Kadınlar, Kadınlarımız, Bizim kadınlarımız!
5 Aralık Kadınlar Günü olarak biliniyor. Aslında günlere hiç takılmadım. Ancak, Ulu Önder Atatürk’ün söyleminde söyle diyordu. “Tarih, Türk inkılabını anlatırken, bunun bir kurtuluş olduğunu en başta söyleyecektir. Bu kurtuluşun çeşitli aşamaları içinde de, özellikle kadınların kurtulmasını anacaktır” der.
Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkeklerle birlikte yürüyerek birbirlerinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır. Ey Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
Atatürk’ün devrimci ve eşitlikçi düşüncesinde kadınlarımız, 5 Aralık 1934 yılında seçme ve seçilme haklarını elde ettiler. Ya Avrupa bu hakkı ne zaman verdi?
Fransa 1944
İtalya 1945
Yunanistan 1952
Belçika 1960
İsviçre 1971!
Şimdi gelelim işin özüne.
Avrupa ülkeleri bizden daha sonraki yıllarda kadınlara verdikleri hakları kabul ettikleri halde, bugün bizden neden öndeler? Demek ki haklar kullanılıyorsa anlam taşır. Sözde hak yok hükmündedir.
Peki, bu düşüncelerle önümüzdeki aylarda yapılacak yerel seçimlerde belediye başkanlığına kaç kadın aday adayı oldu? Özellikle yaşadığımız kent Trabzon’u değerlendirelim. Merkez ilçemiz Ortahisar, yirmi beş kentimizden büyük olan bir ilçe olmasına karşın tüm partiler için sadece bir kadın adayın olduğu bilgisi var. Diğer ilçelerden henüz bir ses yok.
Demek ki bugün hala çok eksiklerimiz var. Kadınlarımızın, siyasi kuruluşlarda olsun kitle örgütlerinde olsun ağırlıklı olarak katılım sağlaması ve yönetimlere talip olmaları cumhuriyetin faziletlerindendir. Yoksa sözde kalan kadınlar günü hiçbir anlam ifade etmez. Zira kadınsız bir toplum asla düşünülemez.
Giriş Yap
Üye Ol
