Tarihin süzgecinde iki kuklacı:

Hamas ve İsrail!

Ortadoğu’da havalar çok daha ısınacağa benziyor. İnsanlık dışı görüntüler uygar dünya özlemine hiç yakışmıyor. Barut kokusunu yakından koklar gibiyiz.

Bin dokuz yüz kırk sekiz yılından bugüne adım adım genişleyen kukla devleti İsrail devleti var.

Şimdi sıra Gazze olabilir mi acaba?

Tabii ki buna kuklaları yönetenler karar verecek.

Şimdi tarihe bir göz atalım.

Yıl bin dokuz yüz on beş. Filistin askerleri, Türk askerlerine cephe arkasından saldırmış ve on dört bin Türk askerinin şehit olmasına ve birçok askerin yaralanmasına sebep olmuştur. Arap ihaneti ile esir düşen on beş bin Türk askerinin gözleri kör edilerek eziyet edilmişti.

Daha yakın tarihimizde FİLİSTİN,

Türkiye’ye karşı PKK’ya,

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine GKR Yönetimine,

Türkistan’a karşı Çin’e,

Azerbaycan’a karşı Ermenistan’a destek verdi. Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas; “Barzani’nin halkı için vermiş olduğu mücadeleyi ayakta alkışlıyorum, Kürdistan kurulmasına karşı değiliz diyordu. Arapların Türk düşmanlığını Tarih de ispatlıyor.

Peki, Ortadoğu’daki ateş topu sadece bölgeyi mi etkiliyor? Elbette hayır ama en çok etkilenecek olan ülkemizdir. Bu nedenle ülkemizin çok dikkatli ve sağlam dış politika yönetmesi gerekir. Şimdi bazı çıkar gruplar ve yandaşlar Mehmetçik Gazze’ye diye naralar atmaktadır. Türkiye’nin Ortadoğu’da iki hassasiyeti vardır. Birincisi kutsalımız Kudüs, ikincisi ülkemizin bekası içindir. Zira BOP, henüz gündemden kalkmış değildir.

Ulu Önder’in “Yurtta sulh cihanda sulh” sözlerini çok iyi tahlil edilmesi gerekir. Ancak Gazze’ye gitmek isteyenler gidebilir ama ben asla gitmiyorum.

ATATÜRK;

“Türk çocuğu artık Arap çölleri için kanını dökmeyecektir” diyor. O nedenle ben gitmeyeceğim, sizi bilmem!