SON DAKİKA
SON DAKİKA


Çekin Elinizi Kadınların Ve Çocukların Yakasından
17.07.2023

Arkadaş, bazılarının kafası neden hep kadın ve çocuk üzerine çalışır? Düşün kadınların, çocukların yakasından! Bazı veliler kızlarını erkek öğrencelerle aynı sınıfta okutmak istemiyormuş da kızlar sınıfı açılabilirmiş, göster bakalım kimmiş bu veliler! Geleceğimiz olan çocuklarımızı eğiten aydın öğretmenlerimiz bu velilerle buluşup bir arada eğitim görmenin sakıncası olmadığını bir eğitimci olarak anlatsın. Ben velilerin değil cumhuriyetle derdi olanların bu saplantıya düştüğüne inanıyorum. Yerse yapılıyor, millet yutarsa hayata geçecek, yutmazsa çark edilecek anlayışı ile hareket ediliyor. Kızlar sınıfı açma yerine bazı tarikat ve cemaat yurtlarında taciz edilen, sapıkların saldırısına uğrayan kız erek evlatlarımızı korumak için neler yapacaksınız onları bir anlatın.

Bir başkası ise sadece kadınlar için hastane açılması gerektiğini ileri sürüyor. Allah’ım s en bu milletin aklına mukayyet ol. Kadınlarımızın hastalığına çare olacak kişi erkek doktorsa muayene olamayacak ve ölüme mi terk edilecek.

Burası Mustafa Kemal Atatürk ve dedelerinizin, dedelerimizin emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti. Afganistan, Pakistan, Arabistan, İran falan filan değil. Bunlara özlem duymanız iyi niyetli olmadığınızın en güzel göstergesidir.

Aklınız sıra cumhuriyet değerlerini sağından solundan tırtıklayıp ülkeyi farklı yöne götürmenin peşindesiniz. Geçin bu ayakları geçin artık. Kabak tadı verdiniz. Kadın cinayetleri bir türlü bitmiyor, mutfaklardaki yangın gökyüzüne çıktı, çarşı pazarda pahalılık aldı başını gidiyor, veliler çocuklarına defter kalem alamaz duruma geldi, hastanelerde kuyruklar dışarı taşıyor, tedavi ücreti devlet tarafından karşılanmayan çocuklarımız ölümü sürükleniyor. Hala çocuklar ve kadınlar üzerinden ahkam kesenler sin külahım havasında. Çekin ellerinizi kadınların ve çocukların üzerinden, bıktırdınız artık.

SUSUYORSUNUZ NE ZAMAN KONUŞACAKSINIZ?

Tarikat yurtlarında çocuklara tecavüz ediliyor susuyorsunuz.

Her gün bir kadın cinayeti yaşanıyor susuyorsunuz.

Depremin üstünden aylar geçti çözülen hiçbir sorun yok susuyorsunuz.

Ekonomiyi batırdılar, döviz kurları kanatlandı uçuyor, dünyadan para dileniyorlar, işsizlik, zamlar yaşamı zehir ediyor susuyorsunuz.

Yüzbinlerce trol ve örgütlenmiş kötülük iş birliği yapıp montaj videolarla düşüncelerini açıklayan insanlığı linç ediyor, ülkenin en erdemli gazetecilerden biri kumpasla tutuklanıyor susuyorsunuz. Toplantı ve gösteri hakları gasp edildi susuyorsunuz.

Hepimizin ortak değeri ormanlar, su kaynakları, yaşam alanları, kültürel varlıklar peşkeş çekiliyor susuyorsunuz. Tiyatro festivallerine katılan oyuncuların politik düşüncelerine göre karar veren akıllar oyun yasaklıyor susuyorsunuz.

Gerici ahlaksızlık istiyor diye müzisyenlerin sahnelere çıkması yasaklanıyor-konserler iptal ediliyor susuyorsunuz. Feshane'de 300 sanatçının katılımıyla yapılan sergi, gerici yobaz güruh tarafından tehditler savrularak hedef gösteriliyor, sergi kapatılıyor susuyorsunuz. Ekranlardan oy verdiğiniz partilere-siyasal düşüncelerinize hakaretler yağdırılıyor susuyorsunuz.

Dini inançlarınız siyasetin ana malzemesi yapılıyor, ülkenin en temel kurucu değeri laiklik ayaklar altında susuyorsunuz. Tarikat ve cemaatler bakanlıklar paylaşıyor susuyorsunuz.

İşçi-emekçi hakları-örgütlenme özgürlükleri yok edildi susuyorsunuz. Dünyanın kara para aklayıcıları-uyuşturucu tacirleri-mafyalar-çeteler ülkemizde at oynatıyor susuyorsunuz.

Milyonlarca ihvancı vatandaş yapıldı, oy kullandılar susuyorsunuz. Artık dünya ülkemize kapılarını kapıyor vize bile vermiyorlar susuyorsunuz. Bilim insanları bağırıyor, insanlık tarihinin en büyük yıkımına neden olacak depremler an meselesi susuyorsunuz. Ne zaman konuşacaksınız?

