Çok haklıymış.

Kim?

Tarihe dur diyen, yoktan bir ulus yaratan, dünyada ilk defa emperyalizme geçit vermeyen kararlı ve dik duruşu tüm uluslara örnek olmuş Ulu Önder’imiz. Kimileri yaptıklarından, kimileri korkutan ismini dahi söyleyemediği Mustafa Kemal ATATÜRK.

Kurtuluş Savaşı sıralarında ve cumhuriyeti kurduğu senelerden sonra tüm söylemleri ve her sözü haklı çıktı. Bir kere şu çok önemli ve vurgulamak istiyorum. Çok kez de ifade etmeye çalıştım. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk’ü yeteri kadar anladığımızı ve fikirlerini tamamladığımızı zannetmiyorum. Böylece Ulu Önder’in fikirleri yeni kuşaklara aktarılması da gerektiği gibi yapılamadı.

Ancak, tarihe dur diyen Mustafa Kemal, geleceği çok iyi görmüş ki, söylemek istediklerini bir sayfalık metne dökerek bizzat gençliğe seslenmiştir. Bu metin, sadece okunup ezberlenmek için yazılmadı. Gençliğe şartsız görevler yükledi. Cumhuriyetin yaşaması için yapılacak işleri ve gelecekte karşılaşılacak tehlikeleri anlattı.

Ulu Önder, ülkeyi yönetenler gaflet, dalalet, hatta hıyanet içinde bulunabilirler diyordu. Yani bu günleri işaret ediyordu. Gençliğe, Bursa nutkunda daha çarpıcı örneğini vererek cumhuriyetin gelecekte karşılaştığı tehlikenin boyutunu anlattı. Ama biz O’nu hiç anlayamadık. Tüm halka anlatamadığımız gibi gençliğimize de anlatamadık.

Şimdi gözümüzü yumarak ülkemizin halini okumaya çalışalım. Hukukun zerresine dahi rastlamadığımız ve birbirimize saygı duymadığımız çirkin siyasi havayı soluyor oluşumuz hiç hoş değil. Devletin tüm fertleri birlik ve kardeşlik içinde tüm dünyaya dur demek için çalışmamızı acaba ne zaman görebileceğiz sorusu da yanıt bulamıyor.

Son yıllarda ülkemiz üzerinde oynanan iç ve dış oyunları net bicinde yaşarken bu yaşantıların üzerine net biçimde gidilememesi çok düşündürücüdür. Halkımız avazı çıktığı kadar bağırıyor. Ölüyoruz bizi duyan yok mu? Ey halkım duyan yok. Nedeni çok açık. Siyasiler kendi çıkarları için çalışırlarken bizlerin feryadını işitecek zamanları mı yok yoksa kulakları mı tıkalı bilinmez. Şimdi yalanlarla dolu hukuksuzluk içinde 31 Mart 2024 tarihinde yerel seçimlere gidiyoruz.

Peki, Ulu Önder’in nutkunu paylaşmak istememize ne gerek vardı?

Ona da halkımız karar versin.