Maç daha çok Ümraniyespor'un kontrolü altında başladı. Giresunspor kontrollü oynamayı ve kontra atakla çıkmayı tercih etti. İstanbul'daki taraftarımız yine çok iyiydi ama yönetimden bu taraftarı üst tribüne değil alt tribüne aldırmasını beklerdim.

Maça dönecek olursak, ekibimizin oyunu kendi alanında kabul etme stratejisi daha 17. dakikada çöküyordu. Kendi ceza alanında paslaşmalar yapan Giresunlu oyuncular sonunda büyük bir hata yaptılar. Neyseki Ümraniye'nin o andaki beceriksizliği ile altıpas önünden top üstten auta çıktı. Giresunspor yönetimi ile, işadamları ve taraftarı ile büyük bir camia.

İstanbul'da takımını izlemeye gelen 10 bine yakın taraftara daha iyi bir futbol izleyeceklerine dair umudumu ikinci yarıya taşımıştım. Maalesef olmadı... Ümraniyespor topsuz oyunu iyi oynuyor.

Baskı ve rakibin atak yollarını kapayarak pek tehlike yemiyorlar. Giresunspor ise orta alandaki kesici ikilisini oyuna daha fazla sokmalı. 57. dakikada etkili şutu kornere çelen kalecimiz başarılıydı. Ama bu ataklar golün habercisi gibiydi. Ve kornerde ceza alanı içine düşen topu uzaklaştıramadık.

Dün büyük hatalar yapan savunmamız bu golde de hatalıydı. Yücel hoca golü yiyene kadar niye maça bir dokunuş yapmadı, anlayamadım! Erkan Sözeri'nin takımı sahanın her yerine adeta kapan kurmuş. Resmen kapana düştük! Olmadı Yücel hocam. Bu etkisiz futbola müdahalelerde geç kaldınız...

Ve tabi futbolcular, hangi takımda oynadığınızın tekrar farkına varın. Dönün tribünlere bakın ve o büyük taraftarı görün...

Dün resmen rakip futbolcular önünde amatör futbolcu gibi kaldınız. Bu kadar çok pas hatasını nasıl yaparsınız! Ne oldu size dün? Taktiğiniz tutmadıysa, yüreğinizde mi yoktu beyler? Yüreğinizi evde mi unuttunuz?