemiz ve milletimizin aleyhinde ileride yaşanacak olumsuzlukların temelini oluşturmuyor mu? Bu doğrultuda Türker Ertürk’ün ‘Filistinleşen Türkiye’ sözü herkesin uyanık olmasını gerektirecek kadar önemlidir.

Bakın Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi yetmez. O ufkun ötesini de görmesi gerekir” geleceği görme adına uyarıcı sözlerinden yola çıkarsak bugün Filistin’in yaşadığını yarın ülke olarak yaşamamak için yabancılara toprak ve mülk satışına artık son vermek gerektiğini herkesin seslendirmesi ve dur denmesi gerektiğini yarın çok geç olmadan feryat etmeli.

 

BOMBACI NESİNİ KORUDU ACABA?

 

Bu fotoğrafa iyi bakın. Sosyal medyada dolaşan bu fotoğrafın altında ise şunlar yazıyordu: Pakistanlı intihar bombacısı Şeyh Asadhullah Halid, Hindistan ordusu tarafından Keşmir'de yakalandı ve yapılan tüm vücut aramasında, cinsel organlarının etrafında koruyucu metal bir kalkan taktığı ortaya çıktı. Nedeni sorulduğunda ise cennette 72 bakireyle karşılaştığında herhangi bir cinsel sorun yaşamasını istemediği için patlamada penisini korumak istediğini söyledi.


UYUMAYA DEVAM EDİYORSUNUZ

 

Avrupa’ya giden Namık Kemal, batı ülkelerinin medeniyetleri ile ilgili düşüncelerini, izlenimlerini sürekli dile getirerek, “Adalet, hürriyet, kanun” gibi konularda kafa yordu, konuştu, yazdı çizdi ve sürekli anlatarak, “Devlet padişah için değil, millet içindir” diyerek milleti doğacak tehlikelere karşı sürekli uyanık tutmak için mücadele verdi.

Gelin görün ki, “Biz padişahı yaladığımız için saraylarda barınabiliyoruz ve ne yapar, kime yaranırız” diyen padişah yandaşları ve ispiyoncuları tarafından Namık kemal Sürgüne gönderildi.

Namık Kemal bugün, bilim, teknik ve sanayideki gelişmelere temas ediyor ve her şeyin dışarıdan ithal ettiğimizi duyabilse yada uyanabilse, “Yazıklar olsun daha uyumaya devam ediyorsunuz diye beni hemen tarihe gömün” derdi.


LAİKLİK TARTIŞMASI...

 

Günümüzde ağız ishali olanların diline doladıkları laiklik ilkesinin değiştirilmesi ile ilgili geride bıraktığımız yıllarda çok ama çok yıkıcı sözler duyduk Bakın Metin Toker’in 1988 yılında kaleme aldığı, “1988 yılının Temmuz ayının ikinci yarısında erken yerel seçim konusunun yanı sıra laiklik tartışmaları da gündeme vurdu. Bilhassa Başbakan Turgut Özal’ın hacca gidişi, gerek Temmuz ayında Ankara’da toplanan 12. Milli Eğitim Şurası’na getirilen öneriler ve alınan bazı anormal kararlar nedeniyle laiklik konusu çeşitli yönleri ile tartışılır oldu.

Cumhuriyetimizin zedelenen karakteri ise ‘laiklik olmazsa olmaz’ uygulama yöntemini oluşturan ‘Tevhidi Tedrisat-Eğitimde Birlik’ ise zedelendiği takdirde gittikçe gelişen yaralar açar ve ne yazık ki 1980 yılından sonra bu yapılmıştır. Milli Eğitim Şurası toplantısında ilkokul birinci sınıftan itibaren okulların, ‘uygulamalı din dersleri’ ile Kur’an kurslarına dönüştürülmesi ve üniversitelerde, ‘dini kıyafetin’ serbest bırakılması gibi kararlar alınması 1988 Kurban Bayramı’nın kurbanı olarak, Laisizmin, ’devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan ilke’ seçildiğini vurgulamıyor mu?

Ayrıca her televizyon konuşmasında Özal hac farizesini yerine getiren ilk Türk devlet adamı olduğunu belirtmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin her yönden zedelendiğinin farkında olmadığı görülmektedir.” Bu kısa özetten sonra günümüzde, başkanlığını Hizbullah’ın eski İran sorumlusu Enver Kılıçarslan, 7. Alimler Buluşmasında laiklik karşıtı çalıştayında, “Alimler Medrese Birliği ulemanın Müslümanlara laiklik üzerindeki tesiri artmalıdır” diye karar almaları cumhuriyetimiz için yüz karası olduğunu belirtmek gerek.


ÖNEMLİ SORUN

 

Yunanistan’da din adamlarının çoğu Yunan milliyetçisidir. Rusya’da din adamlarının çoğu Rus milliyetçisidir. Ermenistan’da din adamlarının çoğu Ermeni milliyetçisidir ama; Türkiye’deki din adamlarının çoğu Türklük düşmanı. İşte Türk Milleti’nin önemli sorunu budur.


GÜNÜN SÖZÜ: Hiçbir şeyden çekmedik, namuslu gibi görünen namussuzlardan çektiğimiz kadar (Kemal Sunal)

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap