SON DAKİKA



Haber > Yaşam > Sosyal medya dedikleri

Sosyal medya dedikleri

27 Ağustos 2017 Pazar - 10:30








Koşar adımlarla evinize giderken, bir yandan da akşam televizyonda izlemeyi düşündüğünüz ve günlerdir beklediğiniz bir diziyi ya da maçı düşünüyorsunuz. Ev sizin. Sizin kurallarınız var. Çok tutarlı ya da ideal olmak zorunda değilsiniz.

Zaten bu yüzden bir eviniz var. İçerisindeki davranış biçiminiz sizi ilgilendiriyor. Bir de evinizi paylaştığınız insanları. Bunun dışındakiler zaten sizin evinize girmelerine müsaade etmediğiniz kişiler. Derken, yolda birine rastlıyorsunuz. Size o akşam misafir olup olmayacağını soruyor. Bir sakınca görmüyorsunuz.

Tamam, sonuçta bir yabancı ama insanlık da ölmedi. Hem, gücünüz kuvvetiniz de yerinde. "Tamam be, hadi gel bakalım, bugün de böyle olsun!" diyorsunuz. Neticede yapacağınız şey akşam televizyon seyretmek. Sehpanın üstüne bir çerez tabağı fazladan koymak sizi batırmaz. Sonra, siz televizyon seyretmeye başlamışken, misafiriniz kalkıp önünüzde dikilmeye başlıyor. "Hayırdır kardeş!" diyorsunuz. "Yok bir şey, etrafı inceliyorum" diyor. "E iyi de kenara çekil bari" derken, sizin takım maçtaki tek golü atıyor.

Yaptığınız iyiliğin size dönüşü, takımınızın attığı golü seyredememek oluyor. Sinirleniyorsunuz ama kalp kırmak da kötü bir şey tabi. "Ya sabır" diyerek kanal değiştiriyorsunuz. Bu kez de çok sıkı bir film var! Bu sefer de misafiriniz eline telefonunu alıp birini arıyor ve "Yahu bu adam da amma zevksiz çıktı, izlediği filmi bir görsen var ya!" diyor.

İçinizden gelen kalkıp gırtlağına yapışmak ama ah o ev sahipliği sorumluluğu yok mu! Filmi kapatıp uzun zamandır bitirmek istediğiniz kitaba uzanıyorsunuz. Zaten saat de yavaş yavaş ilerliyor. Misafir de sorumluluklarını bilir, susar, birazdan da bu kadar memnun olmadığı bir yerden kalkar gider diye düşünüyorsunuz. Ancak siz daha ilk sayfayı çevirdiğinizde bu kez verdiği tepki "Sen böyle sürekli kitap okuyarak kime hava attığını sanıyorsun ki?" oluyor. Artık sabrınız kalmıyor. Ayağa kalkıp misafirinizi ensesinden tutuyor, nesi varsa eline veriyor, kapıyı açıp bir de tekme vurarak bozulan sinirinizi düzeltmeye ve rutin hayatınıza dönmeye çalışıyorsunuz...


İşte, takip etmenize ya da görmenize izin verdiğimiz sosyal medya hesaplarımız bizim evimizdir. Orada olmak hakkınız olduğu için değil, biz izin verdiğimiz için oradasınız. Seyrettiğimiz diziler, maçlar, okuduğumuz kitap, oturduğunuz salon hep bizim tercihlerimizdir. Bunlar, yasal ve toplumsal sınırlar içerisinde kaldığımız müddetçe sadece bizi ilgilendirir! Bunlarla ilgili bir fikriniz varsa insan gibi söyler, gerekli iletişimle cevabını da alırsınız.

Beğenmiyorsanız da gitme, bakmama, uzak durma hakkınız var. Ama misafir olarak bulunmanıza izin verilen bir evde haddinizi aşar ve evin sahibi gibi davranırsanız, üstelik bunu bir psikolojik vaka potansiyeli taşıyan takma bir isimle yaparsanız, olacak olan, kendinizi yediğiniz tekme ile kapının önünde bulmaktır.

Hiç kimse sizin çok da yerinde olmadığı belli olan psikolojinizi, taa çocukluktan beri peşinize taktığınız komplekslerinizi tatmin ederek düzeltmek gibi bir görev edinmiş değil. Ya kendinizi modern tıbbın emin kollarına bırakın, ya da yallah başka kapıya!

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap