Zor oyundur futbol. Başarının sınırı yoktur, ne yapsan fazlasını ister. Tamam dediğin an bittiğin andır, öyle sayar, daha iyisini kovalarsın... Yazıyorsan hayallere hitap ediyorsun demektir. Kulübün başkanı, hoca, futbolcu seni okuyacak rahatsız olacak. Ne yapsam da memnun etsem derdine düşecek... Övgünün de, yerginin de bir ölçüsü olacak.

Olanı tarif edip yeni ufuklar gösterecek... Fazlasıyla koyduk köşeye, en iddialı sözlerle doldurduk sayfaya... 82 puanlı kadro parçalandığı dönem hançeri soktular Bordo Maviye. Derinden hissettik acıyı, kan damlar oldu kalemden. Defalarca yazdık, tarif ettik. Dikiş tutmadı sonrası. Zengin babanın bonkör çocuğu daldı çarşıya, kasayı boşalttı, altından kalkılmaz borca soktu...

Yazsan ne yazar durumuna düştük, laf yalama olmuştu dinleyen yoktu. Üç liralık, beş liralık bileti alıp maça gidemeyen garipler yarım trilyon borcu nereden kapatsın? Cebinde sigara parası olmayan “Ne olur borçtan” diyor! Cumhurun başı verir, bakanlarımız bağlar, hayal dünyasında geziyor. İşe yaramaz futbolcuya 30-40 milyon garanti para anlaşacaksın devlet verecek he! Kime vermiş ki sana versin? Para başarıda, kafaya oynayacaksın. Kazandıkça gelirin artacak. Başkan, hoca, futbolcu sacayağını kurmuş, uydurmuş olacaksın...

Sonu gelmez bu yazının her tarafı arızalı yapıyı hangi cümlelerle düzeltirsin? Kulübün başkanı, yönetim kurulu, takımın hocası, futbolcu grubu nereden tutsan elinde kalıyor. Has bir iki güzel hamle arasında teknik adam tercih ve transfer yanlışı soktular araya. İşlerin ne derece zora girdiğini, içinden kalkılması imkânsız hal aldığını fark edemediler. B u g ü n çok net gör ü n ü y o r , Hami Mandıralı Değil dünya teknik direktörlerinden bir heyet kursaydık da değişen fazla bir şey olmazdı. Şota hoca da başarmak istedi aslında. Sadi hoca döneminde de falso verdi bu futbolcu grubu. Sisteme uymaz, taktik işlemez durum var.

Hücum hattı yoktu zaten. Bastonla dolaşıyordu Cardozo, sahte oynuyordu Erkan, Bordo Mavi’nin futbolcusu değildi Sefa, Yusuf’un iyi niyeti yeterli olmuyordu... Arkada, ortada ne yaparsan fark etmez, bin pası geçsen de sonunda topu ön tarafa vereceksin. Messi’nin, Neymar’ın, Suarez’in olmadığı bir Barselona hayal eder misiniz? “Kaderimizi futbolcu belirliyor” derken kalbine batan bıçağı anlatmak istiyordu Hami hoca. İki yüz küsur golü nasıl attığını en iyi o biliyor. Bin kat rahat pozisyonda topu kargalara vuranlardan medet umuyor. İşte o sebepten “Keşke uçarak gelmeseydin” yazmıştık hoca...

Muhammet Demir çare değilmiş, Güray merhem olmazmış yaraya. Almadan bileceksin, tutmazsa elbette bedel ödeyeceksin. Yüzlerce süslü cümle kursanız da değiştiremezsiniz gerçeği. İcraat istiyor futbol, konuşmayla olsaydı papağanlar profesör olurdu...