Yanılmıyorsam Türkiye’de ilk defa bir kasabanın yönetimi "şerif" ile anılmıştır. Bu kelimeyi duyduğum anda biraz olsun düşündüm. Zira ŞERİF, tüm siyasi ve ekonomik olarak bağlı bulunduğumuz Amerika Birleşik Devletlerinde haramilerin korkulu rüyası olmuştur. Bu düşünceye katılmasan da şeriflerin, devletin adaletini yansıtacağını ve halkıyla paylaşacağını sanıyordum. Demek ki ülkemizde şeriflerin yaptıkları, örnek aldığımız Amerika Birleşik Devletlerindeki uygulamaları gibi değil.

Beşikdüzü’nün şerifi, ilçede hukuku yok sayarak Hitler’in kanununu aratır oldu. Hitler faşizmi insan sevgisinden çok uzaklarda olmasına karşın, devletini satmamış ve zarara uğratmamıştır. Oysa birilerinin şerifi, Beşikdüzü’nü satılığa çıkararak halkına en ağır cezayı vermektedir. Hukuk dışı icraatlarına mahkemelerin defalarca dur demesine rağmen, kin bağlamış yüreğinle adeta kusmaktadır.

Kanunsuz şerif; Beşikdüzü’nün doğal güzelliğini, ekolojik dengesini ve kültürel mirasını yok etmeniz yetmemiş gibi şehidimizin adı sizlere çok ağır mı geldi? Bu Arap sevdalığını nereden aldınız?

Kanunsuz şerif; Beşikdüzü’nde sağ-sol ayrımı yaşanmıyor. Bunun en güzel örneğini şehidimizin ismini taşıyan parkta yaptığınız hukuksuz çalışmanızda halkımızın birlikteliği gösterdi.

Kanunsuz Şerif; kanunsuz çalışmalarına çanak tutanlar da sorumluluklarını unutmuş olacaklar ki, halkın malı olan belediyenin sitesinden kervan yürür diyebiliyorsun.

Beşikdüzülü hemşehrilerim; sizler, hukuka saygınlığınızı defalarca gösterdiniz ve sinsi düşüncelerin esiri olan şerifin icraatına şehidimizin ismini taşıyan parktaki ağaç katliamında dur demekle gösterdiniz. Ancak asıl Bizans oyunları şimdi başlıyor. Ülke genelinde olduğu gibi Beşikdüzü özelinde yolsuzluklar içinde yüzen iktidar partisi, şerifi belediye başkanlığına aday göstermedi. Şerifin şimdiye kadar yapmış olduğu kanunsuzluklara hayır demeyen ilçe başkanını aday gösterdi.

Peki, kervan yürür demenin anlamı nedir? Burada birçok soru yumağı ortaya çıkar. Eğer iktidar partisinin adayı kazanır ise şerif belediyede ne gibi görev alacak veya belediyeyi yine kendi ucuz, hukuksuz düşünceleriyle mi yönlendirecek? O zaman tüm Beşikdüzü halkına büyük görev düşmektedir. Hukuksal olarak Av. Ozan Karagöz ve Av. Neslihan Çıtlak kardeşlerimizin, şerifin ilçedeki hukuksuzluğunu ispat ettikleri için gönülden borcumuz vardır. Beşikdüzü ve halkı, yaşanan bu çirkin düşünceden, akıl yoluyla giderek sen ben kavgasını bir kenara bırakarak ilçenin kurtuluşu olacağı gibi demokrasiye de güzel bir ders vereceklerdir. Şehit Kurtoğlu Parkı'nda verdiği gibi.

Baharı hep beraber yaşamak dileği ile…