Trabzonspor öyle bir süreç yaşıyor ki haklı haksız eleştiri mi ararsın, yalan yanlış haber mi ararsın, hepsinden fazlasıyla var. Sadece olmayan Trabzonspor gerçeğinin yalın bir dille spor kamuoyunun önüne konulmasıdır ki, işte eksik olanı burasıdır.

NELERİ ANLATAMADIK?

Yıllardır Trabzonspor seçim süreçlerini yaşarken değişmeyen bir olgu, nedense her defasında yönetim kurulları... Arkadaşlık, dostluk, 'birlikte hareket ediyoruz' mantığı üzerine oluşur. Şu anki yönetimin de oluşumu öyledir. Biri çıkıp da demez ki dünyadaki bütün sektörler hızlı değişim gösterirken, artık Trabzonspor'un da kurullarının temel ilkesinin göreve talip olacak arkadaşların bilgisinin, donanımının, vizyonunun sorgulanması sonucu toplumun önüne çıkmasının doğruluğunu anlatamadık...

KRONİK TAKINTILARIMIZ VAR

FB, GS ve BJK'nın talip olmadığı, fazlalığının da diğer oyuncularla kıyaslanmadığı ortada iken, Gaziantepsporlu Muhammet Demir transferinde yaşananların temel noktası şudur ki, "Trabzonspor'a karşı hangi takımın futbolcusu performansının üzerinde bir maç oynamışsa 'Tamam, aranan kan bulunmuştur, aman peşini bırakmayalım' mantığından bir türlü vazgeçememiz olmamızdaki ısrardır ki hala Muhammet Demir'le gündem oluşturuyoruz. Yani 'ver 3 milyon avro, üç dört maç sonra yandık anam!' Oysa bir adım geriye bakıldığında gömlek farkıyla bugün bir beden küçük olan elimizdeki Muhammet Beşir yarın Demir'den üç beden daha büyük olacaktır. Bu kulübün bu hallere düşmesindeki en büyük sıkıntıların başı bu denli yanlış transferler değil midir? Alın bana ünlü bir skorer golcü, yönlü bir sol kanat oyuncusu amenna... Hiç değilse yarın sattığımızda, verdiğimizle aldığımızı karşılaştırabilelim...

FEDA ZAMANI İSE LUCESCU NEYİN NESİ?

Doğrudur, uluslararası üne sahip bir hoca... Lakin zamanlamaya baktığımızda borç batağındaki Trabzonspor'un elindeki malzeme ile 50. yılındaki şampiyonluk hayali, 'önce hayaller ölür' deyimi ile hayali yaşamaktan başka bir seçeneğimizin olmadığı gerçeğidir. İşte yalın bir anlatım örneği... Bir camia ki misyonunu kurtarma gayreti içerisinde futbolcularından fedada bulunmalarını ister. Öte yandan Lucescu gibi bir hocayı takımın başına getirmek ister. Parasını almış bir hoca ile parasından fedada bulunmuş bir futbolcunun aynı dava uğruna verecekleri mücadelenin boyutunu anlatabilecek kaç yöneticimiz vardır? Lucescu yönetime sormayacak mıdır ki, benden şampiyonluk beklerken, ben bunu nasıl kabul ederim? Yine de fedanın adresi Trabzonlu futbolculardır ama elimizde fazlası yoktur. Nedenlerini Özkan Sümer hocama sormamız lazımdır...

KAYBIMIZ YOK

Sadece Lucescu ve de 50 yıl. şampiyonluğumuzu erteledik ama umudumuz, hayellerimiz var, borcumuz var. Bu iş üç boyutlu bir mücale işi. Trabzonspor'da sistem yerle bir olmuş. Yeni yapılanma kolay süreç değildir. Hami kardeşime başarılar dilerim. Bursa Arena Stadyumu açılışında filizlenen emir komuta zinciri olsa da önemli olan bizim insanımız olmasıdır. Üst seviye futbolun içinde olan futbolcularımız bugün değil de ne zaman bu olayın içinde olacaklar? Gelen yabancılara 'şu olmasa olur mu hocam' diyebildik mi? O zaman kendi insanımızın elini sıkmaktan onur duyma zamanıdır. Artık Trabzonspor öz evlatlarının iradesinde şekillenip yeni yapılanma süreçlerini idare etmelidir. Bu aşamada da ne Hami Mandıralı'dan ne de Fatih Tekke'den fazla bir şey beklemeye kimsenin hakkı yoktur, olmamalıdır da...