Sezonun en kolay maçını oynadı Fener. Sadece tribünden engel gördüler. Saha içerisinde içi boş formalara karşı mücadele ettiler. Korkmuşlar belli ki... Önlemli, temkinli, güvenli kaldılar. Önde baskıyı Bırakıp ortada, arkada karşıladılar. Topla fazla Oynama hakkını Bordo- Mavililer’e bıraktılar.

Kapanan rakiplere ne kadar çaresiz kaldığını tespitlemiş, taktiği öyle kurguladı. Topla daha çok oynayan Trabzonspor; pozisyon bulan, goller atan Fenerbahçe... Aradaki fark çok net göründü. Fener kural üzere oynuyor, Trabzonspor kafasına göre. Hareket seçimleri amaçlı... Boşa çıkmalar, yer değiştirmeler, pas zamanlamaları, desteği, dengesi. Adamlar yeteneğini taktik için kullanıyor; bizim Ekici, bizim Özer topla dönüyor, dönüyor sonra bir daha dönüyor, ne boşa çıkan ne de pas veren var... Güray diye bi uşak var, dolaşıyor sahada. Taç çizgisinden kalenin önüne topu yetiştiremiyor... Salih, Okay, Cardozo, Muhammet, tarif edecek kelimeyi yazmakta zorlanıyor insan.

Daha açık nasıl anlatılır bilmem ki... Hitap ettiğimiz % 10’nunu algılıyor. O yönetime dünyanın en usta beyin cerrahlarını koysanız dahi olmaz. Hiçbir futbolcu grubu kendi başına bir sistem, taktik oluşturamaz. Eğer o takımın başında bir yol haritası, bir oyun stratejisi, çalıştırıp, kurgulayan yoksa asla olmaz. Evet sayın Usta! Futbol, rakibin istediklerini engelleyerek kendi istediklerini yapma oyunudur. Sistem olmalı, sistemi işletecek taktikler olmalı. Mücadele öncesinde çalışılmış, olgunlaştırılmış olmalı... Bitiremedik maçı futbol rezilliğinin üstüne ahlâkımızı da kaybettik. Dünyaya kepaze olduk. Sebep olanları şiddetle kınıyorum...