Ülkemizde bir ilahiyatçı geçinen Ebubekir Sofuoğlu diye bir zat yine almış sazı eline Avrupa’yı yerle bir eden Kadın Voleybol milli takımımızın başarısına gölge düşürmek için zırvalamış. Aklıselim ilahiyatçılarımızı ayrı tutuyor onlara saygılarımı sunuyorum.

Şu soru hep aklıma takılmıştır, bu tiplerin akıllara hep kadınlar ile ilgili konuşmaya mı çalışır. Ülke ekonomisi dibe vurmuş, ortalık yangın yerine dönmüş bu tipleri ara ki bulasın.

Allah aşkına kadınların kılık kıyafetleri sizi neden bu kadar ilgilendiriyor. Kadınların başarılı olmalarına, aldıkları kupalara bakma yerine neden giyim kuşamları ile ilgilenirsiniz, hayırdır. Bozmuşsunuz aklınızı kadınlarla. Hırlısı, hırsızı, tecavüzcüsü, tacizcisi ortalıkta cirit atıyor ara ki Sofuoğlu’nu bulasın.

Sofuoğlu, her gün bir kadın öldürülüyor, bazı tarikat, cemaat yurtlarında çocuklar taciz ediliyor, intiharlar almış başını gidiyor, üfürükçüler tuzaklarına düşürdükleri kadınları taciz ediyor. Ahlaktan bahsederken önce kendi kulvarındakilerin ahlaklı olmalarını sağlamalı. Önce kendi kapını temizleyeceksin, sonra konuşacaksın. Kupayı reddetmiş. Sen reddetsen ne olur etmesen ne olur. Çok ta tındı.

Evet sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısı olmalı, ama ilahiyatçının da, dinimin arkasına sığınıp konuşanlarında aynı ahlakta olması gerekir. Bir ilahiyatçı olarak üniversitede okuyan kızlarımızı hedef alıp üniversiteleri fuhuş yuvası olarak nitelendiren bu zatı Yüce Rabbim bildiği gibi yapsın. Düşün kadınların yakasından onların bir sahibi vardır, merak etmeyin. Çıkar sana kadınların bir yakını öyle bir laf derki altından kalkamazsın Sofuoğlu. Bak millet aya gidiyor, sen hala Muratgilin damından atlayamamışsın. Bozuk plak gibi ötüp duruyorsun.

Onlar Türkiye Cumhuriyeti’nin, Atatürk’ün kızları. Cesur yürek Türk kızları. Sen Türk’sen, Türk kızlarına dile uzatmaz onların başarılarına gölge etmezsin. Onların vurduğu her smaç sen ve senin gibilerin kafasına insin, insinde belki kadınlar ile ilgili konuşmaktan vazgeçersin. Türkiye Cumhuriyeti’nde her kadın eli öpülecek kadar değerli ve asildir. Yeter be artık yeter baydınız. Bozmuşsunuz kafayı kadınlarla. Bir susun da motorunuz soğusun. Kısacası boş yapma Sofuoğlu.

AYAĞA KALKTIĞINDA KELLEN KUCAĞINA DÜŞECEK

Sofuoğlu gibilerin alttan alttan ülkemizin dinamiklerini yerle bir etmek için uğraş verirken buna ilgilisinden, yetkilisinden yada vatandaştan tepki gelmemesi aklıma gelen şu kıssadan hisseyi getirdi; “Eski Çin’de, idam mahkûmlarının son gecelerini hep birlikte neşe içinde geçirmelerine izin verilirmiş. Mahkûmlar, cellât da aralarında olmak üzere, hep birlikte sabaha kadar şarkılar söyler, en sevdikleri yemekleri yer ve pirinç rakısı kadehlerini peş peşe yuvarlayıp mutlu olurlarmış. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, cellât, ansızın hareketlenip palasını çeker ve hafiften çakırkeyif mahkûmların kellesini, tırpanla başak biçer gibi alıverirmiş.

Yine böyle bir infaz ayininde, mahkûmlar, sabahın ilk ışıklarına kadar pek güzel eğlenmişler, şarkılar söyleyerek yiyip içmişler. Derken güneşin ilk ışıkları dağların arasından görünmüş. Fakat hiçbir şey olmamış!

Mahkûmlardan biri cellâda sormuş: “İnfaz neden gecikti?”

Cellât, “Gecikmedi ki,” demiş.

“Fakat kellelerimiz yerli yerinde duruyor” diye diretmiş mahkûm.

“Size öyle geliyor,” demiş cellât, palasına bulaşan kanı göstermiş mahkûma.

Dehşete kapılan mahkûm, “Nasıl yani?” diye mırıldanmış.

“Ben çok hızlıyımdır,” demiş cellât.

“Ayağa kalktığın anda, kellen kucağına düşecek…”

Kıssadan hisse şu ki… Kelleniz çoktan gitmiş olabilir ! Ancak siz bunu henüz fark etmemiş olabilirsiniz… Bir şey olmuş, ama siz olan şeyi henüz idrak edemediğiniz için olmamış gibi davranıyor olabilirsiniz ve kellenizin de hâlâ yerinde olduğunu sanıyorsunuz…

Anlayacağınız, gerçeği anlamanız için ayağa kalkmanız gerekiyor.

NASIL BİR UYUŞTURUCU İSE İÇEN AYILAMIYOR

Azeri düşünür Mirza Fethali Ahundov; İslam coğrafyasında ki afyonu şöyle tarif ediyor

“Araplar kadar güzel masal uyduran, İranlılar kadar güzel masal anlatan, Türkler kadar masallara inanan başka bir millet yoktur.”

Deniz de yürüyen evliyalar,  hava da uçan yeşil sarıklılar, Azrail’in elinden adam alan Allah dostları, depremleri kovalayıp, uzay mekiklerini düşüren şeyhlerimiz var(!) ama Müslümanlar hep perişan!  Bunlar nedense hep tatil memleketlerinde çalışıyorlar(!) Hiç bir Evliya; Yemen'e, Somali'ye, Ruanda'ya uğramıyor(!)  Nasıl bir uyuşturucuysa içen ayılamıyor(!)

GÜNÜN SÖZÜ: İçin temiz olmadıktan sonra hacı, hoca olmuşsun kaç para! Hırka, tespih, post seccade güzel; Ama Mevla kanar mı bunlara? ÖMER HAYYAMN