Susma sustukça sıra sana gelecek bilesin.

SUÇLUSUNUZ

Türk şair, yazar, çevirmen ve edebiyatçı Ataol Behramoğlu’nun 10 Şubat’ta kaleme aldığı yazı, aradan geçen 5 ay içinde ve öncesinde olanları anlatan ifadelerle dolu idi. Bugünlerde Behramoğlu’nun dile getirdiklerini bir kez daha hatırlamakta fayda var;

“Ordusunu milletinden ayırdınız. Tasada ve sevinçte her zaman birlikte olmuş  milleti de sizden olanlar ve olmayanlar diye  birbirinden ayırdınız.

Suçlusunuz!

Dindarlık sevgi demektir. İnanan inanmayan herkese sevgi, saygı, şefkat demektir. Siz dindarlığı kindarlık, dindarı kindar yaptınız. Dine, dindara, inanan insana karşı da suç işlediniz.

Suçlusunuz!

Sorumluluktan kurtulmak için kader, şehitlik gibi kutsal kavramları kullanıyorsunuz. Bu konuda size bir yetki mi verildi? Şehitlik mertebesi dağıtmaya özel bir yetkiniz mi var? Kader sizin oyuncağınız mıdır? Kutsal kavramları ayağa düşürüyor, kirletiyorsunuz.

Suçlusunuz!

Paramızı dünyanın en değersiz parası yaptınız. Ülke dışına seyahat ortalama insanımız için hayal olmuşken  başka ülkelerin az gelirli yurttaşları bile ülkemize  sömürgeye gelir gibi gelmekte, ülkesinin parasıyla burada  varlıklı bir insanmış gibi yaşayabilmektedir. Uzak yakın tarihinde hiçbir zaman  sömürge olmamış ülkemizin insanını sömürge ülke insanı yaptınız.

Suçlusunuz!

Hukuku elinizde oyuncak yaptınız. Dilediğiniz kararı aldırtıyor, uluslararası hukuk kuruluşlarının

kararlarına rağmen insanları cezaevlerinde  çürütmeye devam ediyorsunuz. İnsanımızın hukuka, adalete inancını kaybetmesine yol açtınız.

Suçlusunuz!

Tehditle, sopayla insanların gözünü korkuttunuz. İhbarcılık, jurnalcilik, yalan, iftira, çıkarcılık, fesat, birbirinin kuyusunu kazma, gelecek korkusu, yarın başıma her şey gelebilir kaygısı, ülkemizde hiçbir zaman bu kadar yaygın olmamıştı.

Suçlusunuz!

Çağdaş devlet uzlaştırıcı, birleştiricidir. Siz ayırıcı, düşmanlaştırıcısınız. Çağdaş devlet güler yüzlüdür. Burada bu yüzün güldüğünü gören olmadı. Çağdaş devlet toplumsal çelişkileri yumuşatmaya çalışır. Siz çelişkileri derinleştiriyorsunuz.

Suçlusunuz!

Suçlarınız saymakla bitmez. Ülkemizin büyük tarihine,  çağdaş zamanların en büyük devrimlerinden  Cumhuriyet devrimine, bu devrimim kazanımlarına, bu ülkenin çağdaşlığa susamış kadınlarına, çocuklarına, bebeklerine; cehaletin, bilime saygısızlığın, kâr ve çıkar dışında değer tanımazlığın yol açtığı enkazların altında can veren insanlarına, bütün insanlığa karşı SUÇLUSUNUZ!

BOŞ GÜRÜLTÜ

Adım adım yerel seçimlere yaklaşılıyor. Her zaman olduğu gibi mevcut belediye başkanlarını itibarsızlaştırmak, onlara çamur atma dönemi başladı. Kendi gözündeki çapağı görmeyip ona buna laf atanlar meydana çıktı. Çıkar bir akıllı eleştiride yapmayalım mı derse ona da şaşırmam. Çünkü bu tipler kendilerini çok akıllı sanıp nedense hep seçim dönemi eleştiri haklarını kullanırlar. Ya da kapı arkası kulislerle klavye kabadayılarını kullanırlar.

Neden bu anlayıştan vazgeçilmez derseniz, yetersiz, çaresiz, donanımsız ve üretimsiz olanlar ile koltuk peşinde koşanlar hiç bitmedi de ondan. Belediye başkanlığına oynayanların kapı arkası tezgahlarını ya da oyunlarını 40 yılı aşkın gazeteci olarak çok gördüm ve şahit oldum.

Gönlünde adaylık yatanların, ya da koltuk sevdası olanların sağdan soldan estarabim yapıp mevcut başkanlara çakması artık bir anlam taşımıyor. Çıkarsın delikanlı gibi ben şunları şunları yapacağım, makamda oturandan daha iyi yöneteceğim dersin. Diyemiyorsan boş gürültü yapıp ortalığı bulandırmanın alemi yok.

GÜNÜN SÖZÜ: Bakışları temiz insanlara dikkat edin! Onlar gözleriyle değil; Hep yürekleriyle bakarlar size...!!!

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap