Seni eleştirmek gibi bir lükse sahip değilim. Haddimi de bilirim. Başarılı olduğun 2-0’lık Kasımpaşa maçının kadrosunu bozmamana da bir sözüm yok. Etkili ve de yetkili olan sensin. Saygı duyarım. Zaman lazım, onu da bilirim. Uyum sorunu vardır, onu da anlarım. Aldığın yabancıların kaliteleri, kumaşları iyi. Hatta geçmişten daha ucuz ve de daha kaliteli. Daha çok katkı sağlayacaklar. Bu uzun bir maraton, buna da saygı duyarım. En azından ben ‘yiğidi öldürür ama postunu giymem’, hakkını da veririm. Sen de biliyorsun, ben de biliyorum ki; mutabık olduğumuz tek konu, geçmişten bu yana senin zamanında Trabzonspor kulübü aldırdığın her futbolcudan para kazanmıştır. Zarar etmemiştir, bu doğrudur. Hatta aldığın futbolcular Türk Milli Futbol Takımı’na en üst seviyede hizmet etmişlerdir. Trabzon spor kamuoyu; oynanan, yaşanan yılları unutmaz. Bugün her yerde şu konuşulur ki; Şenol Güneş de senin kurduğun takım üzerinden, yani şartların gereği senin misyonun üzerinden bir başarı sağlamıştır. Ama işin gerçeği şudur ki, ben terzi değilim sen terzisin. Sen doktorsun, ben doktor değilim. Sen mimarsın, ben mimar değilim. Yorgancı olsak, özelimize göre yorgan dikeriz. Sen bir spor adamısın, ben de bir spor adamıyım. Ben futbol adına doğruları konuşmak için yorum yazarken, sen de bu işin mutfağındasın. Sen Milli takım hocalığı yapmışsın. Sen şuan üçüncü kez Trabzonspor takımının hocasısın. Bir tek fark, geçmişle aynı yerde olmamak gerek. Sen geçmişin izlerini silmek için buradasın.

Hangi şartlarda olursa olsun yaptığın bu transferlere hiç kimsenin laf söylemeye hakkı yoktur. Alınan yabancıların kalitesi ve kumaşı yüksek olduğu için, yerli futbolcularımız kaleci Onur’un haricinde yabancıları algılamada sıkıntı yaşadı ve saha içerisinde uyum gösteremediler. Oyun anlayışlarında onların gerisinde kaldığı için, şu ucuz maçı mağlubiyetle bitirdik. Bu maç böyle bitmemeliydi. Başı ‘kör döğüşü’, sonu ‘geldi-gittiler’ ile devam etti. Adı futbol, her şey var. Sana bir örnek anlatmak isterim Sayın hocam. Benim zamanımda Fenerbahçe’de Yugoslav Veselinoviç diye bir hoca vardı. Derdi ki; “İki adamım var. Bu benim elimde. -Biri Rıdvan Dilmen, diğeri rahmetli Selçuk Yula- Gerisine maç taktiği yakışmaz. Bilirim, kendi sahamda durumum. Ben gol yemem, gol atabilirsem atarım. Ben bu maçı mağlup bitirmem.” Bu sonuçlarla 3 sene Fenerbahçe Veselinoviç ile şampiyon olmuştur. Şimdi isyanım odur ki, bir tek mevki üzerine futbol kolektif bir oyun. Yani sen geçen Kasımpaşa maçında 2-0’da, 5-0’da, 10-0’da yenmiş olabilirsin. Her rakip aynı rakip değildir. A takıma Trabzonspor alt yapısından bir oyuncu bulamadınsa eğer, olmaz. Aydın bir hoca kamuoyunu rahatlatmak adına o sağ kanatta altyapıdan bir adam oynatırdı. Kimse o futbolcunun adını bilmezdi belki ama bu maçta belki de o adamı kazanırdık.  İşte hocam konu burada. Yine de sana teşekkürler bizim hocamızsın...