23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı ile TBMM’nin 103. açılış yıl dönümü törenlerle kutlanıyor.
Bir ulusun yoktan var olmasını sağlayan, ülkemize demokrasiyi, cumhuriyeti
armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu mecliste görev
yapanlar oturdukları koltukları kimlere borçlu olduklarını unutmayacağı ve
onları saygıyla anacağı bir gündü 23 Nisan. Atatürk’ün koltuğuna talip olanların
atacağı adımlar yine onun çizdiği yol ve gösterdiği hedeflerdir. Bunların
haricinde en büyük Türk Atatürk ve silah arkadaşlarının millete armağan ettiği
ülkemizde onun sermayesini yiyip ona ihanet ya da vefasızlık etmemek gerek
diyorum.
Gelin görün ki bugün onun
koltuğunda oturan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yine Anıtkabir’deki
törenlerde yoktu. Cumhurbaşkanı adayı olarak milletin huzuruna çıkan Sinan
Oğan, Muharrem İnce de Anıtkabir’deki törende yoktular. Sadece Millet İttifakı
Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu Anıtkabir’deki törene katıldı.
Milletin iradesinin oluşturduğu
TBMM’nin kuruluşunda Atatürk’ün anıtını ziyaret etmeyen Erdoğan yine geleneğini
bozmadı. Çocukların bayramında çocuklarla birlikte Anıtkabir’de olmaktan imtina
eden Erdoğan’ın 2014 yılından itibaren sürdürdüğü bu tutumun iyi analiz
edilmesi gerekir.
Trabzonlu sanatçı Sunay Akın televizyon
programında, Atatürk çocukların hayallerine ne kadar ihtiyacımız olduğunu
göstermek anlatmak için çocuk bayramını hediye etti. Çünkü diyor,
"Çocukların bize değil, bizim çocukların hayallerine ihtiyacımız var"
ifadelerini iyi okumak gerek.
CUMHURİYETİN MECLİSİ:
TBMM, ülkeyi cumhuriyete
taşıyacak bir meclis olarak kurulur. Vahdettin'i meclis korkusu ile meclis
karşıtlığı sarar. Saray, TBMM'nin açılmaması için iç savaş başlatır. 23 Nisan,
milletin egemenliğini, ele geçirmek isteyen düşmanlara ve bunlarla işbirliği
yapanlara karşı savaşarak kazanılır. Atatürk'ün dehası kazanır. Devleti kuran
meclis TBMM olur. Ve egemenlik kayıtsız şartsız milletin olur.
İşte bu ifadeleri inkar edenler
Atatürk’ün dünyaya örnek olacak bu bayramda onu ziyaret etmeyenlerdir.
Atatürk’ün egemenliği armağan ettiği milletten oy isteyenler bunun O’nun
sayesinde olduğunu unutmaları çok manidardır.
AZ ADALET, ÇOK YARDIM!
Adaletin karınca yürüyüşü ile,
devlet kesesinden yardım ise siyaset hesabına gündemden hiç eksik olmuyor!
Olmayınca da Osmanlı’da Orhan Gazi’den 4. Murat’ın iki soruya verdikleri iki
cevap akla geliyor.
İlle de kimseye pey
bırakmayanlara az kelimeli ama, çok hikmetli iki hatırlatma:
Orhan Gazi’ye sormuşlar:
“En büyük zulüm nedir?”
“Geciken adalettir.” demiş.
Sonra 4. Murat’a soru
yöneltmişler:
“Yardıma alışana ne olur?”
“Emir almaya da alışır.” demiş.
BİR FETÖ GİTTİ BİN FETÖ GELİYOR
Marmara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse’nin TRT’de katıldığı bir yayında söylediği
şu gerçekler ortada iken gel de endişeli olma bakayım:
“Bu konudan söz açıldığı zaman
hep şu duayı yapıyoruz. Allah bir daha bu memlekete 15 Temmuzlar yaşatmasın.
Ama dua bizim vazifemiz. Fakat siz tedbirinizi almazsanız, akıllı
davranmazsanız o FETÖ denen örgütü yapılanma şeklini, aynı yolları kullanarak
bugün hala devam eden başka gruplar hakkında gerekli tedbirleri almazsanız,
Allah size yardımcı olmaz. Öyle bir Allah yok. Siz vazifenizi yapacaksınız,
Allah da size yardımcı olacak. Benim bu konudaki kanaatim 15 Temmuz’dan gerekli
dersin alınmadığı ve yeterli önlemlere gidilmediği şeklindedir. Hatta ben bunu
bir FETÖ gitti, bin FETÖ geliyor diye değerlendiren, bu şekilde sloganlaştıran
birisiyim.”
Evet; “Bin FETÖ kimdir?” sorusu
üzerine kafa yorup tedbir almanın, bir FETÖ ile mücadele etmek kadar önemli
olduğunu söylemeye bilmem gerek var mı?
Ancak ne hazindir, ne kadar
gariptir ki; Prof. Dr. Ali Köse’nin bu endişeleri ve düşünceleri Türk basınında
itibar görmemiştir. Hamasetle verilen demeçlerden yer bulup da, birkaç mecra
dışında hiçbir gazetede maalesef zerre kadar yer verilmemiştir!
Bu doğrultuda tarikat evinden
çıkan subayı, sarıklı cübbeli bazı tarikat mensuplarının çocukları taciz
etmelerini, kadınlar üzerinden ahkam kesmelerini, Gonca Kuriş, Gaffar Okan
cinayetlerini hatırlatmak ve bunların kimlerle dirsek temasına geçtiğine millet
olarak iyi bakmak gerek.
GÜNÜN SÖZÜ: Çocuklar her türlü
ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele
alınmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk