SON DAKİKA
SON DAKİKA


Dede mirasımız laiklik...
20.01.2024

Laiklik ile herkes ahkam keser. Gelin bu konuda önce Atatürk’ün laiklik ile ilgili dile getirdiği, “Laiklik yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü demektir” sözlerini iyi algılamak gerek.


 “Seksen yıldır ayrıntılarını hiçbir kitapta okumadığımız, hiçbir kimseden duymadığımız tarihsel bir gerçek olan Laiklik Devrimi'ni, Halit Kurulay’ın arşivinden sizlerle paylaşmak istedim.

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken, Atatürk’ün temel taşı yaptığı laiklik, çoğumuzun yanlış bildiği gibi Fransız Devrim ürünü asla değildir ve tam tersidir. Tarihteki uygulamasını görüp önce Fransız Devrimini sonrada Atatürk Devrimini örnek olarak aldıkları ve yüzyıllar sonra bile başarıyla uyguladıkları, Türklere özgü bir çağdaş yönetim biçimidir.


Laikliğin ilk adımı olan Din ve Devlet işlerinin ayırımı 1055 yılında, Tuğrul Bey tarafından atılmıştır. 1055 yılında Bağdat'a gelen Tuğrul Bey, Halifeden Rüknivdeyle yani İslam Dininin ve devletinin direği unvanlarını aldı. Tuğrul Bey, Bağdat'tan ayrılırken halifeye, '”Artık bundan böyle, dünya işlerini yönetmek benim işimdir ve Halife olarak sizler sadece Din işleriyle ilgileneceksiniz” demiştir. Tuğrul Bey'in bu sözleri Laiklik ilkesinin uygulandığını gösteren bir belgedir.


Selçuklu devletinin başı Ertuğrul Bey bu yönetim planını 250 yıllık yaşamı boyunca uygulamıştır. Devlet Başkanı 3 Şubat 1057 yılında Hilafet ile sultanın ayrılarak, saltanatı kendisi üstlenip, maaşını devletten alan bir cami imamı düzeyine indirdiğini ve bu bilgilerin Fransız Devrimi’nden 41 yıl önce 1748 yılında basılmış olan ''Hunların, Türklerin Tarihsel Kökenleri'' adlı akademik kitabını yazdı.

Fransız Doğu Bilimcisi Joseph de Guignes'in de, ilgili olduğu ve bildirilir. Tuğrul Bey'in laik devrimini anlatan Voltaire 54 yaşında olduğunu ve bu Laiklik yazısını kendi yazılarıyla birleştirerek bu laiklik devrimini Türkler Fransız Devriminden seneler önce ilk yapanlar olduğunu söylemiştir.


Fransız Devriminin öncüsü Guignes'nu 1700 yıllarında etkilene Tuğrul Bey'in yönetim biçimini 150 yıl sonra 1850 yılları sonrasında askeri lise öğrencisi olan Mustafa Kemal’i etkilemiş ve Şapka kahramanı Süleyman Hüsnü Paşa, bahsedilen kitabın, Türklerle ilgili bölümünü 1876 yılında Osmanlıcaya çevirmiş ve ''Tarih-i Alem’' adıyla yayınlanan bu kitap Askeri liselerde ders olarak okutulmuştur.

Şimdi göğsümüzü kabartarak söyleyebiliriz Mustafa Kemal laikliğin ilk adımı olan din ve devlet ayırımını Fransız Doğu Bilimcisi Voltaire'nin düşüncelerinden etkilendiği gibi çok daha eskiye dönersek ilk olarak Selçuklu Devleti Hükümdarı Ertuğrul Bey'in laiklik çağdaş uygulamasını da örnek alarak ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yapısında uygun temel taşı olarak kullanılmıştır.

Bizler haklı olarak bu çağdaş yönetime, dedelerimizin ve tüm torunlarının sahip olması dileğimiz olacaktır.


“Yolun yolumdur. Öncelik Türk oluşum, Atatürk’üm, vatanım, bayrağım ve laik Cumhuriyet rejimidir. Bizler giden o büyük sevgilimizin dönmeyeceğini 1938 yılında öğrendik. Bunun için laiklik bizlere dede mirasımızdır.”

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap