Cumhuriyetimizin
tam 100. yılını kutlayacağız. Kurulduğu tarihten günümüze tek, cumhuriyete
düşmanlık her gecen gün artmaktadır. Artık gizli kalan düşmanlık şimdi aleni
olarak yapılıyor. Ülkemizin çeşitli köşelerinde Ulu önder’ e gösterilen
saldırıların bir anlamı olsa gerek. Ülkeye yaptığı hizmetleri bir tarafa
bırakın, insanların içindeki kin, büyük Önder’ in heykeline saldıracak kadar
büyüdü.
Burada iki
sorun karşımıza çıkıyor. Acaba cumhuriyetimi anlayamadık yoksa, halkın kendi
kurduğu cumhuriyetten beklentileri mi vardı…..?
Bana göre her ikisi de doğru. Peki, yanlış olan ne?
Bakın
ATATÜRK’ ün söyleminde aynen şöyle geçiyor.
Cumhuriyet,
ahlaki fazilete dayanan bir idaredir. Cumhuriyet, fazilettir. Sultanlık, korku
ve tehdide dayanan bir idaredir. Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuslu
insanlar yetiştirir. Devam ediyor büyük insan. Türk milletinin karakter ve
adetlerine en uygun olan idare cumhuriyet idaresidir. Çünkü cumhuriyet, milli
egemenlik idealini, milletin irade ve egemenliğini, vatandaşın devlete ve
devletin vatandaşa karşı hak ve görevlerini en iyi düzenleyen yönetim şeklidir.
İşte birinci sorunun yanıtı burada bulabilirsiniz.
Bir devlet,
yanlış yönetilirse hukuku topluma egemen kılmazsak, devleti soyup yiyenleri
yine başımız üzerine oturtup cumhur adına hesap sormazsak elbette cumhuriyeti
anlayamayız. Milletin efendisi dediğimiz köylüler, tüm emekçiler ve
emeklilerimiz, açlık sefalet içinde zor şartlarda yaşamaya çalışırken,
vatandaşlarımız çöp kutularından beslenirken, devletin kasasını soyanlar veya
soyulmasına olanak sağlayanlar günümüzde hep haklı çıkıyor.
Halkımız
arasında inanılmaz ekonomik uçurumlar var. Ev kirasını ödeyemediği için
sokaklarda yatanlar, su ve elektrik parasını ödeyemediği için su ve
elektrikleri kesilen ve evine haciz gelen vatandaşlarımız ile yalılarda,
şatolarda ve beş yıldızlı tatil köylerinde yaşayanlar arasında bu uçurumun
nedenlerine kader diyebilir miyiz? İkinci sorunun yanıtını da burada
bulabiliriz.
Bence burada
en büyük sorun, devletin halkın önüne sunduğu seçeneklerdir. Bu devletin temel
görevidir. Ama öyle görülüyor ki, bugün devleti yönetenler halka seçenek sunma
yerine, halkın geçim kaynaklarını bile yok etme gayreti içindeler. İşte fındık,
tütün, çay, pamuk ve şeker pancarı gibi ürünlerde görüyoruz. Onca yıllarda
cumhuriyeti anlamak için hiçbir uğraş vermediğimiz için anlamakta zor gibi
geliyor.
İşte o zaman
kin ve düşmanlıkların pirim yapacağını düşünenler, büyük kurtarıcıya da saldırırlar.
Ve O’nun heykellerini parçalayarak ilkelerini yok etmeyi düşünen hainler,
hiçbir zaman yanlış istemlerine ulaşamayacaklardır. Buna Türk halkı izin
vermez! O nedenle 100. Yılını kutladığımız cumhuriyeti anladığımızı
zannetmiyorum….!