Yağmurdan kaçarken doluya tutulduk. Avni Aker’i dolduran binler gibi, hayretler içinde kaldık. Trabzonspor sistemsiz oynuyor. Çalışılmış, tarif edilmiş bir tane taktiği yok. Anladığım o ki, takımın hocası yok. “Size futbol mu öğreteceğim? Onca tecrübeniz var, çıkın oynayın” demiş...

Bu kadar olamaz. Asla futbolcu kalitesi falan değil. İpini koparmış yorgun atlar gibi harada dolaşıyorlar... Savunma yapmıyor, hücum edemiyor, pas vermiyor, boşa çıkmıyor, pozisyon almıyor... Tuhaf, anlamsız denemelerle her seferinde rakibe teslim oluyorlar. Atak kurgulama yok, hücumda çeşitlilik yok, ayağına alan kaptırana kadar çalım atıyor. Kuralsız, kafasına göre oynuyor Trabzonspor...

Uçarak gelmeseydin keşke Mandıralı hocam... Reşit Akçay gibi bir ustanın yanında beş altı yıl çalışsaydın. Şu gözlerinin önünde oluşan gol pozisyonlarının nasıl kurgulandığını belleseydin... Hem kendini yaktın, hem Trabzonspor’u. “En iyi bilmek, haddini bilmek” der büyükler.

Sorsan Kulüp Başkanı’na “Bu kadar bilmiyorduk” der. O zaman ne işin var kulübün başında? Tüm kararları neden siz veriyorsunuz? Hangi futbol aklıyla adım atıyorsunuz? Tarihi bir hezimet olabilirdi. Tek farklı kayba sevinmeli Trabzonspor... Onur, Akakpo ve Marin futbolcuya benzer davranıyordu. Kalanlardan hiçbiri lige, formaya, Trabzonspor’a yakışır bir şey göstermedi...