Kasıtlı borçlandırıyorsunuz.

Futbolu bilmiyorsunuz. Telafisi mümkün olmayan yanlışlar yapıyorsunuz. Olmayacak hayaller kuruyorsunuz. Durmuş saat gibi günde iki kere doğruya rastlayıp düğün dernek yapıyorsunuz. Camiayla ilişkiyi kesmiş tüccarlarla iş yapıyorsunuz. Siyasete teslim olmuşsunuz. Kazanan siz, kaybeden Trabzonspor oluyor, arsız, yüzsüz, hesapsız devam ediyorsunuz. Bordo-mavi değerleri dışarı bıraktınız, sahte yollara dalıyorsunuz.

Fazlasını içimizde tutarak Beşiktaş maçına geçelim. Futbolcuları irdeleyip futbolun kabul etmediği davranışlar ortaya çıkarmak ayıp. Olsa bile futbolcuyu kusurlu gösterip yıpratmak kimseye fayda etmez. İdare edilendir futbolcu grubu. İdare edenin kurallarına uymak zorundadır. Uymayan karşılığını görür, gereğini yapacak olan da kural koyucudur. Kulübün başkanı, yönetimi futboldan zerre kadar anlamadığı için iş teknik direktöre düşüyor.

Direktör futboldan gelmediği için dengeyi sağlayamıyor. Adaletin hüküm sürmediği ortamlarda daha büyük adaletsizlikler ekibi yoldan çıkarıyor. Teknik direktörün uygulamaları anlaşılır olacak. Hangi sistemi, taktikleri, hangi futbolcularla, hangi rakibe karşı neden tercih ettiğini kabul edilir şekilde açıklayacak. Sporcu grubunu ikna etmiş olacak. İlk antrenmandan beri ekibi hayal ettiği yol haritasına uydurmuş olacak. Ortaya çıkan, kısa süreli de olsa görünen bir şeyi var teknik direktörün.

Genelde ilk bir saatler gösteriyor takım. Yüksek efor isteyen taktik strateji futbolcu grubuna ağır geliyor. Son yarım saatler kademeli hareket sekteye uğruyor, mesafeler, açılıyor, rakipler rahat hareket fırsatı yakalıyor. Teknik direktörün başka alternatifleri olmalı. Skoru almış olmasına rağmen koymadı sahaya. Fayda eder müdahale yapamadı. Fener, Başakşehir, Alanya maçları... Var olanın üzerine gidebilir takımın hocası. Bütünlük gösteren süreyi artırabilir.

O bölümler çok gelişmiş futbol oynayan bir ekip, akıl var sahada. Futbolcularını inandırmalı. Maçtan önce kurguladığı işe yarıyor, maç başladıktan sonra, oyunun söylediklerini anlamıyor. Yorulanlar, oyundan düşenler oluyor, teknik direktör devreye girmeli. Kondüsyon, kuvvet uzmanı, bilgisayar, analiz, bilimsel çalışmalar bir farklılık yok. Herkesin bildiği, uyguladığı şeyler. Öngörünüz yüksek olacak, sahaya koyduğunuz düzeni gözlemleyecekesiniz, anlık akıl kullanacaksınız. Tam olarak burası takımın hocasında boş, işlemiyor, devreye girmiyor. Yardım alsın, çok mu zor? Yok mu futbolun içinden gelen arkadaşı, sorsun, danışsın, değerlendirsin. Beşiktaş ağır oynayan bir takım.

Pas geçişleri iyi. Kolay top kaybetmiyorlar, atağı sonlandırma becerileri yüksek. Gol sahasına yavaş geliyorlar amma geldiklerinde kolay iş çıkarıyorlar. Atak organizasyonunu keseceksiniz, çıkışı zorlaştıracaksınız. Geldiği anlar olacak mutlaka, salak faul yapmayacaksınız. Duran topları etkili kullanıyorlar. Sağ bek yaşlı, tekniğiyle oynuyor, arkası tarla gibi. Sol bek etkili, önlem alınmalı. Talisca’ya vuruş imkanı verilmemeli. Tosiç tek hamlelik, arkası boş.... Yapabilir takımın hocası. Akıl tutulması kalıcı bir şey değildir, değiştirebilir. Yan faktörleri kullanabilir, yardım alabilir. Futbolda yenilmeyecek takım yoktur, yeter ki yenecek yolları bulun...